CHP'li Güler: Yine destek olmaya hazırız ANKARA (A.A)

-CHP'li Güler: Yine destek olmaya hazırız ANKARA (A.A) - 18.08.2011 - CHP Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler, CHP olarak, hükümete terörle mücadele konusunda daima destek verdiklerini belirterek, ''Bu görevin gerçekleştirilmesinde ne düşünüyor, ne tasarlıyorlarsa biz yine destek olmaya hazırız. Ancak 8 yıllık bir iktidara 'Sen bu konuda şimdiye kadar ne yaptın?' deme hakkımız da vardır'' dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından dün açıklanan yeni Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ilk toplantısını yaptı.  Güler, Kılıçdaroğlu başkanlığında yapılan ve yaklaşık 2 saat süren toplantının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı. Güler, daha önce Genel Sekreter Bihlun Tamaylıgil tarafından yürütülen görevi, Genel Başkanın uygun görmesi nedeniyle bu dönem kendisinin devraldığını söyledi.  MYK'nın büyük ölçüde yenilendiğini ve yenilenen kurulun bugün ilk toplantısını yaptığını anlatan Güler, toplantıda Genel Başkanın, genel örgütsel durum hakkındaki açıklamaları ve MYK'nın çalışma usulüne ilişkin bir sunumla başladığını bildirdi.  MYK'da güncel siyasal gelişmelerin değerlendirildiğini ve görüş alış verişinde bulunulduğunu ifade eden Güler, siyasi gelişmelere ilişkin başlığın ana konusunun ise ''vahşet'' diye tanımladığı yaşanan son terör saldırısının olduğunu kaydetti.  ''MYK'da, Çukurca'da yaşadığımız olaya ilişkin daha önce, daha önceki yıllarda CHP'nin her zaman dile getirdiği şeyleri bir kez daha kuvvetle vurgulamakta yarar görüldüğü kararına varıldı'' diyen Güler, ''Terör eylemlerinin son aylarda nasıl bir tırmanış içinde olduğunu hepiniz biliyorsunuz. Dün Çukurca'da meydana gelen saldırı, bölücü terörün hangi boyutlara tırmandırılmak istendiğinin açık bir göstergesidir'' ifadelerini kullandı.  ''Son bir buçuk ayda 42 şehit verildiğine'' dikkati çeken Güler, şöyle konuştu: ''(Kanları yerde kalmayacak) nutukları annelerin gözyaşını dindirmiyor. Babaların yüreğindeki yangını soğutmuyor. Biri olanların hesabını vermelidir. Halka bunun hesabını verecek bir tek merci vardır, o da hükümettir. Sayın Başbakan, miting meydanlarında, 'Fırat kenarında dul bir kadının koyununu kurt kapsa, Allah onun hesabını Ömer'den sorar' düsturuyla hareket edeceklerini söylüyordu. Biz şimdi yavrularını teröre kurban veren analar, babalar, dullar, yetimler adına soruyoruz: Sayın Başbakan vicdanınız rahat mı? Hükümet, işin bu noktaya gelmesinde doğrudan sorumludur ve kusurludur.'' Terörle mücadele konusunda 3 sorunu dile getiren Güler, şunları söyledi: ''Birinci sorun, hükümetin terörle mücadeleyi hiçbir zaman birinci önceliği olarak görmemesidir. Türkiye'nin son 30 yıldır en büyük sorunu olan terör konusunda hükümet programında tek satır yoktur. Sayın Başbakan, bayramdan sonra yepyeni bir strateji uygulayacaklarını söylüyor. Peki, eski stratejinize ne oldu? Biz söyleyelim: Bu hükümetin 8 yıldır, bir terörle mücadele stratejisi olmamıştır. Sayın Başbakan kendi devletiyle cebelleştiği kadar terörü sorun edinseydi, bu olayı sıfır noktasından buralara taşımazdı. İkinci sorun; Sayın Başbakanın, terörist başıyla yürüttüğü müzakerelere bel bağlayarak; devlet olmanın gereklerini ihmal etmesidir. Önce bunu yadsıdılar. Bunu ifade edenlere 'şerefsiz' dediler. Sonra 'tabii ki devlet görüşür' diye ikrar ettiler. Üçüncü sorun; terör örgütü, saldırılarını yoğunlaştıracağını baştan ilan ettiği halde, Sayın Başbakanın sergilediği aymazlıktır. Çocuklar can verirken; 'Mübarek ramazan ayıdır sabrediyoruz' diyor...Bu kadar can yakan bir meselede bile din istismarcılığına sığınıyor. Terör örgütü, çok değil bir gün sonra Çukurca'da Başbakana meydan okurcasına askerlerimize saldırıyor. Bu sözün bir tek anlamı var: Sayın Başbakan mental olarak çökmüştür. Hükümet bu davayı kaybetmiştir. Hem de şimdi değil; Habur kapısında terör örgütü temsilcilerini neredeyse devlet töreniyle karşıladığı gün kaybetmiştir. O fotoğraf ulusun zihnine çakılıp kalmıştır. O fotoğraf, bölücü terör için de bir milat olmuştur.'' Uçakların dün gece teröristlerin kamplarını vurduğunu ifade eden Güler, ''Şayet bu bir çözümse  şimdiye kadar neden vurmadınız? Değilse acılı halkı bu tür sonuçsuz operasyonlarla avutmaya utanmıyor musunuz? Neden sonuçsuz diyoruz? Çünkü o kamplara defalarca hava saldırısı yapıldı ve bir sonuç alınmadı. Mehmetçiği şehit edenler Türkiye topraklarında ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşıyorlar ve siz onları yakalayamıyorsunuz'' dedi. ''Terör örgütünün Türk ordusunu yenmek gibi bir düşüncesinin zaten olmadığını, onlar için önemli olan eylem yapabiliyor olmaları ve bu eylemlerin psikolojik sonuçları'' olduğunu savunan Güler, devletin ''ne yapıp edip, bu şer yuvalarını dağıtması, bu şer örgütünü eylem yapamaz hale getirmesi'' gerektiğini belirtti. ''Hükümete düşen görev budur'' diyen Güler, ''Meclisten ne tür bir yetki gerekiyorsa, ona da varız. Sayın Cumhurbaşkanının, MGK toplantılarından sonra, anamuhalefet liderine de bilgi verme kararını memnuniyetle karşılıyoruz. Dileriz bu yaklaşım hükümet için de iyi bir örnek olur'' dedi. Dün TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in Kılıçdaroğlu ile görüşmesinin ardından uzun tutukluluk sürelerine dikkati çektiğini, bu konuyla ilgili olarak Cumhurbaşkanının da rahatsızlığını dile getirdiğini ifade eden Güler, uzun tutukluluk süreleriyle ilgili bugün de ilginç bir gelişme yaşandığını söyledi.  ''İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Sayın Şeref Akçay, Oda Tv Operasyonu'nda tutuklanan ve basılmamış kitabına el konulan Ahmet Şık ile 4 gazetecinin tahliye isteminin reddedilmesine muhalefet şerhi koydu'' diyen Güler, Mahkeme Başkanının, 2 üyenin tutukluluğa devam kararına neden itiraz ettiğini de 4 madde halinde açıkladığını anımsattı.  ''Bir, tutuklu kişilerle ilgili olarak yapılan soruşturma bağımsız, tarafsız, adil ve insan vicdanına uygunluk kıstaslarına aykırıdır. İki, delilleri karartacakları öne sürülüyor. Şüpheliler emniyetteki delilleri nasıl karartacaklar izah edilmemiştir. Üç, tutuklu gazetecilerden birinin kitabı yayınlanmamıştır bile. Buna rağmen yayımlama düşüncesinde olduğunu belirterek bu kişiyi örgütle irtibatlandırmak hukuken mümkün değildir. Dört, bugüne kadar hiçbir yayıncı hakkında veya yazan kişi hakkında örgüt üyesi olduğu gerekçesi ile ülkemizde verilmiş tek bir karar yoktur'' şeklindeki itirazlarını okuyan Güler, ''Sayın Mahkeme Başkanının bu itirazlarını çok önemli ve anlamlı buluyoruz'' dedi.  Güler, başta tutuklu milletvekilleri olmak üzere uzun zamandan beri tutuklu bulunan kişilerin durumlarının hukuka uygun bir bakışla yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.    -Cumhurbaşkanının görev süresi- Güler, açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.  Bir gazetecinin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görev süresine ilişkin sorusu üzerine Güler,  Cumhurbaşkanlığının pozisyonunun 2007'deki halk oylamasında değiştiğini anımsatarak, şunları söyledi: ''(Parlamento tarafından seçilmeyecek ve 7 yıl için göreve gelecek) denmişti. O vakit bir geçici hüküm konmamıştı. (11'nci Cumhurbaşkanının durumu ne olacak?) diye tartışılmıştı. CHP o zaman bunu sormuştu. 'Bu şimdi tartışılacak bir konu değil' denilerek hükümet tarafından geçiştirilmişti. Süre doldu; şimdi 5 yıl mı 7 yıl mı tartışması başladı? Bu tartışma doğrudan doğruya Cumhurbaşkanı kim olacak tartışmasıyla ilgilidir. Şimdiki Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan mı, şimdiki Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül mü? Bu, AKP içerisindeki bir probleme dönüşmüş durumda. Hukukun dışında AKP'nin kendi siyasal dengelerinin problemine dönüşmüş durumda. O zaman 'biz demiştik demek istemiyorum' ama hakikaten demiştik.'' Güler, ''Terörle mücadelede hükümete her türlü desteği veririz'' sözleri anımsatılarak ''CHP, sınır ötesi harekata nasıl bakar?'' sorusu üzerine de ''Bugün MYK'daki ilk günüm, ilk basın açıklamam. Çalışmalarımızı bundan sonra hızlandırarak sürdüreceğiz. Beni anlayışla karşılayın. Basın sözcüsü olarak partim adına yanlış bir şey söylemiş olmak istemem. Bugün bana izin verin, haftaya her türlü soruyu sorun, bende cevaplayayım'' dedi.