CHP Aydın Milletvekili Prof. Metin Lütfi Baydar, iktidarın evet kampanyası kapsamındaki harcamalarını Meclis gündemine taşıdı. CHP’li vekillerin kampanya harcamalarını imece usulüyle ceplerinden karşıladıklarını anlatan Baydar, eski Genel Başkan Deniz Baykal’la Edremit-Bursa’da yaptıkları 'hayır' kampanyası için mazot parası ile Osman Gazi Köprü geçiş ücretini üç kişi olarak aralarında paylaştıklarını söyledi.
Devlet, evet kampanyalarında kullandığı uçak, helikopter ve araç kiralamasına ve bunların yakıtlarına ne kadar para ödedi, bunları bilmek istiyoruz" diyen Baydar, "milletin parasının evet propagandası için hunharca harcandığını" söyledi. Baydar, Adana’da dübel çakılarak palmiye ağaçlarına asılan evet afişleri yüzünden doğaya büyük zarar verildiğini savundu.
“İmece usulümüzde en azından Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının o Kurtuluş savaşının başlangıcında Anadolu’yu karış karış gezerken saltanat parasıyla değil kendi ceplerinden yaptıkları harcama gibi aynı duygularla Türkiye’yi gezdik" diyen CHP’li Baydar’ın T24’e değerlendirmeleri şöyle:
"Gideceğimiz yerlere tarifeli uçaklarla gidiyoruz ya da araçla gidiyorsak mazot masrafını aramızda paylaşıyoruz. Geçen gün Edremit, onun arkasından hemen Bursa seferi yaptık ve döndük. Orada giderken Deniz Bey "ne kadar masrafımız var" dedi ben de "Efendim 900 lira civarında dedim. O arada da Osman Gazi Köprüsünden geçtik, o da 80 lira falan. Deniz bey, hemen 'Bunu da ilave et, 900 lira olur mu' dedi. Yılmaz abi (Ateş) de var, üçümüzdük, ben 350 lira verirsek tamam efendim dedim. Deniz Bey, 'Yok dedi 25 lira daha verelim' dedi. Böylelikle, 325’i paylaştık. Öyle yapıyoruz.
"Biz böyle gidip geliyoruz. Ben buradan soruyorum, “Bu kadar toplu açılış törenleri yapılıyor, orada toplu açılışla ilgili bir cümle edilmiyor ama evet kampanyalarıyla ilgili tonlarca cümle ediliyor. Devlet evet kampanyalarına bu törenlerde ne kadar mazot parası, ne kadar araç kiralama parası harcamıştır. Ne kadar uçak helikoptere ne kadar para verilmiştir, ne kadar onların yakıtlarına para verilmiştir: Bunları soru önergesiyle de sordum bugün. Bunu da bilmemiz lazım. Vatandaşın bunları bilmeye hakkı var.
"Nedir bu debdebe, o gidilen yerlerde yemekler veriliyor, saltanat sofraları kuruluyor, yazık günah değil mi? Biz gidiyoruz işte, vatandaşa misafir olduğumuz insanlar orada bize ne ikram ederse, peynir ekmek ne varsa hep beraber yiyoruz. Ama bunların organize sistemleri var. Bu değirmenin suyu nereden geliyor; bilmek istediğimiz bu.
"Milletin parasını evet propagandası için hunharca harcıyorlar. Bakıyorsunuz her tarafta evet afişleri. Hayır’a müsaade etmiyorlar. Adana’da evet afişlerini palmiye ağaçlarına dübellemişler. Ağaca dübel mi konur? Ağaca dübelle çakmışlar. Bu derece doğaya insana zarar olur mu? Evet hırsı o kadar gözlerini bürümüş ki; madem evet çıkacak diyorsunuz bu abanma ne? Nedir derdiniz ne korkuyorsunuz. Vatandaş bunlara 16 Nisan’da gereken cevabı verecek.
"İmece usulümüzde en azından Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının o Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcında Anadolu’yu karış karış gezerken saltanat parasıyla değil kendi ceplerinden yaptıkları harcama gibi aynı duygularla Türkiye’yi gezdik."