CHP'li Umut Oran: 'Yayını kaldırın' talimatı internet darbesinin provasıdır!

CHP'li Umut Oran: 'Yayını kaldırın' talimatı internet darbesinin provasıdır!

CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) ve Bilişim Teknolojileri Kurumu (BTK) tarafından “Sabah Gazetesi ile ATV’nin satışı için Başbakan Erdoğan tarafından havuz kurulduğu iddiaları hakkındaki soru önergesini T24'ten ve kişisel web sitesinden kaldırması” isteğine “Bu darbe provasıdır. Asıl internet darbesi bu hafta Genel Kurul’a gelecek” diyerek tepki gösterdi.

Hürriyet'ten Okan Konuralp'in haberine göre, Umut Oran hazırlanan internet yasasına ilişkin, "TİB, bu isteğiyle Başbakan’ın hayaline tercüman olmuş. Erdoğan’ın hayali tüm interneti kontrol altına almak, her türden sansürü meşrulaştırmak, düşünce özgürlüğünü internetten de silmek" ifadelerini kullandı.

Umur Oran'ın açıklmalarından satırbaşları şöyle:

“TİB, bu isteğiyle Başbakan’ın hayaline tercüman olmuş. Erdoğan’ın hayali tüm interneti kontrol altına almak, her türden sansürü meşrulaştırmak, düşünce özgürlüğünü internetten de silmek. Bu hafta Genel Kurul’a gelmesi beklenen yeni internet yasasıyla da adamın hayali gerçeğe dönüştürülmek istenecek. Benim yazımı kaldıramaz. Kaldırsın, yeniden koyarım. Benim sitemden kaldırsa TBMM’nin sitesinde durur. Ancak mesele bu da değil. Mesele 36 milyon internet kullanıcısının her türden faaliyetini denetim altına almak. Futbol fanatiği bir genç ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diye sayfasına yazsa buna bile erişimi engelleyebilecek. Bu yasa topluma bir darbe, bana yapılan da darbenin provası. Bana yapılan müdahaleyi TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve makamının da dert etmesi gerekiyor. Bazı soru önergelerimizi iade eden Çiçek, TİB’in yasaklamasına konu olan soru önergemi işleme koydu. Onun da filtresinden geçmiş bir önerge. Yani bana yapılan Çiçek’e ve onun temsil ettiği makama da bir saygısızlık, aynı zamanda hukuksuzluk. Bir başka hukuksuz yanı da tebligatın şekli. Ben bir suç işlediğimde tebligat bana gelmiyor. Meclis Başkanlığı’na geliyor. Yargının doğrudan emir vermesi, talepte bulunması yasal değil. Yasama dokunulmazlığının ihlali var. TİB’e kararının yok hükmünde olduğunu belirten bir mektup yazacağım, mahkemeye böyle bir talimat vermeye yetkisinin olmadığını hatırlatan bir dilekçe yollayacağım ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek’i de göreve davet edeceğim.”

 

'Sadece savcılığın yazısı var'

 

CHP Milletvekili Umut Oran’ın kendi soru önergesini yayınladığı umutoran.com sitesinin ‘koruma tedbiri’ içeren bir mahkeme kararıyla değil, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın TİB’e gönderdiği ‘Tedbir alın’ yazısıyla kapatılmak istendiği ortaya çıktı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı TİB’e gönderdiği yazıda 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin konuyla ilgili aldığı yayın yasağına atıfta bulunuyor ve tedbir alınmasını istiyor. İstanbul 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nin ‘yayın yasağı’ kararı bir internet sitesine ‘koruma tedbiri’ uygulamak için yeterli değil. 5651 sayılı kanuna göre mahkemenin bir internet sitesini kapatmak için adresini açıkça belirtip, ‘koruma tedbiri’ kararı alması ve uygulanması için TİB’e göndermesi gerekiyor. TİB’in Umut Oran’a gönderdiği uyarıya dayanak gösterilen 5651 sayılı ‘İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un 8’inci maddesinde şu hüküm yeralıyor: “Eri­şi­min en­gel­len­me­si ka­ra­rı, so­ruş­tur­ma ev­re­sin­de hâ­kim, ko­vuş­tur­ma ev­re­sin­de ise mah­ke­me ta­ra­fın­dan ve­ri­lir. So­ruş­tur­ma ev­re­sin­de, gecikme­sin­de sa­kın­ca bu­lu­nan haller­de cum­hu­ri­yet sav­cı­sı ta­ra­fın­dan da eri­şi­min en­gel­len­me­si­ne ka­rar ve­ri­lebilir. Bu du­rum­da savcı­ ka­ra­rı­nı 24 sa­at için­de hâki­min ona­yı­na su­nar ve hâkim, ka­ra­rı­nı en geç 24 sa­at için­de ve­rir. Bu sü­re için­de ka­ra­rın onay­lan­ma­ma­sı halin­de ted­bir, Cumhuriyet sav­cı­sı ta­ra­fın­dan der­hal kal­dı­rı­lır. ”

 

5 yıla kadar hapis

 

Kanunda yer alan bu açık hükme rağmen bir internet sitesinin mahkeme kararı olmaksızın kapatılması suç sayılıyor ve bu uygulamaya imza atanların 2 yıldan 5 yıla varan hapis cezaları istemiyle yargılanmasının önü açılıyor. TİB hukukçularının, bu nedenle söz konusu kapatma girişimlerine ilişkin kararların altına imza atmak istemediği, TİB’deki görevden almaların altında da bu tartışmanın yattığı belirtiliyor.