TBMM Dışişleri Komisyonu üyesi, gazeteci, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, "Türkiye S. Arabistan ile kötü olan ilişkilerini düzeltmek için sanki Cemal Kaşıkçı olayını bir fırsat gibi kullanıyor" dedi.
2 Ekim'de Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'na girdikten sonra bir daha kendisinden haber alınamayan gazeteci Cemal Kaşıkçı olayındaki belirsizlik sürerken Konsolos Muhammed Uteybi'nin ülkesine dönmesine izin verilmesinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Çakırözer, "Gerçekten elimizde somut kanıtlar varsa S. Arabistan’a yaptırım uygulamamız gerekiyor" şeklinde konuştu. Çakırözer, Washington Post yazarı olan ve Amerika’da yaşayan Kaşıkçı‘nın işlemler için neden Türkiye’ye yönlendirildiği konusunu çözmeden bu işin içerisine Türkiye’nin nasıl girdiğini anlamanın mümkün olamayacağını ifade etti.
Meclis'in kayıp gazeteci Cemal Kaşıkçı olayına ilişkin bilgilendirilmesini isteyen Çakırözer, “S. Arabistan konsolosluğunda kaybolduğu kesin. Bunun hesabını S. Arabistan’ın vermesi lazım ama aynı zamanda Türkiye’nin bu hesabın verilmesi için gerçek bir hukuk devleti gibi hareket etmesi lazım” dedi.
CHP’li Çakırözer, 2 Ekim'de ülkesinin İstanbul Başkonsolosluğu'na girmesinden bu yana kendisinden haber alınamayan Suudi Arabistan vatandaşı Cemal Kaşıkçı olayında soru işaretlerini sıraladı. “Bütün parmaklar Suudları gösterirken konsolusun çıkışına izin verilmesi bugüne kadar hiçbir konsolosluk çalışanının ifade çağrılmaması çok büyük ihmaller olarak gözüküyor” dedi. CHP'li Çakırözer, gazeteci Cemal Kaşıkçı olayıyla ilgili T24’e şu açıklamayı yaptı:
"-Amerika’da yaşayan Cemal Kaşıkçı yapacağı işlemler için neden Türkiye’ye yönlendirildiği konusunu çözmeden bu işin içerisine Türkiye’nin nasıl girdiğini anlamamız mümkün değil.
-Cemal Kaşıkçı, İstanbul Başkonsolosluğuna, giriyor sonra çıkmadığına yönelik haberler bir iki gün içerisinde kamuoyu dalgalandı nişanlısı tarafından kamuoyu bir an önce bilgilendirildi. Ancak, aradan 16-17 gün geçti bu süre içinde çok şey yazıldı çizildi ama Türk makamları çok az şey yazdı.
-Arabistan’dan Türkiye’ye gelen 15 kişilik ekibin kim oldukları gibi kayıtlar olduğu yönünde bu kişilerin girişi çıkışı takip edilmiş anladığımız kadarıyla. Tüm bunlar bilinmesine rağmen şüpheler varsa neden Konsolosluğa giriş zaman aldı, neden konsolosluk görevlileri bir an önce savcılığa davet edilmedi, ifadeleri alınmadı.
-Viyana sözleşmelerine bakıldığında büyükelçinin tam dokunulmazlığı var, ama konsolosların tam dokunulmazlığı yok. Böyle adam kaybolması, adam öldürme gibi şeyler de mutlak surette konsoloslar, konsolosluk görevli ve çalışanlarının adli soruşturmada ifadelerine başvurulabilir ve gerekirse gözaltına alınabilir.
-Nedense basın üzerinden S. Arabistan suçlanırken adli makamlar hiçbir şey yapmadı. 17 gün bütün dünya S. Arabistan’ı suçlarken Türkiye’nin Suudi konsolosun elini kolunu sallayarak gitmesi kabul edilemez bu bir soru işaretidir.
-Türk ve Batı basınında Türkiye’nin elinde ses ve görüntü kayıtları olduğuna ilişkin haberler çıktı. Bu kayıtların varlığını ABD Başkanı Trump’a, Dışişleri Bakanına soruluyor ama Türkiye’de kendi vatandaşlarımıza bu kayıtlar var mı; yok mu diye açıklama yapan yok.
-Bu kayıtlar varsa zaten sizin elinizde en net delil var demektir, kaçırıldığına ya da öldüğüne dair.
-Elinizde somut kanıtlar olmasına rağmen S. Arabistan ile işbirliği yapalım, Kral bize ortak soruşturma yapalım demiş, biz de kabul etmişiz, kral bize teşekkür etmiş. Eğer elinizde görüntü, ses kaydı varsa kraldan nasıl böyle bir şey niye bekliyorsunuz.
-Temenni etmiyorum onu söyleyeyim, Türkiye S. Arabistan ile kötü olan ilişkilerini düzeltmek için Cemal Kaşıkçı olayını bir fırsat bir imkan kullanıyor gibi.
- Eğer gerçekten bu işi Suudiler yaptıysa elimizde bir ses kaydı görüntü kaydı varsa ki ismi açıklanmaya bir Türk yetkili Batı basınına sürekli bilgi veriyor, çıkarın dendiğinde ise kimse çıkarmıyor. Gerçekten elimizde somut kanıtlar varsa S. Arabistan’a yaptırım uygulamamız gerekiyor.
Demokrasi ve hukuk devletiysek bir insan öyle ortadan kaybolamaz. Eğer böyle oluyorsa biz demokrasi hukuk devleti değiliz, tam tersine S. Arabistan ülkelerin bile ülkemizde operasyon yaptığı bir ülkeyiz. Bu da kabul edilemez. Mutlaka kamuoyunun aydınlatılması lazım. Böyle laflarla Trump’la, Pompeo, Arap kralı aradı gibi laflar bu sorunu çözmez. Elimizde net kanıt varsa ortaya konulmalı.
S. Arabistan konsolosluğunda kaybolduğu kesin. Bunun hesabını S. Arabistan’ın vermesi lazım ama aynı zamanda Türkiye’nin bu hesabın verilmesi için gerçek bir hukuk devleti gibi hareket etmesi lazım. Ama biz im gördüğümüz boşluklar var hele hele konsolusun gidişine izin verilmesi kabul edilemez."