CHP Manisa Milletvekili ve Soma Komisyonu üyesi Özgür Özel Soma Komisyonu’nun taslak raporunu yönelik olarak, "Teknik anlamda değerli bir rapor olsa da, Soma faciasının neden yaşandığını net, açık ve şeffaf bir şekilde ortaya koymayan bir raporla karşı karşıyayız" değerlendirmesinde bulundu. Özgür Özel'in taslak rapora ilişkin değerlendirmeleri şöyle: "Raporun katıldığımız kısımları var, zaten önemli bir kısmına katkı verdik. Katılmadığımız kısımları var. Ayrıca raporda yer almasını önerdiğimiz hususlar var. Ancak Soma Komisyonun raporu partiler üstü bir akılla değil, Komisyonun Divan Başkanlığı’nın aklı ile hazırlanmış durumda. Bunun en başından bu şekilde olacağını zaten öngörüyorduk. Teknik anlamda değerli bir rapor olsa da, Soma faciasının neden yaşandığını net, açık ve şeffaf bir şekilde ortaya koymayan bir raporla karşı karşıyayız şimdi. Dün yaptığımız toplantıda bizler rapora dair önerilerimizi sunduk. Şimdi Komisyon Divan Başkanlığı'nın bu önerileri dikkate alıp almayacağını göreceğiz. Ancak dünkü toplantıda gördüğümüz o ki, Komisyon Başkanlığı bu işin siyasi boyutuna dokunmak, kurumlara, bakanlıklara değinmek, hatta değmek dahi istemiyor. Bu nedenle bir muhalefet şerhi hazırlayacağımız kesin. Eksik kaldığını düşündüğümüz hususları detaylı bir şekilde anlatacağız.
Bunun ötesinde, Raporda savcılığın ocağı erkenden şirkete teslim etmiş olmasının yapılacak tüm incelemeler açısından ciddi bir tehlike olduğunun altının mutlaka çizilmesi gerekiyordu, ancak bu husus yazılmamış. Çünkü 3 ay sonra Eynez’de kazanın olduğu yerde bizlerin gördüğü hiçbir şeyin tam, yeterli olduğunu ya da oranın manipüle edilmemiş olduğunu garanti etmiyor artık hiçbir şey. Çünkü savcılık şirkete kaçabilecek bir alan bıraktı ve bundan sonra hep denilecek ki, bilirkişi kaza yerini görmedi zaten! Bunu son derece önemsiyorum. Bu raporun en önemli eksikliklerinden biri diğeri de, Alp Gürkan ve Melik Doğru’nun dinlenilmemiş olmasıdır.
Ayrıca; bize taslak raporun ulaştırıldığı gün Başbakan bir iş güvenliği paketi açıklıyor. Bu pakette bizde olmayan az şey var, ama bizim raporda olup da onlarda olmayan çok şey var. Başbakan bu komisyonu ve bu raporu ciddiye almıyor. Düşünün ki Başbakan bir başka yerde bir paralel örgütlenme kurmuş kendine. Bir paralel örgütlenme, paralel bir Komisyon’la iş güvenliği paketini çalışmış ve bu örgütlenme ona Soma Komisyonu’nun yerine öneriler sunmuş. Biz Temmuz’da iş güvenliği ile ilgili bir ara rapor yazalım dedik. Ama kabul edilmedi, “yok raporumuzda yazarız” denildi. Şimdi biz raporu hazırladık, öneriler sunmuşuz sayfa sayfa, Başbakan raporu kale almamış, bir gün dahi sabretmemiş. En nihayetinde bizim taslak raporu eksik de bulsak, öneriler kısmında, teknik kısımda tatminkar hususlar var. Ama buna rağmen yine de dikkate almamış bu raporu Başbakan. Başbakan bu paketi nereden alıyor?
Neden bize sormadı? Neden bir ara rapor talep etmedi? Ya da neden Komisyon 3 Temmuz’da verdiğimiz ara rapor önerimizi reddetti? Bunlar da raporun ve aslında Komisyon’un AKP tarafından ne kadar ciddiye alındığını gösteren hususlar. Çünkü niyetleri, bu Komisyon kurulduğu günden beri şu idi: Dostlar alışverişte görsün!
RAPOR SUYA SABUNA DOKUNMUYOR
Raporun kurumlara dokunmaması, suya sabuna dokunmaması, raporda TKİ’nin, MİGEM’in sorumluluklarının, mevzuattaki eksikliklerin yer almaması, raporun Bakan’ın ocağı ve patronları övdüğü bir yerde müfettişlerin denetimlerini nasıl bir siyasi baskı ile yaptıklarını yazmaması da son derece önemli. Ama en nihayetinde öyle anlaşılıyor ki Soma faciasına neden olan teknik, idari ve siyasi hususları atlayan, yanlı bakan, bilerek bu hususları eksik bırakan, siyaset-sermaye-sendika üçgeninin 301 canı yutmasına gözlerini kapayan bu rapor da Meclis kütüphanesinde bir arşiv olmaktan öteye gitmeyecek."