T24 - CHP eski milletvekili Oya Araslı’nın annesinin cenaze törenine katıldıktan sonra, gazetecileri atlatan Deniz Baykal, Milliyet gazetesi yazarı Aslı Aydıntaşbaş'a konuştu. CHP Genel Başkanlığı'ndan istifa ettikten sonra ilk defa sokağa çıkan Baykal, evinin önünde açlık grevi yapan gençleri bu eylemlerinden vazgeçmeleri konusunda ikna etmeye çalıştı. Hayatının en büyük toplum ve halk desteğini yaşıyorum diyen Baykal, CHP liderliği için ise 'Rahat bir formül yok' dedi.Yazısında Baykal'ın kurmaylarıyla sık sık görüştüğünü belirten Aydıntaşbaş, kurmayların 'Kemal Kılıçdaroğlu'nun, partiyi ayakta tutmakta ve Erdoğan karşısında zorlanabileceği' tezini yazdı.Aslı Aydıntaşbaş'ın Milliyet gazetesinde bugün (14 Mayıs 2010) yayımlanan yazısı şöyle:Dün ilk kez dışarı çıkan Baykal, vatandaşın gösterdiği ilgiden çok memnundu. Baykal’a yakın isimlerden biri, Baykal’a yönelik ilgi için “Come back (geri dönüş) duygusu yükseliyor” dedi...Deniz Baykal dün istifadan bu yana ilk kez sokağa adımını attığında, ilginç bir gün yaşayacağı çoktan belliydi. CHP lideri önce evinin karşısında “geri dön” pankartlarıyla açlık grevi yapan CHP’li gençlerle sohbet etti. Ardından Milletvekili Oya Araslı’nın annesinin cenazesi için gittiği Kocatepe girişinde alkışlarla karşılandı. Cenazede kameralar üzerinde olduğu için tam bir medya arbedesi yaşandı. İnsanlar önünü kesip, “Üzüldük” ya da “Gitmeyin” dedi. Baykal arkasındaki medya ordusunu atlatmak için Ford marka arabayla Meclis’in içinden geçip, dış politika danışmanı Petek Gürbüz’ün annesinin vefatı nedeniyle babasına taziye ziyaretinde bulundu. Bir buçuk saat sonra evine döndüğünde, medya adeta “Baykal cenazeden sonra nereye kayboldu?” sorusuyla çılgına dönmüştü. Birkaç gün önce istifasını açıklamış bir muhalefet lideri için, fena bir gün sayılmaz. Tüm bunlardan az sonra evinde telefonda yakaladığım Deniz Bey’e sordum: “Bu ilgiyi nasıl açıklıyorsunuz?” Baykal “Olcay da söylüyor. Belki de hayatımın en büyük halk ve toplum desteğini yaşıyorum” dedi. Baykal’a kurulan siyasi tuzağa öfke o kadar yoğun ki, MHP’lilerden AK Partili işadamlarına kadar arayan arayana. Bütün bunlar, CHP liderini yüreklendirmiş hatta keyiflendirmiş. Geri dönmesi için başta Önder Sav, Onur Öymen, Cevdet Selvi, Mustafa Özyürek gibi isimler olmak üzere parti üst yönetiminden de bir baskı var. Baykal bunları düşünüyor, tartıyor, aday olmadığı kongrede nasıl bir tablo çıkacağına bakıyor. ‘Rahat formül yok’“Rahat, kolay bir formül yok” diyor dün telefonda. “Çok güç bir karar. CHP ve Türk siyaseti açısından sonuçları var. Kalmak ya da yeni oluşum, medyada birilerinin zannettiği kadar kolay değil.”Tabii aslında sadece iki seçenek var. Birincisi, partiyi Kemal Kılıçdaroğlu ya da başka bir isme teslim etmek; ya da “geri dön” çağrılarına kulak verip makul bir formülle kurultay (ya da sonrasında) başkanlığa yeniden oturmak. Anladığım kadarıyla Baykal, kurmaylarıyla yaptığı üst üste toplantılar ve telefon görüşmelerinde, iki unsuru tartmaya çalışıyor. Birincisi, “medyanın istediği seçenekle tabanda neyin tutacağını ayrıştırabilmek.” Baykal aday medyanın gazına gelmek istemiyor. İkincisi ise, Kemal Kılıçdaroğlu gibi bir ismin AK Parti karşısında varlık gösterip gösteremeyeceğini ölçmek... ‘Erdoğan karşısında zorlanabilir’Burada Kılıçdaroğlu’nun medyadaki popülaritesine karşın, Baykal’ın kapısını çalan CHP kurmayları, “Kemal çok iyi bir arkadaşımız ama partiyi bir arada tutmakta ve Tayyip Erdoğan karşısında zorlanabilir” tezini işliyor. Doğru, Kılıçdaroğlu’nun arkasında büyük bir kamuoyu rüzgârı var. İnternetten yazarlara kadar herkes “Gandi Kemal” diyor. Ancak Baykal’la görüşen CHP’liler, ısrarla hürriyet.com gibi internet anketlerinin Anadolu insanını yansıtmadığını, hatta genel anlamda merkez medyanın Türkiye’de lider belirlemede etkisinin sınırlı olduğunu söylüyor. İşte Baykal bu yüzden duraksıyor. Acaba Kılıçdaroğlu Türkiye bazında CHP oylarını yükseltir mi? Dün Baykal’a CHP yönetiminin Kılıçdaroğlu konundaki tavrını sorduğumda “Karmaşık bir durum. 20-30 yıl partiye emek vermiş insanlar geleceğe bakarken kafa karışıklığı içinde. Geçmişte yaşanan süreçler var. Bunları düşünüyorum ve asıl YSK’nın 120 gün kararıyla Anayasa Mahkemesi’ne yürütmeyi durdurma başvurusu sonrası gelebilecek adımları sürekli kafamda tartıyorum” diyor.Baykal’sız formül yokBaykal’la sürekli görüşen CHP kurmaylarından anlıyorum ki, parti içi dengeler ve teşkilatlardan yansıyan hava nedeniyle, son 48 saattir ikinci seçenek ağırlık kazanıyor. Dün Baykal’la konuşan CHP liderine çok yakın bir isim, ruh halini “ Come back (geri dönüş) duygusu yükselmeye başladı” diye özetliyor. Bu sözü bana aktaran, görüşmede aynı ifadeyi, Baykal’ın da kullandığını söylüyor. Baykal’ın “come back” seçeneğini tartarken bildiği şey, bu kavramın siyasi literatüre 1992 Amerikan seçimlerinde Bill Clinton tarafından sokulduğu. Seçim öncesi tüm siyasi yorumcular tarafından mezara gömülen Clinton, sürpriz bir biçimde Demokrat Parti adaylığını kazanıp ardından ABD Başkanı olmuş, bu süreçte kendisine “Come back kid” adını takmıştı.Deniz Baykal genel başkanlık koltuğuna dönse de dönmese de, tüm sinyaller henüz Türk siyasetinin “Baykalsız” dönemine girilmediğini gösteriyor. Yine meydanlarda olacakHer durumda bu referandum ve muhtemelen 2011’e giden süreçte AK Parti’nin karşısında Deniz Baykal’lı bir CHP olacak. Baykal, koltuğu Kılıçdaroğlu ya da bir emanetçiye verirse, yine meydanlarda, otobüsün üzerine çıkarak miting alanlarında olacak. İkincisini yapıp kendisine kurultay delegesinin altın tepside verdiği genel başkanlığı alırsa, yine Kılıçdaroğlu, Gürsel Tekin gibi kamuoyunun desteklediği genç kadroları yanına alıp genel başkan yardımcılığı koltuğuna oturtarak devam edecek.