CHP Parti Meclisi Üyesi ve Ankara Milletvekili Necati Yılmaz, Türkiye’nin tek resmi semah grubu olan Hacıbektaş Semah Topluluğu’na uygulanan ayrımcılık iddiasını TBMM gündemine taşıdı.
Duvar'da yer alan habere göre, topluluğun ekip sayısının 30’dan 9’a düşmesine rağmen sayının artırılması yönünde son 5 yılda yaptığı başvuruların Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından olumsuz yanıtlandığını ifade eden Yılmaz, “Kırşehir’de Abdallar, Konya’da ise Semazenlerin benzer gruplar oluşturduğu bilinmektedir. Bu grupların üye sayılarındaki eksikliklerin tamamlanması için bakanlık olumlu yanıt verirken; aynı hassasiyetin Hacıbektaş Semah Topluluğu için gösterilmemesinin gerekçesi nedir? Bakanlığın bu tutumu hükümetin de görmezden geldiği Alevi ve Bektaşiler için kutsal sayılan semaha yönelik bir ayrımcılık değil midir?” sorularını yöneltti.
Yılmaz, Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, semahın Alevi ve Bektaşi kültür ve inancında birlik anlamına gelen cem törenleri içerisinde yapılan 12 hizmetten biri olduğunu ve ibadet sayıldığını vurguladı. 2010 yılında UNESCO’nun Somut Olmayan Dünya Kültürel Miras Listesi’ne alınan semahın Alevi ve Bektaşiler için kutsal ve vazgeçilmez olduğuna dikkat çeken Yılmaz, şöyle devam etti:
“Türkiye’nin tek resmi semah ekibi olan Hacıbektaş Semah Topluluğu, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından açılan sınav sonucunda, 1997 yılında 30 kişilik bir ekiple göreve başlamıştır. Ekibin tamamı kadrolu, memur ve daimi işçidir. Nevşehir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne bağlı olan ekibin üye sayısı, son yıllarda giderek azalmış ve 3’ü kadın, 6’sı erkek olmak üzere toplam 9 personele kadar düşmüştür. Hacıbektaş Semah Topluluğu, Hacıbektaş Veli Müze Müdürlüğü bünyesinde çalışmalarını sürdürmektedir. Hacıbektaş Veli Müzesi, Türkiye’nin en çok ziyaret edilen 5. müzesidir. Müzeyi 2016 yılında 1 milyon kişi, 2017 yılında ise 850 bin kişi ziyaret etmiştir.”
AİHM kararlarına rağmen hükümetin Cemevlerini ibadethane olarak kabul etmediğine değinen Yılmaz, “Bu durum da göz önüne alındığında, hükümet Alevi ve Bektaşileri görmezden gelen yaklaşımını ne zamana kadar sürdürecektir? Uluslararası hukuka, Anayasa’ya, Cumhuriyet’in laiklik ilkelerine ve uluslararası mahkemelerin ve yüksek mahkemelerin kararlarına rağmen ısrar edilen bu tutumla elde edilmek istenen sonuç nedir?” diye sordu.