ÇİÇEK: TÜRKİYE TRİBÜNDEN MAÇ SEYRETMİYOR ANKARA (A.A)

-ÇİÇEK: TÜRKİYE TRİBÜNDEN MAÇ SEYRETMİYOR ANKARA (A.A) - 27.03.2011 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Türkiye'nin Libya ve diğer ülkelerde cereyan eden olayları ''tribünden maç seyreder gibi seyretmediğini'' söyledi. Çiçek, Birleşmiş Milletler'in (BM) Libya ile ilgili kararının belli bir hukuki disiplin içinde ve hukuk zemininde götürülmesi gerektiğini, bunun da en uygun yolunun NATO gözüktüğünü belirterek, ''NATO'da kararlar ittifakla alınacağı için Türkiye'nin benimsemediği, Türkiye'nin ikna edilmediği veya Türkiye'nin katkı vermediği bir eylem planının, bir kararın oluşması mümkün değil. Bu çok önemli bir noktadır'' dedi. Çiçek, Kanal 7 televizyonunda canlı yayımlanan Başkent Kulisi programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Libya'daki olaylarla ilgili gelişmeleri ve bu konuda Türkiye'nin tutumuna yöneltilen eleştirileri değerlendiren Çiçek, Libya'daki olayların şubatın ortalarından bu yana gündemde olduğuna işaret etti. Bugün Libya'da hem Kaddafi ile hem de muhaliflerle temaslarını sürdürebilen tek ülkenin Türkiye olduğunu belirten Çiçek, Türkiye'nin çeşitli ülkelerden insanların oradan tahliye edilmesinde oynadığı role dikkati çekerek, ''Bu sorunları çözebilmek noktasında da kimin başı dara düşse müracaat ettiği tek ülke Türkiye. Halen hem muhaliflerin elinde bulunan Bingazi'de hem Trablus'ta temsilciliği olan tek ülke Türkiye'' dedi.  Cemil Çiçek, Türkiye'nin gücünün görülmesi gerektiğini söyledi. Uluslararası müdahalelerde en önemli meşruiyet konusunun BM'nin aldığı kararlar olduğunu vurgulayan Çiçek, Türkiye'nin, başından beri işlerin bu noktaya gelmemesi için çaba gösterdiğini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu süreçte, Muammer Kaddafi, Kaddafi'nin oğlu ve muhaliflerle sayısız görüşmeler yaptığını anlatan Çiçek, şunları kaydetti: ''Tribünden maç seyreder gibi Türkiye, ne Libya'daki olayları, ne Mısır'daki ne Tunus'taki ne de şimdi başka ülkelerde cereyan eden olayları seyrediyor değil. 'Türkiye niye cevap vermiyor? Türkiye niye bu konuda bir şey yapmıyor?' diye suçlandığı zaman da oldu bu Hükümet'in, Sayın Başbakan'ın. Başka ülkeler bir şey dedi de Türkiye mi bir şey demedi? Başka ülkeler 'Libya'da şunlar olsun, bunlar olsun' dedi de Türkiye en sondaki ülke mi oldu? Hayır. Türkiye'nin açık ve kapalı birçok telkini, çabası ve gayreti oldu bu süreç zarfında. Bu ilişkileri götürmemiş olsaydı, o 25 binden fazla insanın -ki bunun 20 bini bizimdir 5 bini 42 ülkenindir- ne tahliyesi mümkün olabilirdi ne de başka türlü gelişmelerde Türkiye'nin çabası, katkısı bu noktada olabilirdi. Sayın Başbakanımızın Mısır ile ilgili yaptığı konuşma, aslında aynı statüde aynı konumda olan tüm ülkeler için geçerli, Türkiye'nin bakış açısıdır.''   Libya'daki operasyonun komutasının NATO'ya geçmesinin ''uluslararası bir müdahaleyi hukuk zemininde sürdürme imkanı getirdiğini'' söyleyen Çiçek, şöyle devam etti: ''NATO'ya geçmiş olmasıyla, bu iş hemen yarın sabah bitiyor, bir hafta sonra bitiyor gibi yaklaşım içinde olmak da yanlış. Yani işin tabiatına aykırı, oradaki şartlara aykırı. Ama anlaşılıyor ki kendi iç dinamikleri ile BM karar almadan evvel çözülebilmiş olsaydı Mısır'daki gibi, Tunus'taki gibi o takdirde NATO'ya da iş kalmazdı, bazılarının fırsatçılığına da gerek kalmazdı. Kol kırılır yen içinde kalır hesabı kendi kolunu herkes kendi içinde tamir edebilirdi.  Şimdi o safha geçmiş gözüküyor. BM diyor ki orada insanların bir katliama maruz kalmaması, can, mal kayıplarının önlenebilmesi gibi sebeplerle uluslararası güç kullanımına ihtiyaç var. Peki bu nasıl yapılacak? BM bu kararı aldığında kovboy kasabasına döner. Herkes kendi bildiği gibi tabancayı silahı beline takar, fırsatçılık edenler çıkar, evin arkasından dolaşıp gelip arkadan kurşun sıkan çıkar. BM'nin kararını belli bir hukuki disiplin içinde ve hukuk zemininde götürmesi lazımdı. Bunun da en uygunu NATO şemsiyesi gözüküyordu. Şimdi işler hukuk zemininde gidebilecektir. Öbür türlüsü bir fırsatçılıktı.'' Çiçek, bu durumun Türkiye açısından getirisini ''NATO'da kararlar ittifakla alınacağı için, yani çoğunlukla değil, Türkiye'nin benimsemediği, Türkiye'nin ikna edilmediği veya Türkiye'nin katkı vermediği bir eylem planının, bir kararın oluşması mümkün değil. Bu çok önemli bir noktadır'' sözleriyle değerlendirdi. -''YARALILARIN TAHLİYESİ İÇİN HASTANE GEMİ GÖNDERİLECEK''- Libya'dan yaralı tahliyesi konusunda da adım atan tek ülkenin Türkiye olduğunu belirten Çiçek, dün akşam itibarıyla ''Samsun'' yolcu gemisinin hastaneye dönüştürüldüğünü, salı sabahı orada olacağını ve 450-500 kişilik yaralı grubunu tahliye edeceğini, yaralıların İzmir ve civarındaki hastanelerde tedavi edileceğini bildirdi. Çiçek, ''Herkes konuşuyor da kimsenin kılını kıpırdattığı yok. Halk yukardan bombalanıyor, aşağıdan bombalanıyor, olan oradaki insanlara oluyor'' diye konuştu. NATO'nun Libya'ya hava harekatının komuta merkezinin İzmir olması konusunda da Çiçek, şunları söyledi: ''NATO çerçevesinde bu işler yapılacak olunca belli merkezler var. Bu merkezlerden bir tanesi, bu olaylar olsa da olmasa da İzmir'dedir. NATO'nun imkan ve kabiliyetlerinin bu türlü müdahalelerde kullanılmasında önemli merkezlerden bir tanesi İzmir'dir, bir tanesi Napoli'dir, bir tanesi Brüksel'dir. Onun dışında tali derecede merkezler var. Alınan kararların bir kısmını değerlendirmesi açısından Türkiye önemli bir mekanda buluşturmuş olabilecektir. Her konuyu yine de tedbirli değerlendirmekte fayda var. Biz bugün bunları konuşuruz yarın farklı bir gelişme olur, başka gün başka bir gelişme olur.''