CHP’li Cihaner: Başbakan, ölümleri ve acıları birbiriyle yarıştırıyor

T24/ ANKARA

CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, “Dünyanın hiçbir normal ülkesinde, bir başbakan polis şiddetiyle yaşamını yitirmiş vatandaşlarıyla başka bir ülkede öldürülmüş insanları karşılaştırıp, kendi ülkesindeki şiddeti önemsizleştirmeye, ikincilleştirmeye çalışamaz, bunu yaptığında ise o koltukta bir dakika bile oturamayacağını bilir” dedi.

Cihaner’in Başbakan Tayyip Recep Tayyip Erdoğan’ın son haftalarda yaptığı açıklamalarına yönelik  değerlendirmesi şöyle:

Türkiye halkının “artık yeter” diyerek ayağa kalkışı, iktidarın ve Tayyip Erdoğan’ın kimyasını fena halde bozmuşa, psikolojisi üzerinde ağır bir tahribat yaratmışa benziyor. 

Başka türlü, ülkeyi yönetme iddiasına ve devlet adamı sorumluluğuna sahip olan bir insanın, ardı ardına böylesine akla mantığa sığmayan açıklamalar yapması, halktan tuhaf taleplerde bulunması ve her açıklamasında toplumu kutuplaştırarak yeni gerilimlere zemin hazırlaması söz konusu olamaz. 

Başbakan sadece son bir haftaya sözünü ettiğimiz bu açıklamalardan birkaç tanesini sığdırmayı başarmıştır.

Örneğin başbakan çıkıp kıt kanaat geçinen, borç harç içinde yüzen, kredi kartları ve tüketici kredileriyle esir alınmış milyonlarca vatandaşımıza, sanki on bir yıldır iktidarda olan ve bunun sorumluluğunu taşıyan kendisi değilmiş gibi “kredi kartı kullanmayın” diyebilmiştir.  Bunun üzerine bizzat bakanlar devreye girerek “aslında öyle demek istemedi, kullanırken dikkat edin anlamında söyledi o sözü” şeklinde bir düzeltme yapmaya kendilerini mecbur hissetmişlerdir.

Başka bir korkunç örnek Başbakanın Gezi direnişi esnasında yaşamını yitirenlere dair yaptığı açıklamadır. Erdoğan "Türkiye'de bir kişi, iki kişi, üç kişi, dört kişi polise şiddet uygularken ölüyor, twettler, faceboklarla, dünyanın altını üstüne getiriyorlar, Mısır'da 53 kişi namaz kılarken öldürülüyor, dünya sessiz" diyebilmiştir.  Oysa Erdoğan ölümleri ve acıları birbiriyle yarıştırmakta ve kendisi için önemli olanın Mısır’da yaşamını yitiren insanlar olduğunu açıklamakta bir sakınca görmemiş, böylesine pervasızlaşabilmiştir.  

Erdoğan’ın son yaptığı açıklama karşısında ise kelimeler adeta kifayetsiz kalmaktadır. Erdoğan, tencere tava eylemlerini kastederek, “gürültü yapanları, sizi rahatsız edenleri yargıya bildirin, her şeyi devletten beklemeyin” diyebilmiştir. 

Ancak darbe dönemlerinde yapılabilecek olan bu “muhbir vatandaşlık” çağrısı, başbakanın 12 Eylül’le ve 12 Eylül generalleriyle manevi bağını, 12 Eylül ruhunun takipçisi ve devam ettiricisi olduğunu açık bir şekilde ortaya koymuştur.