CHP Genel Merkezi’nde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı toplantıda, partililer Genel Başkanları’nı anlattı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, “Kendisine şikâyet getirilmesinden hoşlanmaz” derken, Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak “Sayın Genel Başkan meseleleri ciddiyetle ele alır, hesap kitap adamıdır” ifadelerini kullandı.
Kurban Bayramı arifesinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti Genel Merkezi’ndeki makamında özel bir toplantı yaptı.
Onur Konuralp’in Hürriyet’teki haberine göre, Kılıçdaroğlu’nun ‘dar kadrosu’ denilebilecek isimlerin katıldığı toplantıda, tezkerenin Türkiye’ye olası etkileri değerlendirildi, bayram sonrası temposu artacak siyasi çalışmaların genel planlaması yapıldı ve 2015 Genel Seçimleri ele alındı. Toplantının bir bölümüne Hürriyet de davet edildi. Genel başkanlık makamına girdiğimizde, bu özel toplantının atmosferinin ‘Kılıçdaroğlu’nun adamları’ tadında olduğunu fark etmek hiç zor olmadı. Toplantıdaki 2 kadın Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke ve Seyhan Erdoğdu’nun ‘kadın’ kimliklerine saygı duyarak ‘adam’ vurgusunu bir metafor olarak kullandığımızı belirtelim. Toplantının bir bölümünü kayıt dışı izlememize imkân tanıyan Kılıçdaroğlu, sonrasında “Herkes özgürce, sansürsüzce beni anlatsın bakalım. Rahat olun, kızmayacağım” esprisiyle sohbeti başlattı. İşte ‘Kılıçdaroğlu’nun adamları’nın gözünden CHP Genel Başkanı:
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan: Son derece nazik ve hiçbir şekilde hiyerarşik çerçevede hareket ettiği izlenimi vermiyor. İnisiyatif alabileceğimizi biliyor, sınırlanmadan özgürce hareket edebileceğimizi hissediyoruz. En çok kızdığı şeyin ise ‘şikâyet’ olduğunu biliyorum. Sorunu çözmek yerine, o sorunla ilgili kendisine şikâyet getirilmesinden hoşlanmaz.
Özel Kalem Müdürü Tuncay Ceylan: Kılıçdaroğlu çalışkan, olağanüstü hoşgörülü ve mütevazı bir insan; müthiş bir dinleyici ve bu sakin görünüşünün altında inanılmaz bir algılama kapasitesi var. Çalışılması müthiş kolaydır.
En çok gençlerle ve çocuklarla bir arada olduğunda keyiflenir. Hele çocuklarla birlikte olduğunda yüzünde güller açar. Verdiği talimatların yerine getirilmemesine ise çok kızar, tepkisini bakışlarından anlayabilirsiniz. O anda hiçbir yerde olmak istemem.
Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke: Bilime ve akla önem veren bir Genel Başkan. Bir aile ortamında çalışıyoruz. Dinlemeye ve beraber iş yapmaya açık bir lider. Şu küçük toplantıdan da büyük Türkiye resmi çıkıyor, mutlu, umutlu ve daha zengin yaşayacak bir Türkiye. Bu da ancak böyle bir Genel Başkan’la olabilir. Bireye değer veren, bireyden topluluk yaratabilen ve birlikte bir güç yaratabileceğimizi hissettiren bir Genel Başkan.
Başdanışman Murat Özçelik: Kemal Bey, görevleri delege etmeyi seven bir insan, eğer bir ekip çalışmasına imkân vermeyecek bir lider olsaydı samimi söylüyorum hiçbirimiz, ben şahsen Sayın Genel Başkan’ın altına gelip çalışmazdım. Fakat en önemli tarafı insanın verebileceği katkıya saygı gösteriyor, yönlendirmeyi bu partinin ilkeleri çerçevesinde yapıyor. Genel Başkan ekip ruhuyla bir yere giderken, son sözü söylediğinde nereye gidildiğini biliyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyhan Erdoğdu: Kemal Bey’e benden beklentilerini sorduğumda “Ben parti içi eğitim yoluyla, parti militanı yetiştirilmesini istiyorum” dedi. Bu zor bir görev, bazen korkmuyor değilim. Genel Başkan’ın bir özelliği var duygularını çok belli etmiyor. Genel Başkan’ı izliyorum, bazen gözüyle gülüyor, kızıyor; hayran olunacak kadar da sabırlı.
Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak: Sayın Genel Başkan meseleleri ciddiyetle ele alır, hesap kitap adamıdır. Ve kolay da külyutmaz. Bizlerin bir özelliği var, yıllardır ekonomiyle uğraştığımız için bir veri önümüze geldiği zaman, o verinin doğru olmadığını anında hissedersin. Dolayısıyla, biri bir şey götürsün, doğru düzgün de yapılmamış olsun. ‘Böyle olmaz’ der ama gülerek der. Aslında kızmıştır, kızdığını hissettirmez.
Grup Başkanvekili Engin Altay: İşini yapmayana çok kızar. İşini yapmayanla da oturur çok sıcak ilişkiler kurar, kızdığını bile fark etmezsiniz. Ben onun ne zaman kızdığını en iyi hissedenlerdenim. Bana da kızmıştır ancak en az kızdıklarındanım. Arkadaşlarının da en az kendisi kadar sorumlu ve dikkatli davranmasını ister. Bir de ‘Siyasetçi ne söylemeyeceğini çok iyi bilecek’ Sayın Genel Başkan’a göre. Ben eleştirimi kendisine de söyledim; ekip kurma konusundaki tercihlerini eleştirmiştim. Son kurultay sonrasında ise daha vizyoner bir kadro kurduğunu görüyorum. Yeni MYK, bence Kılıçdaroğlu’nun en güçlü MYK’sı. Bir de Genel Başkanımız yakın tarihte tanıdığım en zeki adam. CHP’nin bütün genel başkanlarında olduğu gibi ahlaklı, erdemli, namuslu.
Miting ve sahne takdimcisi Barış Bozkurt: Sayın Genel Başkanımız çok demokrat bir insan. Hiçbir arkadaşımızın çalışma sistemine karışmaz, onları kendi çalışma yöntemlerinde serbest bırakır. Ancak çalışırken işine o kadar konsantre olur ki bazen yemek yemeyi, sesini koruyacak bazı şeyler içmeyi unutur. O anlarda biz devreye girmeye çalışırız. Benim en büyük düşüm ise kendisini çok yakın bir gelecekte Türkiye’nin Başbakanı olarak anons etmek.
Koruma Müdürü Koray Arslan: (Gülerek) Sayın Genel Başkan işimize çok karışmamaya çalışıyor da en çok gezilerine eşlik eden arkadaşları ya da parti örgütlerini zorluyor. Sayın Genel Başkan bizim yanında çok görünmemizi istemez, ‘var ama yok’ bir görüntü oluşturmaya çalışırız. Böyle olunca zaman zaman zorlanıyoruz. Yoksa kendisiyle çalışmak çok zevkli. Bir de sır katibi gibiyiz. Pek çok konuşmaya şahit oluruz, hemen unutmaya çalışırım. (Kılıçdaroğlu gülerek ‘O zaman daha rahat konuşalım yanında’ diye söze giriyor) Rahat olun Genel Başkanım. Beni ilgilendiren bir şey olmadığı için hemen unutuyorum.