T24 -
İzmir'de DTP lideri Türk için oluşturulan konvaya bir grup saldırısı sonucu biri gazeteci dört kişi yaralanmıştı.Başbakan Yardımcısı ve Terörle Mücadele Kurulu Başkanı Cemil Çiçek, DTP'nin İzmir'e Öcalan posterleri ve terörist kıyafetleriyle girmeye çalışmasını barış ortamını bozan davranışlar olduğunu söyledi. Çiçek, hakkında kapatma davası olan bir partinin daha dikkatli davranması gerektiğini vurguladı.Fikret Bila'nın Milliyet gazetesinde bugün (25.11.2009) yayımlanan yazısı:DTP lideri Ahmet Türk’ün İzmir’de karşılanması sırasında yaşanan olaylara ilişkin tartışmalar sürüyor. Türk, olayları DTP’ye yönelik planlı saldırı olarak nitelendirirken, diğer partiler, DTP’lilerin tahrik edici davrandıklarını vurguladılar.Yargıya kafa tutmakBaşbakan Yardımcısı ve Terörle Mücadele Kurulu Başkanı Cemil Çiçek’le dün İzmir’deki olayları konuştum. Çiçek, açılım süreciyle ilgili hassas bir dönemden geçilirken, tüm siyasi partilerin çok dikkatli davranması gerektiği üzerinde durarak, DTP’yi şöyle eleştirdi:“Böyle bir ortamda kente PKK bayraklarıyla, terörist başının posterleriyle, sloganlarıyla, terörist kıyafetleriyle girmek açıkça tahriktir. DTP doğru davranmıyor. Sorumlu davranmıyor. Barış ortamını bozacak her türlü tahriki yapıyor. Hakkında kapatma davası süren bir partinin çok daha dikkatli, özenli davranması gerekir. Ama DTP tersini yapıyor. Yargıya kafa tutuyor. Adeta beni niye kapatmıyorsunuz, kapatın diye bağırıyor. Yargıya da kafa tutuyor, Türk milletine de kafa tutuyor. Bundan sonra da kalkıyor barış istiyoruz diyor. Huzur istiyoruz diyor. Hem bunu diyeceksiniz hem de en ağır tahrikleri yapacaksınız, üstüne de tehditvâri konuşmalar yapacaksınız. Bu nasıl barış istemek diye sormak gerekir.”PKK’yla özdeşleşmeBaşbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, DTP’nin PKK ile özdeş olduğunu göstermek, kanıtlamak peşinde olduğunu öne sürdü ve şu değerlendirmeyi yaptı:“Avrupa’nın, ABD’nin, bütün dünyanın terörist örgüt diye ilan ettiği PKK’ya, DTP, terör örgütü demiyor. Bırakın terör örgütü demeyi, PKK ile özdeş olduğunu göstermeye çalışıyor. Kanıtlamaya çalışıyor. Biz aynıyız, biriz, beraberiz mesajları veriyor. Sanki beni niye kapatmıyorsunuz diye hareket ediyor.”‘Açılımı torpilliyorlar’Çiçek, DTP konvoyunun İzmir’deki görüntüsünün, kamuoyunda büyük tepki gören Habur görüntülerine benzediğini de söyleyerek şöyle devam etti:“Habur’dan nasıl giriş yaptıkları görüldü. Bundan ders alacaklarına, adeta İzmir’de de aynı görüntüleri yarattılar. Zorluyorlar. Barışı, açılım sürecini torpilliyorlar. Hem her türlü zorlamayı yapıyorlar hem de biz barıştan yanayız, bunlar barış sevinci diyorlar. Elbette bu da inandırıcı olmuyor.”İzmir’e teşekkürBaşbakan Yardımcısı Çiçek, Türk’ün söylemi ve DTP’nin davranışlarının açılım sürecine olumsuz katkı yaptığını düşünüyor. Çiçek, İzmir polisi ve İzmirlilerin ise sağduyulu tutumlarıyla olayların büyümesini önledikleri görüşünde. Bu konuda şu değerlendirmeyi yapıyor:“Ben öncelikle İzmir polisine ve İzmirlilere teşekkür ediyorum. İzmir Emniyetimiz zamanında ve etkin önlemler alarak, İzmirli vatandaşlarımız da sağduyulu davranarak, olayların daha ileri boyutlara gitmesini önlediler. Provokasyona gelmediler. Olgun tutumlarıyla olayların büyümesine meydan vermediler. Başta siyasi partilerimiz, siyasilerimiz, toplum liderlerimiz olmak üzere herkesin böyle davranması gerekir. Gerginlik yaratacak söylem ve eylemlerden kaçınmaları, tahriklere kapılmamaları gerekir. Çok hassas bir süreçten geçtiğimizi kimse unutmamalı.”
DTP için kapatma mesaisi
DTP’nin kapatma davasında sona yaklaşılıyor. Anayasa Mahkemesi Raportörünün raporunu tamamlamasıyla birlikte davada karar verilecek.
Bahçeli sert yanıt verdi DTP’nin bayramdan sonrademokratik açılım süreci dışındaki en önemli gündem maddesi parti hakkındaki kapatma davası olacak. Anayasa Mahkemesi Raportörünün raporunu tamamlamasıyla birlikte davada karar aşamasına yaklaşılırken, partinin hukukçu milletvekilleri kampa girecek.
DTP milletvekilleri, hem parti kapatma davası hem de aralarında milletvekillerinin de bulunduğu parti yöneticilerinin yargılanma sürecinde izlenecek yol haritasını belirleyecek.
3 yıl ve 3 seçenek
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 16 Kasım 2007’de açtığı kapatma davası, önce DTP’lilerin ek süre talepleri, ardından da raporun tamamlanamaması nedeniyle karara bağlanamadı. Dava sürecinde Anayasa Mahkemesi, Başsavcılığın DTP’ye tedbir talebini reddetti ve DTP 29 Mart yerel seçimlerine katıldı.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç bu konuda “Bazı eksik bilgi ve belge var ama 3 raportör çalışmalarını sürdürüyor” demişti.. Raportörün raporunu sunması ve üyelere dağıtılmasının ardından DTP’nin kapatma davası ele alınacak. Mahkeme’nin önünde üç seçenek bulunuyor. Bu üç seçenek şöyle:
- Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü aleyhindeki faaliyetlerin odağı” haline geldiği gerekçesiyle Anayasa 68 ve 69. maddelerine göre DTP temelli kapatılabilir. Kapatma için 7 oy gerekecek.
- Bazı hukukçular, DTP, Hazine yardımı almadığı, seçime bağımsız katılıp yüzde 7 oy alma şartını taşımadığı ve 2008’de de yardım alamayacağı için “Temelli kapatma” çıkmaması halinde Anayasal boşluk yüzünden ceza verilemeyebileceğini savunuyor.
- Dava “Karar vermeye yer olmadığına” şeklinde de sonuçlanabilecek. Bunun için 6 oy yetecek. Mahkeme, DTP hakkındaki delilleri “temelli kapatmaya” yeterli görmez ya da AKP davasında olduğu gibi 7 oy bulunamazsa dava reddedilecek.