CHP'nin 'nefret söylemi ve suçları' raporunda neler var?

CHP'nin 'nefret söylemi ve suçları' raporunda neler var?

CHP, Prof. Sencer Ayata başkanlığında çalışan Bilim Yönetim ve Kültür Platformu'nun hazırladığı son "Politika Notu"nu sefret söylemi ve nefret suçları konusuna ayırdı. İstanbul'da medyayla paylaşılan "Nefrete Karşı Bir Arada Yaşamı Savunmak - Eşit Yurttaş, Özgür İnsan, Kardeşçe Yaşam" başlıklı raporda AKP'nin konuya ilişkin tutumu uluslararası değerlendirmeler eşliğinde eleştirildi, "kapsamlı bir nefret suçları yasası çıkarılması" istendi.

Prof. Ayata ile CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı'nın da katıldığı basın toplantısında sunumu CHP Bursa Milletvekili Dr. Aykan Erdemir yaptı. Bir dönem Harvar Üniversitesi'nde de bulunan ve Alevi toplumuyla ilgili akademik çalışmalarıyla tanınan Erdemir, siyasete girmeden önce içinde bulunduğu "Ayrımcılık Karşıtı Gökkuşağı Koalisyonu" çalışmaları hakkında bilgi verdi. Koalisyonun, "inançların özgürlükleri kısıtladığı" kanısının aksine bir inanç merkezinde, cemevinde kurulduğunu anlatan Erdemir, bu çalışmalara Alevilerden Hristiyanlara, Musevilerden engellilere ve Mazlum - Der gibi İslamcı örgütlere kadar geniş yepzede bir katılım sağlandığını, ancak o dönemde parlamentodan ilgi göremediklerini anlattı.
 
 

'Çalışma partiler üstü yapılıyor'

 
 
 
"Hak temelli siyaset" bağlamında bakıldığında bugün Türkiye'de "kutuplaşma ve ayrıştırma" gördüğünü vurgulayan Erdemir yaklaşık 70 örgütü kapsayan "Nefret Suçları Yasa Kampanyası Platformu" ile birlikte yaptıkları çalışmalara da değindi. Erdemir, söz konusu platformun çabalarının CHP'ye mal edilmesi gibi bir görüntüden uzak durmaya çalıştıklarını, önemli olanın "partiler üstü davranarak" nefret söylemi ve suçları konusunda adımlar atılmasının sağlanması olduğunu, bu çerçevede diğer partilerle platform temsilcilerini buluşturduklarını söyledi.
 
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, "Müslümanların Masumiyeti" filminden sonra "İslamofobi"den hareketle nefret suçları yasasından söz ettiğini belirten Erdemir, bu yönelimi desteklediklerini, ancak Başbakan'ın kast ettiği kapsamı yetersiz gördüklerini vurguladı. Erdemir, "Başbakan'dan kendi mağduriyetlerine yönelik bir yasal çerçeve gelirken başkalarının mağduriyetlerine yönelik bir çerçeve gelmiyor" dedi.
 
Nefret ve ayrıştırıcı söylemin her düzeyde gözlendiğini anlatan Erdemir, Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın siyasi kariyerinde, görme engelli bir vatandaşa karşı sergilediği tavra rağmen bir değişme olmadığına işaret etti. Akdağ, Batman Bölge Devlet Hastanesi’nde çalışanların sorunlarını dinlerken taşeron bir firmada çalışan görme engelli işçi Nurullah Mehmetoğlu'nun "Asgari ücretle çalışıyoruz. Koşullarımızın düzeltilmesini istiyoruz" demesi üzerine "Gözlerin görmediği halde sana iş vermişiz. Para kazanıyorsun değil mi" diye çıkışmıştı.
 
 

'Nefret suçları için veri toplanmıyor'

 
 
Türkiye'de nefret söylemi ve suçlarına ilişkin bir ölçüm olmamasının büyük bir eksiklik olduğunu, Nefret Suçları Yasa Kampanyası Platformu'nun 3 Kasım'da bir rapor açıklayacağını anlatan Erdemir, "Üzülerek öngörüyoruz ki, Türkiye'de önce kapılar işaretlenecek, sonra nefret söylemi gelişecek ve insanların ya canları yanacak ya da insanlar canlarını kaybedecek" diye konuştu. Erdemir, hükümetten bugüne kadar umut veren bir yaklaşım gelmediğini, bu tavrın değişmesini beklediklerini söyledi.
 
Siyasetçiler ve bürokratların da nefret suçlarını körükleyen bir tutum sergilediklerini, bu tutumların ilk adımda cezalandırılması yerine bir "hassasiyet eğitimi" önerdiklerini anlatan Erdemir, nefret suçlarına ilişkin olarak düzenli veri toplanması ve nasıl mağduriyetler yaşandığının ortaya çıkarılması gerektiğini söyledi.
 
Erdemir, Türkiye'de muhalefetin "hep eleştiriyorsunuz, sizin öneriniz, sizin hayaliniz ne" görüşüyle eleştirildiğini, nefret suçları ve söylemine ilişkin "Politika Notu"nun CHP'nin "eşit yurttaş, özgür insan, kardeşçe yaşam" yolundaki önerilerini içerdiğini anlattı. Erdemir, hükümetin okullara tablet dağıtma projesine atıf yaparak "Gelişen ülkeler eğitimin odağına tablet değil insan koydular. CHP de eğitimin odağına tablet değil, bizi özgürleştirecek insan koyuyor" dedi. Erdemir, ilk adımda Türk Ceza Kanunu içinde bir düzenleme, daha sonra bütünlüklü bir "nefret suçları yasası" önerdiklerini sözlerine ekledi. 
 
 

'Müslüman örgütler eşcinsellerle bir araya gelmek istemedi'

 
 
Toplantıya katılan Nefret Suçları Yasa Kampanyası Platformu Sözcüsü Cengiz Alğan da, ocak ayında yola koyulan platformun çalışmaları hakkında bilgi verdi. TBMM Başkanı Cemil Çiçekve Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile de görüştüklerini, her kesimin sorunla ilgileniyor göründüğünü anlatan Alğan, Başbakan da dahil olmak üzere birçok kesimde nefret suçu ile nefret söyleminin karıştırıldığını söyledi. Nefret söyleminde önemli olanın en en çok mağdur edilen ve hedef alınan kesimler olduğunu anlatan Alğan, "Beş yılda 600 küsur mezara saldırı var. Bu süreçte herhangi bir camiye saldırı olmuş mu? Bildiğim kadarıyla, hayır" dedi. Alğan, Müslüman örgütlenmelerin "eşcinsellerle bir araya gelmek istemediklerini, bu nedenle Mazlum - Der'in platforma katılmadığını" da söyledi.
 
Alğan, en çok ırk-etnik köken nedeniyle nefret söylemi üretildiğini, bu kategoride de önce Ermenilerin, sonra sırasıyla Yahudi ve Kürtler'in hedef alındığını sözlerine ekledi.
 
Toplantıyı izleyen gazetecilerden Zaman gazetesi yazarı Abdülhamit Bilici, "işin başında nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede Müslümanların mağduriyeti olmaz, diye düşünmek doğru olmaz. Bu ülkede daha üç-beş yıl öncesine kadar ikna odaları kurulup başörtüsü nedeniyle Müslümanlar rahatsız edildi" dedi.
 
CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Sencer Ayata, "Politika Notları" ile siyasete bir derinlik katmayı planladıklarını ve önemli çalışmalar ortaya koyduklarını, son raporda temel amacın toplumda "farkındalık yaratmak olduğunu vurguladı.