CHP'li Tekin: Hangi liderimiz beceriksizdi?

CHP'li Tekin: Hangi liderimiz beceriksizdi?

1 Kasım seçimlerinde 7 Haziran’da aldığı oyları artıramayan CHP’de kurultay tartışmaları sürüyor. Umut Oran ve Muharrem İnce’nin parti kurultayında Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısına rakip olarak çıkacaklarını açıklamalarının ardından konuya ilişkin değerlendirmede bulunan CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin "Sürekli lider değiştirip farklı sonuç alamıyorsanız sorun liderlik tartışmasında değil, başka bir şeyde" diye konuştu.

CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, bir grup gazeteciyle kahvaltıda bir araya geldi. 1 Kasım’ın ardından parti içi muhalefetin olağanüstü kurultay çağrılarını değerlendiren şöyle konuştu:

“Elbette arkadaşlarımızın demokratik haklarıdır, saygı duyarım ama bizim itirazları olan arkadaşlarımızın tamamıyla bir mektep gibi bir araya gelip günlerce, haftalarca ne yapabiliriz, bunu konuşabilmeliyiz. Sürekli bir kurultay tartışması CHP’yi maalesef bir yere getirmiş değil. Bütün genel başkanlarımıza baktığınızda, sürekli lider değiştirip ama farklı sonuç alamıyorsanız sorun o zaman liderlik tartışmasında değil, başka bir şeyde. ‘Lider tartışılmasın’ demiyorum ama ortada bir fotoğraf var. Ben 1983’den itibaren bütün kongreleri yakinen izleyen, parti içinde aktif bir siyasetçiyim. Bu değişimlerin hepsi oldu, bu değişimlerde bir sonuç elde edememişseniz o zaman sıkıntı liderlerde değil. Hangi liderimiz beceriksizdi? Bütün liderlerimiz baktığınızda bilgi birikimleriyle, duruşlarıyla, temizlikleriyle, güvenleriyle hepsi başlı başına kaliteli insanlar ama bütün bunlar demek ki sorunu çözen bir mekanizma olmamış.”

 

“Örgütte isim değil, model değişmeli”

 

Örgütler için de “onu alalım, bunu getirelim” anlayışının doğru olmadığını ifade eden Tekin, “Bu anlayış örgütleri değiştiren bir anlayış değil. Model değiştireceksiniz. Bizim fonksiyonel olarak, yapısal olarak bizim değişikliğe ihtiyacımız var. Bu örgütsel sorun sadece CHP’nin değil, bütün siyasi partilerin örgütsel yapısını değiştirmesi gerekiyor. AKP’de sahada örgüt gördünüz mü? Kabul edersiniz etmezsiniz, AKP’nin kendine göre 18-25 tane farklı sivil örgütleri, sendikaları var. Düşünebiliyor musunuz, asgari ücret bin lira, iktidar partisinin sendikaları var. Ticaret odaları, sanayi odaları, futbol kulüpleri bütün bunlara baktığınızda bu alanlarla güçlü. Örgütle güçlü olmuş bir yapı değil” diye konuştu.

 

“Yandaş medyada partiyi tartıştırmak son derece yanlış”

 

Bir sorumluluk varsa, bunun yönetimden örgüte herkesin olduğunu, sadece genel başkana sorumluluk atfetmenin siyaseten doğru olmadığını belirten Tekin, “Çünkü biz AKP değiliz. Bir örgütsel yapıdan gelen, çok sesli bir partiyiz. Burada hepimizin iyide de kötüde de sorumluluğu vardır. Başta ben olmak üzere kendimi sorumlu hissediyorum bu süreçte” dedi.

Her CHP’linin genel başkanlık talebi olabileceğini de ifade eden Tekin, “Bu son derece doğaldır ama değerlendirilmesi gereken bir dönemde partiyi bir yandaş medyada sürekli tartıştırmak ve partide sanki önemli bir kavga varmış gibi bunu yaratmak doğru değil. Demokratik yarış başka bir şeydir ama partinin kurumsal kimliğini yandaş medyada sürekli tartıştırmak son derece yanlıştır” diye konuştu.

 

“Dün acımasızca hakaret edenler bugün birinci sayfalarında veriyor”

 

Genel Başkanlığa aday olan Umut Oran’ın hedef gösterildiği Sümeyye Erdoğan’a suikast iddialarıyla ilgili haberleri anımsatan Tekin, “Daha dün her üç arkadaşımıza da acımasızca hakaret edenler bugün onları birinci sayfalarında veriyorsa, bunları hepimizin düşünmesi lazım. Elbette bilmeyerek hepimiz partinin kurumsal kimliğine zaman zaman zarar vermiş olabiliriz ama şunu herkesin bilmesi lazım partinin kurumsal kimliğini zedeleyen, tartıştıran hiçbir insan CHP’li sayılamaz. Her arkadaşımızın iddiası olabilir ama hiç kimse unutmamalı ki dün Erdal Bey vardı, Deniz Bey, Altan Bey vardı, bugün Kemal Bey, yarın bir başkası olabilir ama bu parti hep olacak. CHP’yi hepimiz gözümüz gibi korumalıyız. Birbirimizle olan husumetlerimizi CHP üzerinden götürmeyelim” diye konuştu.

Parti içi “dedikodu mekanizmasına” son verilmesi gerektiğinin altını çizen Tekin, “Genel Başkanın buna asla izin vermemesi lazım. Bu insani bir tavrı değildir. Bizim ortak değerimiz kurumsal kimliğimizdir, kurumsal kimliğimizden dolayı birbirimizi sevmek zorundayız” değerlendirmesinde bulundu.

 

“İl başkanlarının da sorumluluğu var”

 

Eski il başkanlarının olağanüstü kurultay çağrısı yaptığı toplantıya değinen Tekin, “Hepsini çok iyi tanırım, çoğunu da severim. Çok yakın ilişkilerim olan arkadaşlarımdır ama genel başkanın, genel merkez yöneticilerinin ne kadar sorumluluğu varsa il başkanlığı başka bir şeydir, il başkanlarının da o kadar sorumluluğu vardır. İl başkanın görevi kendi bölgesinde partisinin oyunu artırmaktır. Canı istediği zaman ‘hadi gidelim kurultay talep edelim’ diye il başkanlığı olmaz” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun, mutfakta yapılan eleştiriler konusunda son derece hoş görülü davrandığını kaydeden Tekin, “En çok eleştiren de benim. Ben bir gün Sayın Genel Başkanın ‘bu kadar ağır eleştiri yapıyorsun’ diye bana bir tavır aldığını görmüş değilim. Biz kendi sorunlarımızı, eksiklerimizi rahatlıkla birbirimizle konuşabilmeliyiz. Sokakta değil, yandaş basında değil. İçeride acımazsızca birbirimizi eleştirmeliyiz ama sokağa çıktık mı el ele dolaşmalıyız. Partilik bunu gerektiriyor” diye konuştu.

 

“Asıl tartışılması gereken dönem 7 Haziran’dı”

 

Tekin, seçim sonuçlarıyla ilgili olarak ise özellikle tartışılması geren dönemin 7 Haziran olduğunu belirtti. “Bir önceki seçimle (7 Haziran) değerlendirebilseydik daha sağlıklı olurdu. İktidar partisi yüzde 10 gibi bir oy kaybediyor, ‘bu yüzde 10’dan CHP olarak biz neden pay alamadık’, bunun tartışılması, irdelenmesi gereken dönem 7 Haziran’dı” dedi. Yapılan araştırmalara göre, CHP’de bir genel başkan tartışması olmadığını, yine partinin toplumun beklentilerine cevap verecek projeler üretme konusunda da sıkıntısı olmadığını kaydeden Tekin, şöyle devam etti:

 

“Büyükşehirlerin çeperleriyle ilişki kurmalıyız”

 

“Demek ki sorun burada değil. Sorun, bizim büyükşehirlerin çeperleriyle, Orta Anadolu’yla, Doğu ve Güneydoğu’yla yeniden kendimizi anlatabilecek, kendimizi ifade edebilecek ya da uzun süredir ilişki kuramadığımız bu seçmen kitlesiyle, bu ilişkiyi kurup kendimiz ifade edebilmemizdir. Bizim en büyük şansızlığımızın biri de şudur, 70 yıldır sağ partilerin tamamı CHP üzerinden propaganda yapmıştır, hepsi. Sayın Özal’ından, Demirel’ine, Erbakan’ına kadar herkesi ana konusu CHP olmuştur.”

 

“İbadethanelerde kara bültenler dağıtıldı”

 

Siyaset çok kirli bir alan haline geldiğini belirten Tekin, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri sürecinde CHP’ye yönelik iftiralar içeren bültenlerin basılıp ibadethanelerde dağıtıldığını kaydetti. Tekin, “Ben Sayın Davutoğlu’na bir paket gönderdim, resmi bir cevap alamadık, o hassasiyeti göremedik. Kara bültenler, yalanlar, iftiralar… O kitapçıkların özellikle ibadethanelerde dağıtılması çok vahim bir olaydır. 7 Haziran’da da, bu seçim döneminde de dağıtıldı. Çok orantısız bir seçim dönemi geçirdik” dedi.

Araştırma şirketlerinin de 1 Kasım’da çıkan sonucu tahmin edemediğini belirten Tekin, “Seçmen çok suskundu, hiç kimsenin kestirmesi mümkün değildi. Terörün yaratılıp terörün yönetilmesi, ekonomideki daralma, 7 Haziran’dan sonra muhalefet partilerinin, CHP’nin bütün çabalarına rağmen bir Meclis başkanı seçememesi, hükümetin kurulamaması bütün bunlar başlı başına araştırılması gereken sorunlardır” diye konuştu.

 

“Holding sahibi CHP’ye, çalışanı AKP’ye oy veriyorsa bu tezattır”

 

Tekin, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun çalışkanlığının, çabasının tartışılamayacağını ancak herkesin kendisiyle yüzleşmesi gerektiğini ifade ederek, “Bugün Anadolu’ya, Doğu’ya, Güneydoğu’ya gittiğinizde yarın oya dönüştürmemizin mümkün olmayacağını da biliyoruz ama her yerde olacağız. Ciddi analiz edilmesi gereken durumlar var; holding sahibi CHP oy verip asgari ücretle o holdingde çalışan bir kişi oy vermiyorsa burada elbette analiz edilmesi gereken bir durum var. Böyle bir tezat olabilir mi? Bizim bu projelerimize baktığınızda o holding sahibinin AKP’ye, onun çalışanının bize oy vermesi lazım. Bu ters orantılı işleyen bir siyaset anlayışını gözden geçirmemiz lazım” dedi.