Hülya Karabağlı / Ankara
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Türkiye’nin ekonomide 1990’ların yanlışlarına döndüğünü söyledi. 2001’den sonra atılan güvenlik çapalarının tek tek gevşetildiğini belirten Öztrak, “Hükümeti uyarıyorum. İzlediğiniz yol, yol değildir” dedi. 2000 yılının Kasım ayında ve 2001 yılının Şubat ayında yaşanan krizlerin 1990’lı yıllarda izlenen yanlış politikaların sonucu olduğunu, bu döneme ilişkin inceleme ve soruşturmaların yapılıp davaların açıldığını, açılan soruşturmaların bir kısmının AKP Hükümeti döneminde yürütüldüğünü kaydeden Öztrak, bu süreçte sorumluların yargı karşısında kendilerine isnat edilen suçlarla yüzleştiğini söyledi. Krizin hemen ardından açıklanan “Türkiye’nin Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı’nın hem tasarımında hem de yönetiminde görev aldığını hatırlatan Öztrak, o dönem uygulanan programın, siyaset ve bürokrasinin de yoğun çabasıyla, başarıya ulaştığını ifade ederek, “Türkiye ekonomisi 2001’de üç çeyrek daraldıktan sonra hızla toparlanmaya başladı. 2002 sonunda yüzde 6,2’lik yüksek bir büyümeyi yakaladık. 2001’de yüzde 68’e çıkan enflasyon, 2002’de yüzde 29’a düşürüldü. 2001’de yüzde 96 olan Hazine’nin borçlanma faiz oranı, 2002’de yüzde 63’e indi. Bunlar tek bir yılda oldu” dedi.
AKP Hükümeti’nin iktidara geldiğinde, işe elinin altındaki başarılı bir ekonomi programıyla başladığını, 2003’ten itibaren de esmeye başlayan olağanüstü küresel rüzgârı arkasına alarak bugünlere kadar geldiğini söyleyen Öztrak, “O günleri yaşayanlar bunları anlatmayınca, AKP Hükümeti de kendini her şeyin başı ve sonu zannediyor. Başbakan, şeytanın kibir tuzağına düşüyor” dedi.
2001’den sonra uygulanan programın en başarılı ayaklarından birisinin de bankacılık sisteminin yeniden yapılandırılması olduğunu belirten Öztrak, sözkonusu dönemde TMSF’ye devredilen bankaların çözümlenmesi, özel bankaların daha sağlıklı bir yapıya kavuşturulması ve sistemin gözetim-denetim çerçevesinin güçlendirilmesine yönelik önemli adımlar atıldığını söyledi. Bu süreçte, AKP’nin iktidara geldiği 2002 sonuna kadar toplam 24 bankaya el konulduğunu, bankacılık sistemindeki “kanserli hücrelerin” temizlendiğini belirten Öztrak, bu bankaların TMSF’ye devir zararının 17,3 milyar dolar olduğunu, buna karşın “AKP Hükümeti döneminde” el konan İmar Bankası’nın devir zararının 5,9 milyar doları bulduğunu kaydetti. İmar Bankası’nın devir zararının, diğer 24 bankanın devir zararının yüzde 34’ü kadar olduğuna dikkat çeken Öztrak, 25 bankanın toplam devir zararının 23,2 milyar dolar olduğunu söyledi.
Yapılan operasyonların kamuya maliyetinin BDDK’nın verilerinden net olarak görülebildiğini belirten Öztrak, “Başbakan Erdoğan’ın batan bankaların maliyeti konusunda verdiği rakamlar BDDK’nın verdiği rakamlar ile uyumlu değil. Başbakan 2001 krizinde batan bankaların maliyetinin 111 katrilyon TL olduğunu, bunun faizi ile beraber 231 katrilyon tuttuğunu söylüyor. BDDK’nın verilerine baktığımızda ise TMSF’ye devredilen bankaların çözüm maliyetinin toplam 22,5 milyar dolar olduğu bunun 17,3 milyar dolarının kamu kaynaklarından; geriye kalan 5,2 milyar dolarının ise özel sektörden sağlandığını görüyoruz. Başbakan’ın faiziyle beraber 231 katrilyonluk hesaba nasıl ulaşıyor? Bu 231 katrilyonun içinde neler var? Bunun hesabını açıkça kamuoyuna vermelidir. Bir Başbakana rakam istismarı yakışmaz” diye konuştu.