Hülya Karabağlı - T24 / AnkaraCHP’nin tutuklu milletvekilleri ve tutukluluk süreleriyle ilgili kanunu teklifine, Adalet Bakanı’nın kamuoyunu rahatsız edecek örneklerle karşı çıkmasından sonra başlayan tartışma tırmanıyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu T24’e, “Adalet Bakanı toplumda negatif algılama yaratacak söz içine giriyor. Bu adalet bakanına yakışmaz” dedi.
“Özgürlükler, insan hakları konusunda Adalet Bakanına düşen görev toplumda negatif algılama yaratacak örnekler vermemektir” diyen Tanrıkulu, “İnsan haklarından, özgürlüklerden yana olması gereken bakan ne yapıyor; toplumda negatif algılama yaratacak söz içine giriyor. Bu adalet bakanına yakışmaz."‘Biz vicdansız mıyız?’“Toplumun hassasiyetleri ve toplum vicdanı var. Şimdi biz vicdansız mıyız” diyen Tanrıkulu, 2005 yılında çıkan CMK Yasası hükümlerinin bugüne kadar uygulatılamadığına dikkat çekti ve “2005 yılında çıkan yasada iki artı bir öngörmüş. Bu üç artı beş olmuş.10 yıl olmuş. Hükümet, 2005’ten 2008’e, 2008’den 2010’e kadar 6 yıllık süre içinde gerekli tedbirleri alamamış. 2005’de yürürlüğe giren yasa hükümlerini bugüne kadar uygulatamamış. Sürekli ertelemiş. Yargıtay, kamuoyunda bir hassasiyeti gerekçe göstererek yasanın ruhuna aykırı bir karar vermiş”.Üç yılda delilli toplanamıyorsa?Tanrıkulu, tutuksuz yargılamanın esas olduğuna dikkat çekerken, “3 yılda delilleri toplayıp dava açamıyorsanız, mahkeme olmaktan çıksın. Başka koruma tedbirleri hayata geçirilsin” dedi. Tanrıkulu şöyle devam etti: Masumiyet karinesi var. 3 yıl, 5 yıl, 10 yıl içeride tutarak masumiyet karinesi yaratmaya çalışıyorsunuz. Üç yıl dört yıl yatmış buna uygun ceza verelim diyorlar. Yani masumiyet karinesi gidiyor, mahkumiyet baskısı başlıyor. Hakimler o zaman, ‘Aman devleti koruyalım. Verelim bir ceza. Biz yanlış yapmışız’ diyorlar. Ondan sonra Yargıtay’ın önüne geliyor. O ne yapıyor. Aslında delil de yok. Adamı bıraksalar Türkiye’de skandal olur. Devletten tazminat alır. AİHM’e gider deyip karar veriliyor."