ÇİÇEK, AVRUPA'YA SERT ÇIKTI ANKARA (A.A)

-ÇİÇEK, AVRUPA'YA SERT ÇIKTI ANKARA (A.A) - 14.07.2010 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, terörle mücadeleyle etik değerler arasında doğrudan bağlantı olduğunu, en çok etik değerlere vurgu yapan toplumların etik değerlere uymadığını söyledi. Çiçek, Rixos Otel'de düzenlenen ''Özel Sektör ve Etik Arenası'' toplantısında yaptığı konuşmada, ülkede ve ülke dışında yaşanan her olumsuzluğun bir yönüyle etik değerlerle alakası olduğunu söyledi. Sürdürülebilir kalkınma ve refaha erişebilme noktasında üç temel şart olduğunu, bunlardan birinin istikrar olduğunu dile getiren Çiçek, Türkiye'de çok partili hayata geçildikten sonraki 60 yılın 30 yılında siyasi istikrar olduğunu, 30 yılında ise siyasi istikrar olmadığını söyledi. Çiçek, bunun kalkınma ve refah için önemini vurguladı. İkinci şartın hukuk güvenliği olduğuna işaret eden Çiçek, hukuk güvenliği için çağdaş yasalar, kurumlar ve uygulamalar bir araya geldiğinde maksadın büyük ölçüde gerçekleştiğini ifade etti. Yasaları olabildiğince güncelleştirmeye çalıştıklarını, şu an dünyadaki en çağdaş ceza hukuku yasasını kendilerinin çıkarmaya çalıştığını belirten Çiçek, uygulamaların önemli olduğunu, bunun da insan faktörüyle alakası bulunduğunu anlattı. Cemil Çiçek, siyasi istikrarın yanında hukuk güvenliğinin özellikle yabancı yatırımcılar açısından önemli olduğunu kaydetti. -''ŞEYTAN ÜÇGENİ''- Çiçek, üçüncü şart konusunda ise, ''kamuda, siyaset kurumunda ve iş dünyasında etik değerlere sadakatin'' önemine işaret etti. Çiçek, ''Zaten yolsuzluk dediğimiz şey bir üçgendir. Kamu, kamu görevlileri, siyaset kurumu, siyasetçiler ve iş dünyası arasındaki çarpık ilişkinin, bu şeytan üçgeninin ortasında dönüp dolaşan şeye biz yolsuzluk diyoruz. Bu her ülkede var. Dolayısıyla her üç köşedeki kesim bakımından etik değerlerin masaya yatırılması, tartışılması lazım. Bugüne kadar en çok tartışılan kısım siyaset kısmıdır. İş dünyası en az tartışılan kısımdır. Bu şeytan üçgeninin üç tarafına da iyi bakmak lazım. Üç köşesinden de bakmak lazım'' diye konuştu. -''ETİK DEĞERLERDEN BAHSEDEN ÜLKELER''- Yaşanılan her türlü olumsuzluğun etik değerlerle ilgili olduğunu yineleyen Çiçek, şöyle devam etti: ''Şu an Türkiye'nin gündemindeki en önemli konuların başında terör geliyor. Belki size garip gelir ama terörle, terörle mücadeleyle etik değerler arasında doğrudan bağlantı var. Size absürt gelecek bir şey daha söyleyeyim, en çok etik değerlere vurgu yapan toplumlar etik değerle uymuyor desem. Mesele terör dediğimiz şey hayat hakkını ortadan kaldıran kanlı eylemlerdir. Ama bugün sizin ülkenizde kan dökmüş, 2 yaşındaki çocuktan, hamile kadınlara, 70'lik 80'lik ihtiyarlara varıncaya kadar birçok insanın kanına girmiş olanlar gidiyor başka ülkeye. Orada hemencecik soruşturulmadan, edilmeden ilgili ülkeye sormadan iltica hakkı tanınıyorsa orada yaşamasına bu manada imkan veriliyorsa... Anlaşma yapıyorsunuz suçluların iadesi, hiçbirisi iade edilmiyorsa, o insanlar, o ülkeler bana istediği kadar etik değerlerden, insani değerlerden bahsetsin en büyük saygısızlığı bu değerlere o ülkeler yapıyor.'' -BAĞLANTI- Bütün değerlerin insan için, hayat hakkı için olduğunu vurgulayan Çiçek, ''Hayat hakkını ortadan kaldıranların bu kadar himaye gördüğü bir dünyada, o ülkeler istediği kadar 'sizde şu kurum neden yok, burada bu kurum neden yok, şunu neden yapmadınız?'... Bugün birçok gelişmiş ülkenin servetinin de refahının da temelinde etik değerlere dayalı bir gelişme değil tam tersi birçok ülkenin sömürülmesinin sonucu bu değerler ortaya çıkmış. Sömürgecilik ile etik değerler arasındaki bağlantıyı doğru kuralım.'' -''SIR DENİLEN KAVRAM''- Üçüncü dünya ülkelerinde veya gelişmemiş ülkelerden elde edilen haksız kazançlara da değinen Çiçek, Türkiye'nin de banka soygunlarını yaşadığını, banka yolsuzlukları sebebiyle para kaybettiğini anlattı. Çiçek, ''Biz arıyoruz falanca ülkede ortaya çıkıyor. Ne iade ediliyor ne de para kaynakları açıklanıyor. Yani 'siz çalın, çırpın. Haksız kazancınızı getirin bizim bankalarımıza. Biz de bunlardan nemalanalım' deniliyor, ondan sonra da etik değerler konuşuluyorsa bu iş ne kadar etik oluyor'' dedi. Bu konuda, ''ticari sır, banka sırrı denildiğini'' ifade eden Çiçek, ''sır denilen bir kavram var da her türlü yolsuzluğun, her türlü kepazeliğin, her türlü ahlaksızlığın sır kavramı içerisinde, o ambalaja sarılıp fakir fukaranın hakkının yenilmesinin etik değerlerle ne kadar alakası vardır, yoktur bir de ona bakmamız gerekiyor'' görüşünü dile getirdi. Çiçek, 2002'den bu yana çaba sarf ettiklerini, ancak yeteri kadar toplumsal destek görmediklerini, sivil toplumun, meslek örgütlerinin bu konuya eğilmediğini söyledi. -''FABRİKA GİBİ KANUN ÇIKARIYORUZ''- Toplumun her konuyu yasayla çözmek gibi işin kolaycılığına gittiğini de dile getiren Çiçek, ''Onun için de dünyada en çok yasa çıkaran parlamento bizim parlamentomuz. Fabrika gibi gece sabahlara kadar kanun çıkarıyoruz. Ama unuttuğumuz bir şey var. İnsan. En modern yasayı bile insan uygulayacak. Bu etik değerlerin eğitim, kültür boyutu var. Aileden bir şey vermezseniz, okulda bir şey vermezseniz, toplum hayatında etik değerleri özendiren bir anlayış yoksa bu konuya daha konuşmaya devam ederiz'' diye konuştu.