CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gitmesiyle ilgili "Kuzu kuzu geldi" sözlerini eleştirerek, “Bunlardaki gerginlik, kaybediyor oluşlarındandır. Cumhurbaşkanına, Başbakana, Devlet Bahçeli’ye hak ettikleri üslupta bir cevap verilmeyecek. Ama onlara kötü bir haberim var, 16 Nisan’da ‘Hayır’ kazanacak” dedi.
CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, partisinin Manisa’nın merkez Şehzadeler İlçe Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, CHP Şehzadeler İlçe Başkanı Semih Balaban ve partililer de katıldı.
Özel, konuşmasında ilk olarak ‘evet’ kampanyasında bütün devlet imkanlarının kullanmasını eleştirdi. ‘Hayır’ kampanyasını yürüten CHP’lilere saldırılar olduğunu söyleyen Özel, ‘hayır’ kampanyası sokaklarda, köylerde, vatandaştan aldığı güçle devam ediyor. Türkiye’nin dört bir yanında engellerle karşılaşıyoruz. Açıkçası ‘hayır’ kampanyasını yürütmek için milletvekilliği dokunulmazlığından yararlanmak gerekiyor. Milletvekilleri dışında kim sahaya çıksa ‘Burada hayır kampanyası yapamazsınız?’ deniyor. Kadınlarımız gençlerimiz karşılarına dikilen kamu kaynaklarının ve görevlilerin zorlamalarıyla karşı karşıya kalıyorlar” diye konuştu.
Özel, OHAL döneminde anayasa değişikliği yapılmasını eleştirdi. Dünyadaki birçok ülkenin OHAL döneminde anayasa değişikliği yapmadığını vurgulayan Özel, “Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Devlet Bahçeli bilmelidir ki, bugün OHAL döneminde referandum yapmaları Kenan Evren’in kendilerine sağladığı olanaktan, Kenan Evren’in onlara yaptığı bir kıyaktan yararlanmaktır. Kenan Evren sıkıyönetim şartlarında anayasa değişikliği yapabilmek için anayasaya OHAL döneminde anayasa değişikliği yapılmamasına yönelik koruyucu maddeyi koymamıştır. Kenan Evren, şimdi yattığı yerden bunları izliyor ve ‘boynuz kulağı geçti. Bu kadarını ben de hayal edemezdim, Bu kadarına ben de cesaret edemezdim’ diyordur. Kenan Evren evlatları ile ürünleriyle gurur duyuyor olmalı” dedi.
OHAL döneminde referandum yapılmasını ve AKP’nin yürüttüğü kampanyayı, Hitler’in kampanyasına benzeten Özel, şöyle devam etti:
“1930’ların Almanya’sından bugüne bu kadar bu kadar ortak sloganların dahi olduğu süreç demokrasimizin nereye savrulduğu göstermek açısından önemlidir. Almanya Türkiye karşılaştırmaları meclisin feshini de gündeme getiriyor. Bugün bütün billboardlarda, ‘Eski anayasada meclis feshi vardı, yeni anayasada yok’ gibi açıkça bir yalana sığınma var. Eski anayasada, ‘Hükümet kurulamazsa 45 gün içinde seçime gitmek üzere parlamentonun seçimi yenilenir’ diyor. Buna ‘fesih’ diyorlar. Bugünkü anayasada ‘Sebep göstermeksizin parlamentoyu yeniler’ diyor. Buna ‘fesih değil’ diyorlar. O yüzden Hitler Almanya’sının parlamentonu feshi ile bugünkü birbiriyle örtüşen son derece anlamlı değişiklikler.”
Özel, Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gitmesiyle ilgili ‘Kuzu kuzu geldi’ sözlerini de eleştirerek, şöyle dedi:
“Bunlardaki gerginlik, kaybediyor oluşlarındandır. Cumhurbaşkanına, Başbakana, Devlet Bahçeli’ye hak ettikleri üslupta bir cevap verilmeyecek. Ama onlara kötü bir haberim var, 16 Nisan’da ‘Hayır’ kazanacak. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na Kemal Kılıçdaroğlu’nun gidişiyle ilgili, ‘Kuzu kuzu geldi’ gibi tabirler kullanılıyor. CHP’nin gittiği Cumhurbaşkanının gülyüzü değil, milletin kendisidir. Kılıçdaroğlu, bir devlet adamı olmanın gereğini yaptı. O günlerde bütün aydınlar, ‘Devlet adamlığının gereği budur’ dedi. Kendisine verilecek çok cevap var ama vatanımız, milletimiz, 15 Temmuz’un şehitleri bunu hak etmiyor.”
Anayasa değişikliğinin kabul edilmesi halinde beş değişikliğin hızla hayata geçeceğini iddia eden Özel, şunları söyledi:
“Mayınlı arazilerin 49 yıllığına bedelsiz düşük bedelle İsrail’e verilmesi, çevreyi katledecek tüm projelere karşı yürütmeyi durdurma kararlarının iptal edilmesi, kıyıların talanı yasası, bor madenlerini özelleştirmesi ve yabancılara peşkeş çekilmesi hayata geçirilecek. Kıdem tazminatı, Başkanlık Sistemi gelirse üç ay içinde elden gidecek. Yani başkanlık gelirse bütün herkes şunu bilsin, rejime cumhuriyete sahip çıkarken, zeytinlere, kıyılara, mayınlı arazilerin İsrail’e verilmesine, bor madenlerine ve işçinin kıdem tazminatına sahip çıkacaklar. Verecekleri ‘hayır’ oyu 25 kişinin tecavüzüne uğrayan kız çocuklarını koruyacak. Başkanlıkta asıl niyetin ne olduğunu, vatandaşın neler kaybedeceğini görmesini bekliyoruz.”
Son olarak 15 Temmuz darbe girişiminin ardından serbest bırakıldıktan sonra yakalanamayan Adil Öksüz ile ilgili kamuoyunda gündeme gelen iddialara değinen Özel, şöyle devam etti:
“Darbenin koordinatörü olarak bilinen Adil Öksüz’ün AK Parti Samsun Milletvekili’nin aracı ile Samsun’a kaçırıldığı, burada belediye başkanı tarafından evinde tutulduğu, deniz yoluyla önce Gürcistan’a, ardından Kırgızistan’a kaçtığı yönünde bugün medyada bilgiler var. Ateş olmayan yerden dumanın çıkmaması, dört partinin kurduğu darbeyi araştırma komisyonunun Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla 3 ayın sonunda görevini bitirmesi, raporu referandumdan sonraya bırakmasıdır. Bu tip kötü kokular burnumuza geliyordu. Şimdi AK Partiye ve Başbakan’a soruyoruz. Bu Adil Öksüz’ü sizin milletvekilinin aracıyla Samsun’a gittiği, MOBESE kayıtları olduğu, sizin belediye başkanınızın ‘Bana getirilen kişinin Adil Öksüz olduğunu bilmiyordum. Bilseydim yapmazdım’ diye ifade verdiği doğru mu? Bu iş AKP’nin kurumsal planlaması ile mi olmuştur yoksa tekil davranışlarla mı? Bu olanlardan sizin haberiniz var mı? Darbeden önce de var mıydı darbe gününden itibaren mi var? Adil Öksüz konuşursa çok mu yanarsınız? Adil Öksüz konuşursa insan içine çıkamayacak, seçmenin yüzüne bakamayacak, bu referandumda kampanyayı yürütemeyecek hale mi gelirsiniz? Bunların cevabını kamuoyu sizden bekliyor.”