Prof. Sencer Ayata başkanlığındaki CHP Bilim Yönetim ve Kültür Platformu'nca hazırlanan “Politika Notu”nda Türkiye’deki eğitim sistemi, öğretmenlerin durumları değerlendirildi. Cumhuriyet’in kuruluşunda ekonomik ve toplumsal statü bakımından öğretmenlik mesleğinin değerinin ve öneminin AKP hükümeti tarafından her geçen gün düşürüldüğü vurgulanan raporda, öğretmenlerin yaşadığı ekonomik sıkıntılara, atamalara, fiziksel koşulların yetersizliğine, kalabalık sınıflara ve güvenlik sorunlarına dikkat çekildi.
CHP, "Bir gün değil yaşam boyu öğrenen, yenilenen öğretmen" başlığıyla kamuoyuna duyurduğu son "Politika Notu"nu açıkladı.
AKP’nin eğitim politikasının da eleştirildiği raporda, “AKP Hükümeti, eğitim sistemini daha nitelikli ve parasız yapma iddialarıyla yola çıkmıştır. Ama plansız ve savruk uygulamalar sonucu eğitimi bir ideolojik saldırı aracına ve partizanca kullanılan bir rant alanına dönüştürmüştür. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), sözde değişim ve yenileşme amacıyla aldığı kararlarda öğretmenlerin bilgi ve deneyimlerine başvurma gereğini dahi duymamıştır. Hükümet, ülkemizde ekonomik ve insani gelişmenin ancak yaratıcı ve yenilikçi bireyler yetiştirebilecek nitelikte, iyi eğitim görmüş, donanımlı öğretmenler sayesinde mümkün olabileceğini görmemektedir” denildi.
CHP’nin açıkladığı politika notunda şu görüşlere yer verildi:
"Eğitim yatırımları, fiziki altyapının kısmi düzeyde geliştirilmesi ve bazı ders kitaplarının dağıtımı ile sınırlı kalmıştır. Örneğin, 2011-2012 verilerine göre, derslik başına düşen öğrenci sayısı çoğu bölgede OECD ortalamasının (22 öğrenci) iki katıdır. Öğretmenler, ciddi ekonomik ve sosyal sorunlarla karşı karşıyadır. Yaşanan sıkıntılar nedeniyle çekiciliğini yitiren öğretmenlik, üniversite adaylarının öncelikli olarak tercih ettikleri mesleklerin dışında kalmaya başlamıştır. Öğretmenlerimiz OECD ortalamalarının çok altında kalan ücretler karşılığı çalışmak zorundadır. Öğretmenler emekli olduktan sonra çok daha büyük ekonomik sıkıntılar yaşamaktadır. Düşürülen göstergeler nedeniyle azalan emekli maaşları, öğretmenlerin yaşamlarını iyi bir şekilde idame ettirmelerine yetmemektedir. Öğretmenler, AKP Hükümeti döneminde yoksulluk sınırına yakın ücretlerle çalıştırılmaktadır. Yoksulluk sınırı, dört kişilik bir aile için Eylül 2012’de 3.092 TL olarak belirlenirken, öğretmen maaşı ortalama 1.750 TL’de kalmıştır."
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in “Öğretmenler 3 ay tatil yapıyorlar” sözlerinin de eleştirildiği raporda, "Öğretmenlerimiz zorunlu çalışma saatleri olarak OECD ülkeleri ortalamasının üzerinde çalışmaktadır. Bu ortalama OECD ülkelerinde 1.663 saat iken, Türkiye’de 1.808 saattir" bilgisine yer verildi.
Öğretmen atamalarına da dikkat çekilen raporda 126 bin 137 öğretmen açığının bulunduğu, 360 bin öğretmenin de atama beklediğine dikkat çekildi.
"MEB’in Kasım 2011 verilerine göre Türkiye genelinde 661.571 öğretmen görev yapmaktadır. Aynı verilere göre 2011–2012 eğitim öğretim yılının ilk yarısında ek ders karşılığı çalıştırılan ücretli öğretmen sayısı ise 60.094’tür" denilen raporda, okullardaki kontenjan artışlarına ve üniversitelerden mezun olan öğretmen adaylarına da dikkat çekilerek, “yakında atama bekleyen ama ataması yapılmayan öğretmen sayısı 500 binlere çıkacaktır" denildi.
CHP, öğretmenlik mesleğinin gelişmesi için 4 koşul olduğunu açıkladı:
1-Yüksek nitelikli öğretmenlerin yetiştirilmesi ve en iyi koşullarda istihdam edilmeleri sağlanmalıdır, 2-Öğretmen adaylarının en iyi koşullarda yetiştirilmesi için gerekli eğitim ortamı oluşturulmalıdır, 3-AKP döneminde neredeyse yok olmaya yüz tutmuş eğitim yatırımları artırılmalıdır, 4-Öğretmenler, sürekli olarak yenilenen, güncel ve bilimsel bilgiye ulaşabilmelidir.
CHP, öğretmenlerin yaşam ve çalışma koşullarının geliştirilmesi gerektiğini açıklarlarken, bunun için 5 öneri sundu:
1-Günümüzde öğretmenin çalışma hayatındaki statüsünün belirlenmesinde en önemli etken olan devletin öğretmene bakışı ve ona layık gördüğü konum değiştirilmelidir, 2-Okul yöneticiliği için en iyi adayların belirlenmesi, yetiştirilmesi ve bunların sürekli gelişimleri için gerekli önlemler alınmalıdır, 3-Eğitimde kadınların konumu güçlendirilmelidir, 4-Öğretmenlerin idari olarak etkinliklerinin artırılması ve okul yönetiminde daha fazla söz sahibi olmaları hedeflenmelidir, 5-Eğitimde yaşam boyu öğrenme anlayışıyla politikalar üretilmelidir.