HÜLYA KARABAĞLI / Parlamento Kulisi / Ankara
TBMM Böcek Komisyonu, geçtiğimiz hafta MİT-Emniyet-Jandarma ve dinlemelerin merkezi olarak bilinen Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nda (TİB) inceleme yaptı. Hiçbir sorusuna yanıt alamadı. MİT istihbarı çalışmasıyla ilgili bilgi vermedi. TİB, “biz dinleniyor muyuz” diyen milletvekillerine açık bir yanıt vermeyince herkes dinlediğine bir kez daha kanaat getirdi. Komisyonun BDP’li üyesi Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, bilgi vermeme üzerine kurulan mekanizmayı görünce, “Resmen bizimle, milletin iradesiyle, zekasıyla kafa bulan açıklama ile döndük” demekten kendini alamadı.
İncelemenin Emniyet bölümünde, eski bir araçla yapılan gezici dinleme anlatıldı. Araç eski ancak, içinde 2-3 kilometreyi izleyebilen bir kamerası var. Emniyet, yazın sıcağında. Kışın soğuğunda bu işin ne kadar zor yapıldığını demeye getirince BDP’li Kaplan, Twitter’dan espriyi gönderdi: Dinlemenin eziyet olduğunu bilmiyorduk”
CHP’de Atilla Kart’ın, ‘vatandaşlık’ tanımında sürpriz açıklaması Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun bir diğer üyesi Prof. Süheyl Batum’la görüş ayrılıklarını iyice su yüzüne çıkarırken başka bir konuyu da gündeme taşındı. Batum’un, komisyon toplantılarına 17 Ocak tarihinden bu yana iki aylık sürede sadece bir kez katıldığı kulislere yansıdı. Böylece, komisyonun Atilla Kart ve Rıza Türmen’le yürütüldüğü ortaya çıktı. CHP grubunun geçtiğimiz hafta “Anayasa bilgilendirmesi” başlıklı kapalı bölümünde de, İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu, Prof. Batum’a itirazda bulunmuştu. Moroğlu, T24’e, “Biz, anayasa konusunda bilgilendirilmek üzere toplandık. Ancak, Batum, bilgilendirme yapmayınca, ben usule uyulmamasına itiraz ettim” dedi. CHP grubunda son dönemde, hararetli anayasa tartışmaları var. Ancak, herkesin ortak görüşü, parti görüşünün net olmaması yüzünden bu tartışmalar alevleniyor. Bazı milletvekilleri, “Süheyl Hoca, çok uzun süre partim bir şey söylesin ben ona uyarım” dediğini ancak buna karşılık bulamadığına dikkat çekiyorlar.
CHP Çanakkale Milletvekili Serdar Soydan, Türk Ordusu'nun destan yazdığı Çanakkale Savaşları’nın yıldönümünde önemli bir adım attı. Çanakkale savaşlarına katılanlara ‘şeref madalyası’ verilmesi için TBMM Başkanlığına kanun teklifi verdi. Soydan “Çanakkale savaşları sonuçları itibariyle tarihin akışını değiştiren, emperyalizme karşı dünya tarihindeki ilk ulusal direniş olmuştur. Bu savaşın haklı gururunu taşıyan şehit ve gazi yakınları gururlarını simgesel olarak yaşatacak ve sonraki nesillere taşıyacak bir belgeden, devlet takdirinden yoksun bulunmaktadırlar” dedi.
Soydan, Milli Savunma Bakanlığı’nca verilmesini istediği şeref madalyası teklifinde “Eşlerine çocuklarına, torunlarına bu gururu yaşatalım” çağrısında bulundu.
CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’e, “20 kişilik sığınma evinde 100 kişi kalıyor. 35 ilde kadın sığınma evi yok” dedi ve “Şiddete uğrayan kadın ve çocuklar zorunlu olarak evlerine geri dönüyor” diyerek ekledi. Bakan Şahin’e en can alıcı soruları yöneltti: Sığınma evlerinde en fazla ne kadar süre kalınmaktadır? Süre sonunda kadın ve çocukların akıbeti ne olmaktadır? Hayati tehlike altında oluğu gerekçesiyle tanık koruma yasası çerçevesinde koruma altına alınan kimlik ve diğer bilgileri değiştirilen kaç kadın ve çocuk vardır? Bu şekilde koruma altına alınan ya da kadın sığınma evinde bulunan kadınlardan saldırıya uğrayan var mıdır?
CHP İstanbul milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, 24 saatte düzenlenip sonra iptal edilen bisiklet yoluna ne olduğunun peşine düştü. CHP’li Öğüt, “Geçtiğimiz Kasım ayında İstanbul'un Kadıköy İlçesi'nde bulunan Bağdat Caddesi'nin Göztepe-Kızıltoprak arasını kapsayan bölümü bisiklet yolu olarak ayrılmış ve bunu gösteren çizgiler çizilmiştir. 13 Aralık tarihinde ise İBB ekipleri bisiklet yolunu ana caddeden ayıracak malzemeleri, diğer levhaları ve bisikletlilere özel mini trafik lambalarını yerleştirmeye başlamıştır. Ne var ki, çalışmalar ertesi gün de devam edecek sanılırken ekipler yola monte ettikleri bütün malzemeleri ve levhaları kaldırmışlardır. Yani daha 24 saat dolmadan bisiklet yolu iptal edilmiş ve eski çizgili haline geri dönmüştür” dedi.
Öğüt, İçişleri Bakanı Muammer Güler’e “Belediyeye yapılan yazılı ve sözlü başvurularda bisiklet yolunun kaldırılmasına neden olarak ‘trafik sıkışıklığı’ gösterilmiştir. Bu gerekçe doğru mudur? Doğru ise bisiklet yolunun iptali sonrası trafik sorunu çözülmüş müdür” diye soruyor.
Üniversitelerdeki ‘keyfi’ uygulamalar Meclis’teki Prof. unvanlı milletvekilleri tarafından sık sık dile getiriliyor. Son olarak MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık, öğretim elemanlarının hak ettikleri halde atanamadıklarına işaret etti.
Ancak bu keyfi uygulamalar dışında dikkat çeken bir nokta daha vardı. MHP’li Alim Işık ‘baskı ve psikolojik tacizlere’ vurgu yaptı. Bazı devlet üniversitelerinde görevli üst düzey yöneticilerin baskı ve psikolojik tacizler sonucu ya istifa ederek ya da emekliliğini isteyerek üniversitelerden ayrıldıklarını söyledi.
MHP Kütahya Milletvekili bu hafta bakanları soru bombardımanına tuttu. Hafta içinde verdiği 13 ayrı soru önergesi içinde dikkat çekeni ise ülkemizde açılan domuz çiftliklerine ilişkindi.
Gıda ve Tarım Bakanı Mehdi Eker’e, AKP hükümeti döneminde verilen izinle çok sayıda domuz çiftliği açıldığı, bu çiftliklerde yılda 1 milyonun üzerinde domuzun kesildiği, kesilen domuzların et ve yağlarının sucuk, salam, sosis fabrikalarına, otellere, tatil köylerine, marketlere, büfelere satıldığı iddiasını hatırlattı. Sonra da Bakan Mehdi Eker’e bu konuya ilişkin şu sorularına cevap vermesini istedi.
“Ülkemizde faaliyet gösteren domuz çiftliği sayısı ne kadardır? Bu işletmeler kimlere aittir? Domuz etlerinin ülke içindeki tüketimi nasıldır? Domuz etlerinin diğer etlerle karışmaması için banlık olarak ne önlem aldınız? Bakanlığın desteklerinden bu domuz çiftlikleri yararlanıyor mu? Domuz et ve yağları nerelerde kullanılıyor kimlere satılıyor?”
CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, “Balyoz”, “Ergenekon”, “Kafes Eylem Davası”, “ODA TV” gibi davalardaki emniyetçe hazırlanan, üniversitelerce hazırlanan, TÜBİTAK’ça hazırlanan bilirkişi raporlarıyla, ABD’deki bilirkişilik kurumlarının hazırladığı raporların birbiriyle çeliştiğini söyledi.
Adli yargılama açısından ‘Bilirkişilik’ kurumu içen Meclis Araştırması verdi.