CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek, kayyum atamaları sırasında CHP'lilerin Zaman, Bugün ve İpek Medya çalışanlarına destek vermesini eleştirerek rahatsızlığını CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na bildirdiğini söyledi. Çiçek, Kılıçdaroğlu'ndan "'Size kumpas kurduklarını, onlarca insanı mağdur ettiklerini biliyorum'" yanıtını aldığını söyledi. "Kemal Bey'edışarıda cemaat ile CHP'nin kol kola olduğu yönünde bir manzaranın olduğunu söyledim" diyen Çiçek, "Kemal Bey de 'Bu insanların size kumpas kurduğunu, onlarca masum insanın da onlar yüzünden mağdur olduğunu biliyorum. O eylemlere giden milletvekili arkadaşlarımız da her şeyin farkında. Basın özgürlüğü için o arkadaşları gönderdik' dedi" diye konuştu.
Balyoz davasında 16 yıl ceza aldıktan sonra Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlali kararıyla tahliye edilen, yeniden yargılama sonrası beraat eden eski Deniz Kurmay Albay Çiçek, 7 Haziran seçimleri öncesinde de "Kumpasçılardan hesap sormak açısından, özellikle yargıçlardan hesap sormak için Meclis’te görev almam gerektiğine inandım. CHP içinde mücadele etmeye hazırız. Çünkü CHP’yi bölücülere, cemaatçilere terk edemeyiz" "açıklamasında bulunmuştu.
Akşam'dan Ercan Öztürk'e konuşan Çiçek'in açıklamaları şöyle:
"Ben, Mustafa Balbay, İlhan Cihaner ve Tuncay Özkan bu kumpasçılar yüzünden yıllarca hapis yattık. Sonuç olarak o yüzsüzlerle samimi pozlar vermemiz bize yakışmaz. Biz cennet cehennem kadar farklı dünyaların insanlarıyız. CHP’nin onlarla ne işi olabilir?
CHP’li arkadaşlarımın bu gazetelere gitmelerine üzüldüm. Sonra hepsiyle tek tek konuştum. Neden oraya gittiklerini sordum. Hepsi de 'Genel Merkez oraya gitmemizi istedi. Basın özgürlüğünü savunmamız için bizi oraya gönderdiler' yanıtını verdi. Kumpas davalarıyla karalama kampanyası yapan, masum insanları cezaevlerine tıkan bu yüzsüzlerle CHP’nin yan yana gelmemesi lazım.
Şimdi kumpas davalarından onlarca savcı, hakim ve polis tutuklu. Hepsi de iktidar emriyle bunu yaptığını söylüyor. Madem iktidar yaptırdı koyun belgesini. Belgen varsa mahkemeye sunacaksın bunu. Memuriyette yasadışı emir yapılmaz. Yazılı emir verilmiş mi? Varsa mahkemeye sunun bunu. Ama yok!
Benim imzam taklit edilerek bir eylem planına atıldı. Zekeriya Öz defalarca Adli Tıp Kurumu’na gidip baskı yaptı. Şimdi o belgede şerh düşen dört kişi itiraf etti. Ben buradayım ama Zekeriya Öz kaçak. Hala yüzsüzlük yapıp bana dava açabiliyor. Kaçak güreşmesin. Gelsin kanun önünde hesaplaşalım.
Paralel yapının yayın organlarına kayyum atanmasını destekliyorum. O dönemde yargı onların elinde olduğu için kaç tane dava açtıysak hepsine takipsizlik kararı verildi. Bizim açtığımız davaların yeniden değerlendirilmesi gerekiyor.
Zaman gazetesi ile Samanyolu televizyonunda Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde belirlenen isimlerin kullandığı odalar vardı. Kumpas ekiplerine dahil olan üst düzey yetkililer bu odalara sık sık girdiler. Buralarda oluşturulan belgeler Mehmet Baransu’ya gönderildi."