CHP Sinop Milletvekili Barış Karadeniz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, CHP’nin İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun "casusluk" iddiasıyla 25 yıl hapis cezasına çarptırılarak tutuklanmasının ardından başlattığı Adalet Yürüyüşü’nü 15 Temmuz darbe girişimiyle kıyaslamasını "talihsiz açıklamaların devamı" olarak nitelendirdi. 15 Temmuz’da sokağa çıkan vatandaşların "darbeye karşı muhteşem bir duruş gösterdiğini" ifade eden Karadeniz, “Biz de hükümetin darbesine karşı en demokratik hakkımızı kullanıyoruz” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 30 yıl gazetecilik yaptıktan sonra siyasete atılan Berberoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlattığı Adalet Yürüyüşü dördüncü gününü tamamladı. TBMM’deki en genç milletvekili olan Karadeniz, ilk üç günkü sıcak ve güneşli havanın ardından yağmur ve kapalı havada gerçekleşen dördüncü günde T24’ün sorularını yanıtladı.
Sinop Milletvekili Karadeniz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cumartesi akşamı medya temsilcileriyle gerçekleştirdiği iftardaki konuşmasında kullandığı “Sizin gibi 15 Temmuz'da da bunu yapanlar oldu. Sizin 15 Temmuz'dakilerden ne farkınız var? Onların elinde F-16'ları vardı. Tanklar, toplar ile saldırıyorlardı. Sizler de yollarda yürüyüşleri yapıyorsunuz akşam da karavanlarda istirahat ediyorsunuz” ifadeleriyle ilgili olarak şu yorumda bulundu:
“Recep Tayyip Erdoğan yine talihsiz açıklamalar yapmaya devam ediyor. Bizi 15 Temmuz darbecileriyle beraber görmek kadar bu ülkede yakışıksız bir şey yoktur herhalde. Çünkü biz halkımızın adaleti için, demokrasi için yürüyoruz; insanların ellerinde Türk bayrakları var. Bayraklara sarınmış, huzurlu mutlu bir şekilde en demokratik hakları olan tepkilerini ortaya koyuyorlar.
Vatandaşlarımız adalet için yürüyor. Başbakan da bir açıklama yapmış, ‘Ne işiniz var yollarda’ diye. 15 Temmuz’da da bu vatandaş sokağa indi ve darbeye karşı muhteşem bir duruş gösterdi. Ben yaşananları hükümetin bir darbesi olarak görüyorum ve biz de onlara karşı en demokratik hakkımız olan yürüyüşümüzü yapıyoruz.”
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun ‘çok dirayetli bir şekilde’ Adalet Yürüyüşü’nü başlattığını kaydeden Karadeniz, “Halkımızdan, çevremizden, gittiğimiz yerlerde çok olumlu tepkiler alıyoruz. İnanın, sadece Cumhuriyet Halk Partililerden değil bu olumlu tepkiler. AKP’li vatandaşlarımız bile bu siyasi baskıdan yılmışlar, onlar bile bize olumlu tepkilerini veriyorlar” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, medyanın bazı temsilcilerine Huber Köşkü’nde verdiği iftar davetinde yaptığı konuşmada Adalet Yürüyüşü katılımcılarını 15 Temmuz’daki darbe girişimini tertipleyenlerle kıyaslayarak şu ifadeleri kullanmıştı:
“Bugün ortalığı ayağa kaldıranlar nümayişle suç bastırmaya çalışmak yerine öncelikle kendilerini hesaba çekmeli. FETÖ ile işbirliklerini sorgulamalıdırlar. Hukuk önünde hiç kimse dokunulmaz değildir. Kendi istedikleri kararlar çıkmadığında yargı kurumuna saldıranlar en büyük zararı bu ülkeye veriyorlar. Adalet yollarda değil, adalet binalarında aranır. Rahmetli Demirel'in ifade ettiği gibi 'yollar yürümek ile aşınmaz' bunu aşındıramayacaklar. Varsa bir haksızlık müracaat edeceğin yer belli. Siyasette sözü olanın bunu ifade edeceği yer de yol kenarları değil meclis kürsüsüdür. Gelirsin Meclis kürsüsünden ifade edersin.
Mahkeme kararlarının da usulleri bellidir. Bunun dışında bir hareket tarzının ne ülkeye ne millete ne de adaletin tecellisine katkısı olmayacaktır. Bu ülkeyi birlik beraberlik içiresinde muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarmak istiyorsak o zaman ülkeyi karıştırmanın hiçbir anlamı yok. Sizin gibi 15 Temmuz'da da bunu yapanlar oldu. Sizin 15 Temmuz'dakilerden ne farkınız var? Onların elinde F-16'ları vardı. Tanklar, toplar ile saldırıyorlardı. Sizlerde yollarda yürüyüşleri yapıyorsunuz akşam da karavanlarda istirahat ediyorsunuz. Sizler kalkıp TEM'i, E-5'i işgal ederiz diyecek olursanız o zaman durum aynen 15 Temmuz'a dönüşür. Ona da tabii ki müsaade etmek gibi bir lüksümüz asla yok."
"Zaten yapılan iş hukuki değil. Yasal yollardan bunu böyle bir adım atmak suretiyle gidişiniz şu anki hükümetimizin bir inceliğidir. Daha da ileri gidiyorum lütfudur. Bunun da çerçevesi içinde devamı ama bu şekilde kalkıp da gerek ulusal, uluslararası bazda ülkemizde özgürlüklerin olmadığı bir ülke havasında yansıtmanın gayreti içerisine girmek bu ülkeye bir şey kazandırmayacağı gibi kendilerine de bir şey kazandırmayacaktır. Bunu bir tehdit yolu olarak düşünüyorlarsa, hiç mi hiç kazandırmayacaktır. Her şey ortadır."