CHP milletvekilinin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Meclis'in YasamaYılı açılışında yaptığı konuşmasını “Meclis'in içinde de OHAL istiyor” diye değerlendirdiği öğrenildi.
Birgün gazetesinden Yaşar Aydın'ın haberi şöyle:
TBMM 1 Ekim tarihinde Erdoğan’ın konuşmasıyla açıldı. Kendisini bir kez daha Meclise hissettiren Erdoğan, vekillere iki de talimat verdi. AKP’li vekiller, ‘iç tüzüğü değiştirin’ bir de ‘yeni Anayasa için uğraşın’ talimatıyla haftaya başlayacak. Özellikle Meclis kapanmadan önce iktidar ve muhalefet partileri arasında gerilime neden olan içtüzük meselesinin yeniden gündeme gelmesi ‘başlangıç ayarlarına dönme’ olarak da okunabilir. Bir CHP’li vekil, Erdoğan’ın bu açıklamasını “Meclisin içinde de OHAL istiyor” diye değerlendirdi. Ardından gelecek OHAL’i uzatma kararı Meclis koridorlarında tansiyonu artıracak. Anlaşılan o ki 15 Temmuz sonrası liderler arasında ve Mini Anayasa görüşmelerinde tanık olduğumuz sıcak sohbetler yerini yeni haftayla birlikte gerilime bırakacak.
1 Kasım sonrası TBMM’de ‘Erdoğan’ın gölgesinin iyice büyüdüğü’ eleştirisi muhalefet partilerinin sürekli dilindeydi. Özellikle Binali Yıldırım dönemiyle Meclisin, Erdoğan başkanlığında toplanan MGK ve Bakanlar Kurulu kararlarının oylanıp yasalaştığı merkeze dönüşmesi çok eleştirildi. AKP yetkililerinin ve Erdoğan’ın söylemine bakarsak yeni yasama döneminde de durum çok farklı olmayacak. Türkiye’nin, uzatılacak OHAL ile birlikte KHK’lerle yönetilen bir ülke haline gelmesi an meselesi. Muhalefet partilerinin bu ‘performansı’ da, Meclisi AKP’nin ihtiyaç anında kullandığı bir araç olmaktan çıkarmaya yetecek gibi durmuyor.
Binali Yıldırım hükümetinde adet olduğu üzere Bakanlar Kurulu bir kez daha Erdoğan başkanlığında Beştepe’de bugün toplanacak. En önemli gündem kuşkusuz MGK’nin ‘öneri’ olarak sunduğu OHAL’in uzatılması. Sınırların içinde ve dışında devam eden askeri operasyonların yanı sıra ekonomide yaşanan sıkıntı da en temel konular olacak.
AKP cenahında bu hafta konuşulup yakın bir tarihte uygulamaya geçilecek bir konu da kabine revizyonu. Ankara’da uzun süredir konuşuluyor. Bu anlamıyla Bakanlar Kurulu bu bileşenle belki de son kez toplanacak.
Binali Yıldırım’ın kabinede, Meclis grubunda hatta parti içinde yetkili organlarda değişime gitmek istediği sır değil. Bununla birlikte Efkan Ala değişiminde olduğu gibi sürprizle karşılaşmak istemiyor. Kulislerde Yıldırım’ın, bu ismin değişmesini istemekle birlikte yerine gelen Soylu’nun da ilk tercihi olmadığı konuşuluyor. O nedenle kabinede planlanan bazı değişikliklerin Başbakan tarafından ağırdan alındığı konuşuluyor. Ankara’dan aktarabileceğimiz bir başka bilgi de AKP’nin Yıldırım döneminin ilk kampına hazırlandığı. Kesin olmamakla birlikte kamp tarihi olarak 22-23 Ekim tarihleri ağır basıyor. AKP yönetimi bu kampa çok önem veriyor. Çünkü hem Erdoğan’ın hem de Yıldırım’ın AKP örgütlerine dair tereddütlerinin bitmediği konuşuluyor. Bu anlamıyla kampın tüm hâkimiyet görüntüsüne rağmen örgütün giderek zayıflayan bağlarının yeniden toparlanmasına dönük olması bekleniyor.
Önümüzdeki haftanın en hareketli noktalarından biri de CHP Genel Merkezi olacak. Yaklaşık iki aydır izlenen muhalefet çizgisinden sonuç alamayan CHP yönetimi değişimin ilk fotoğraflarını bu hafta içinde vermeyi planlıyor. Hem parti içinden hem de Türkiye kamuoyundan eleştiri alan CHP yönetimi, Kılıçdaroğlu’nun ifadesiyle ‘sert muhalefete’ başlayacak.
Tüzük Konferansını toplayamayan CHP’de değişim talebi MYK ile sınırlı kalacak gibi. CHP kulislerinden aldığımız bilgilere göre MYK’ye partide sol kanat olarak iki-üç ismin girmesi bekleniyor. CHP’yi yakından takip eden isimlere göre Kemal Kılıçdaroğlu bu hamleyle hem değişim talebine yanıt vermeyi hem de parti içi muhalefeti yumuşatmayı hedefliyor. Ama bu değişim için PM toplantısını beklemek durumundayız. Bununla birlikte isimler hafta içi konuşulmaya başlanacaktır.
Selahattin Demirtaş ve beraberindeki heyetin yaklaşık 10 günlük yurt dışı turundan sonra HDP’nin Türkiye mesaisi yeniden başlıyor. Irak Kürdistanı’nda en önemli görüşme kuşkusuz Barzani ile yapıldı. Barzani, Türkiye ve ABD üzerinden gerçekleşecek görüşmelerde inisiyatif almaya başladı. Önümüzdeki günlerde bu temasın ilk sonuçlarını almaya başlayacağız. HDP heyeti üç gün boyunca Talabani dâhil neredeyse tüm siyasi figürlerle temas etti. Bu süre içerisinde Kandil ile bir görüşme olup olmadığı bilgisi yok. Ama hemen ardından gerçekleşen Avrupa ziyareti, turun önemini biraz daha artırdı. Gezinin hemen öncesi gelen Öcalan’ın mesajının kamuoyuna yansıyan bölümünün çok sınırlı olduğu ve bu ziyaretler boyunca mesajın tartışıldığı da gelen bilgiler arasında. HDP’nin, Öcalan mesajı ve ziyaretler ışığında izleyeceği yolu bu hafta içerisinde kamuoyuyla paylaşması bekleniyor.
***
Erdoğan ve AKP’nin anlaşılan o ki gündemi boş bırakma niyetleri yok. Geçen hafta Lozan’la gündemde kalan AKP cenahı bu hafta için Diyanet Başkanlığından yardım aldı. Diyanet İşleri Başkanının “Camiler 24 saat açık olmalı” açıklaması özellikle muhafazakâr camiada yankı buldu. Bu hafta yandaş medyanın bu konunun üzerine gitmesi bekleniyor. Ama eminiz ki “Camiler yurttaşın hangi sorunu için acil hizmet verecek? Bu hamle ile 100 bin yeni kadro mu hedefleniyor?” soruları sorulmadan tartışılacaktır. Cami tartışması, AKP ve Erdoğan’ın açtığı ya da yol verdiği gündemlerin temel özellikleri olan ‘muhafazakâr seçmenin gönlünü hoş etmeli, dincileşmede kamuoyunun çizgisini bir tık daha yukarı çekmeli, toplumun her kesiminin söz söyleyebileceği tonda ifade edilmeli” kriterlerini içinde taşıyor. Gerisinin hiçbir önemi yok.