CHP İstanbul Milletvekili, eski müftü İhsan Özkes, “Atatürk, CHP ve Din” isimli bir kitap yayımladı. Milletvekilliği öncesi uzun yıllar müftülük yapan Özkes, 66 sayfalık kitabını Meclis’teki CHP’li milletvekillerine dağıttı. Özkes, Atatürk’ün 7 Şubat 1923'te Balıkesir’in Zagnos Paia Camii’nde hutbe okuduğunu söyledi.
Özkes kitabından din üzerinden Atatürk ve CHP’ye yöneltilen eleştirilere karşı, Mustafa Kemal’in İslam’a olan katkıları anlatılırken, bilinmeyen ayrıntılara da yer verdi:
“Atatürk, Erzurum Kongresi’nden ölümüne kadar her zaman yanında ve hizmetinde olan Mihalıççıklı emir çavuşu Ali Metin aracılığıyla 5 bin lira gönderip, Yunanlılar’ın işgali sırasında yakıp yıktıkları ve imkanları olmadığı için Mihalıççıklılar’ın yaptıramadığı kasabanın tek camisini yeniden yaptırmıştır. Atatürk’ün tüm masraflarını bizzat karşılayarak yaptırdığı bu cami, bugün Mihalıççık’tadır ve Aşşağı Cami veya Mihalıççık Atatürk Camii olarak bilinmektedir. Diğer taraftan ’18 Mart 1933’ tarihli bir kanuna göre de Eskişehir’deki üç şerefeli caminin sıva tamirinin yapılması kararlaştırılmıştır. 1922 yılında ise Bakanlar Kurulu’nun ilk toplantısında konuşan Mustafa Kemal, Yunan çekilişi sırasında birkaç bin caminin yakılıp yıkıldığını belirtmiş ve ‘Bu camileri yenilemek görevimizdir.’ demiştir.”
‘Alman asıllı Ortadoğu uzmanı Kurt Ziemke, 1930 yılında ‘Die Neu Türkei’ (Yeni Türkiye) adında bir kitap yayımlamıştır. Bu kitapta Almanya’nın Türkiye’ye yönelik uygulaması gereken politika ve stratejisini anlatılmaktadır. Bu strateji ve politikalar: ‘İngilizler Musul’da hedeflerine ulaşmak için bir yandan Türkiye’deki ayrılıkçı hareketlere destek verirken bir yandan Kemalist akımın yayılmasını engelleyecek önlemlere başvurmuşlardır. Yapılmasını gereken Kemalist Cumhuriyetin hem din düşmanı, hem de Kürt düşmanı olduğu temasını ortaya atıp işlemektir.’
Atatürk’ün 7 Şubat 1923 tarihinde Balıkesir’in Zagnos Paia Camii’nde okuduğu hutbe’ye yer veriliyor:
"Ey millet, Allah birdir. Şanı büyüktür. (...) Dinimiz akla, mantığa, hakikate tamamen tevâfuk ve tetâbuk ediyor. Eğer akla, mantığa, hakikate tevâfuk etmemiş olsaydı, bununla diğer kavânin-i tabiiyye-i ilâhiyye beyninde tezad olması icab ederdi.”
“Libyalı Şeyh Ahmet Sünusilerin şeyhi olduğu ‘Sünusiye tarikatı; aktivizmi ve sofizmi savunan, Batılı güçlerin istilasına karşı çıkan ‘antiemperyalist’ bir çizgiye sahiptir. Sünusiler, 1911’de İtalya’nın Trablusgarp’ı (Libya) işgal etmesi üzerine, oradaki Osmanlı ordusunda İtalyanlara karşı savaşmışlardır. Libyalı Şeyh Ahmet Sünusi Anadolu’ya gelip Kurtuluş Savaşı’na katılmış, Atatürk’ün yanında yer almıştır.”
Özkes kitabında muhafazakâr kimliğiyle bilinen Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş tarafından yapılan bir tespite de yer verildi. Atatürk’ün Hz. Muhammed’in mezarını yıkmak isteyen Suudiler’e karşı telgraf çektiği şöyle anlattı:
"Suudiler 1926 yılında sınırları içinde tüm mezarlıkları yıkıyorlardı. Atatürk, sıranın Hz.Muhammed’in kabrine geldiğini öğrenince bir telgraf çekerek, ‘Eğer tek bir taşına bile dokunarsanız ordumu aşağı gönderirim’ demiştir. Bunun üzerine Suudiler Hz. Muhammed’in kabrine dokunamamıştı. Ama bu telgraf yok edildi. Atatürk’ü din ve İslam dışı göstermek isteyenlerin rahatsız olacağı bu tür belgeler kasıtlı olarak yok edilmektedir."