CHP’li Yarkadaş: Iğdır’da tehlike ‘geliyorum’ diyordu!

CHP’li Yarkadaş: Iğdır’da tehlike ‘geliyorum’ diyordu!

CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Iğdır'a bir süre önce yaptığı ziyarete ilişkin izlenimlerini paylaştı. Yarkadaş, Iğdır’ın kent merkezinin çatışmaların artmasından dolayı sakinleştiğini, şehirde ekonominin durma noktasına geldiğini yazdı.

“Recep Tayyip Erdoğan'ın iktidarı terk etmeme hırsı ve iktidardan düşme kaygısı'' Türkiye'yi ne yazık ki bir ateş çemberinin içine sokuyor” diyen Yarkadaş, “Erdoğan, halkı bıktırarak teslim almaya ve AKP'yi tek başına iktidar yapmaya çalışıyor” ifadesini kullandı.

Iğdır izlenimlerini paylaşan Yarkadaş, şehir için "Silahların gölgesinde bir kent...'' demişti.

Yarkadaş tarafından kaleme alınan, bugün gercekgundem.com adlı internet sitesinde “Iğdır’da tehlike ‘geliyorum’ diyordu!” başlığıyla yayımlanan 30 Ağustos tarihli yazı şöyle:

 

Durum sandığınızdan daha vahim...

 

7 Haziran seçimlerinin ardından AKP ile CHP arasında başlayan hükümet kurma girişimi, Recep Tayyip Erdoğan'ın müdahalesiyle kadük kaldı. Erdoğan, iktidarını CHP ile paylaşmamak ve Kaçak Saray'da oturabilmek için, Türkiye'yi seçime sürükledi. Bu seçimin maliyetinin Türkiye'ye her açıdan ağır olacağı daha şimdiden görülüyor. Doğu ve Güneydoğu'daki illerimiz adeta ateş alıp yanıyor.

Hatırlayın; PKK'nın ''birden bire'' yeniden sahneye çıkması, IŞİD'çi olduğu söylenen ancak MİT'le de yakın bağlantı içinde olduğu bilinen bir intihar bombacısının eyleminin ardından oldu. Suruç'ta 33 kişiyi katleden IŞİD'e karşı ''güya'' misilleme yapan PKK, iki polisi şehit etti. Böylece, Türkiye IŞİD gerçeğini dahi konuşamadan, terör sarmalına girdi. Kamuoyu, 33 kişinin katillerini sorgulama fırsatı dahi bulamadı.

Bu aslında, tam da Erdoğan'ın hesap ettiği ve istediği bir durumdu. Önce IŞİD eylem yapacak, ardından PKK sahneye çıkacaktı. Erdoğan da "teröre karşı taviz vermeyen lider'' olarak milliyetçilerin oylarını alacaktı. Tabii bu arada, terörün artması üzerine kamuoyu tedirgin hale getirilecek ve "AKP tek başına iktidar olsaydı, bunlar yaşanmayacaktı'' dedirtilecekti.

PKK'nın AKP ve Erdoğan'ın ekmeğine adeta yağ süren eylemleri, Türkiye'yi bir ateş çemberinin içine soktu. Artık her gün şehit ve yaralı haberleri geliyor, çocuklarımız ve gençlerimiz gözlerimizin önünde katlediliyor. Erdoğan'ın AKP'yi tek başına iktidar yapma hevesi, sosyal ve ekonomik yıkımlara sebep oluyor. AKP'nin 13 yıllık tahribatının yanı sıra, onarılması çok güç yeni yaralar açılıyor.

Bunun en somut örneğini, parti görevim dolayısıyla gittiğim Iğdır'da bir kez daha yaşadım. Önceki gün, partili arkadaşım Avukat Yiğit Acar, Kars İl Başkanımız Özfer Koçak ve partimizin Kars'ta ileri gelenlerinden Taner Toraman ile Iğdır'a gittim. Ben ve Acar Iğdır'a gitmek üzere yola çıkarken, partimizin diğer vekilleri de Tunceli, Ağrı, Diyarbakır, Muş, Hakkari, Malatya ve Adıyaman yollarındaydı. CHP'nin yaklaşık 115 milletvekili, Türkiye'nin dört bir yanında çalışma yürütüyordu. Edirne'den Kars'a uzanan hat boyunca, hem politikalarımızı hem de koalisyonun neden kurulamadığını anlatıyorduk.

AKP'liler ''Sivas'ın ötesine geçemezken...'', CHP milletvekilleri, çatışmanın en yoğun yaşandığı Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde halkla buluşuyordu. Biz ise aynı saatlerde, artık silahların gölgesinde yaşamaya başlayan Iğdır'daydık...

Kars Havalimanı'ndan Iğdır'a doğru hareket ederken, bölgeye dair izlenimlerimizi de not etmeye başladık. Normal koşullarda hayli işlek olan Kars - Iğdır karayolu, terörün artması üzerine sakinleşmiş... Yurttaşlar, gün ışığı batmadan, karanlık çökmeden seyahati tercih ediyor. Bu tercihin yansımaları, yollarda net bir biçimde görülüyor.

Iğdır'ın kent merkezi de çatışmaların artmasından dolayı hayli sakinleşmiş durumda... Bir dönem cıvıl cıvıl olan kent meydanında, büyük bir tedirginlik gözleniyor. Iğdır İl Başkanımız İlhan Zor, "Kentin en önemli gelir kaynaklarından biri olan İranlı turistler de elini eteğini çekti şehirden'' diyor. Sohbet ettiğimiz Iğdırlı esnaflar da bu tespite katılıyor.

Mesele İranlıların kente gelmemesiyle sınırlı kalsa iyi... Kentin giriş çıkışları kimi zaman tutulduğu için, ekonomi de durma noktasına gelmiş... Kavun, karpuz, domates gibi mahsüller, Doğubayazıt yolu kapandığı için komşu şehirlere yollanamıyor. Hayvanlar yaylalardan indirildiği için, Kurban Bayramı öncesi beklenen alış veriş hayali de tükenmiş...

Ağrı - Doğubayazıt - Iğdır hattının terör yüzünden kapanmış olması, sadece gıda satanları değil, lojistik firmalarını da vuruyor. Kum satan tüccarlar, "15 gündür tek bir kamyon dahi şehir dışına çıkmıyor'' diyor.

Iğdır pazarında sohbet ettiğimiz bir yurttaş ise, olan biteni tek cümleyle özetliyor: "AKP seçim sonrası hayatı bize zehir etti.''

Bir yurttaş ise o sözleri tamamlıyor ve "Ne zaman nerede ve nasıl öleceğimizi bilmiyoruz, huzurumuz yok'' ifadesini kullanıyor.

Yurttaşlar, çatışmaların artması ve PKK'nın yeniden sahneye çıkmasının ardındaki temel motivasyonun, Erdoğan'ın ''tek başına iktidar olma hırsı''nın olduğunu biliyor. Bunu sohbet ettiğimiz tüm Iğdırlılar söylüyor. Öyle ki; havalimanında karşılaştığımız AKP'nin eski bir milletvekili de bu tespite katılıyor. Eski vekil, "Türkiye'nin bu gidişata izin vermemesi gerekiyor. Tayyip Bey çok yanlış bir tutum izliyor'' diye konuşuyor.

Partimizin verdiği görev üzerine yaptığım Iğdır ziyaretinde edindiğim izlenim, Türkiye'nin AKP ve Tayyip Erdoğan eliyle yeniden 90'lı yıllara döndürülmesidir. Erdoğan, halkı bıktırarak teslim almaya ve AKP'yi tek başına iktidar yapmaya çalışıyor. Öyle ki; ellerinde sürekli tuttukları ''Şehit Barometresi''ne bakıyor ve şehitlerin oylarını artırıp artırmadıklarını ölçüyorlar.

Peki bu kısır döngü ne zamana dek sürecek?

Türkiye'nin bu sarmaldan çıkmasının tek yolu, 1 Kasım seçimlerinde AKP'yi ve uzantılarını iktidardan alaşağı etmekten geçiyor. Iğdır halkı, CHP'nin bu yönde attığı adımları desteklediklerini ve parti politikalarını ilgiyle izlediklerini ifade ediyor. CHP'nin Kürt sorununu TBMM çatısı altında çözme politikasının doğru olduğunu belirten yurttaşlar, "Türkiye'nin AKP'den ve Erdoğan'dan kurtulması gerekiyor'' diyor. Iğdır'da dükkanlarına rast gele girdiğimiz, kahvehanelerine misafir olduğumuz onlarca kişi, bu görüş etrafında birleşiyor. Çünkü; Iğdır halkı silahların gölgesinde yaşamak ve huzursuz olmak istemiyor.

Başta Doğu Anadolu ve Güneydoğu Bölgesi olmak üzere, Türkiye'nin dört bir yanına giden milletvekillerimiz, izlenimlerini bu ayın sonuna dek, partimizin yetkili kurullarına rapor olarak sunacak. Böylece, partimiz Türkiye'nin röntgenini yeniden çekecek ve politikalarını belirlerken kamuoyunun nabzını tutacak.

Bölgeye giden vekillerimizle yaptığımız sohbetlerde, röntgen işlevi gören izlenimleri paylaşıyoruz. Tüm vekillerimiz, Doğu ve Güneydoğu'da yaşananların onda birinin dahi kamuoyuna doğru yansıtılmadığı tespitini yapıyor. Tüm vekiller, durumun sanılandan daha vahim olduğu görüşünde birleşiyor.

Recep Tayyip Erdoğan'ın ''iktidarda kalma ve iktidarı terk etmeme hırsı ve iktidardan düşme kaygısı'' Türkiye'yi ne yazık ki bir ateş çemberinin içine sokuyor. IŞİD eliyle başlatılan provokasyon, PKK'nın da devreye sokulmasıyla geleceğimizi tehdit eder hale geliyor.

Türkiye, 1 Kasım seçimlerinde bu oyunu bozmak ve CHP'yi restorasyon yapmakla görevlendirmelidir. Türkiye, Tayyip Erdoğan'ın hırslarına terk edilmemelidir.

''Kanı durdurun, barışı sağlayın, ekonomiyi ayağa kaldırın'' diyen Iğdır halkının talebini yerine getirmek, tüm yurtseverlerin görevidir.