-Çiçek: ''Tutuklu vekil özgürlüğüne kavuşmalı'' TBMM (A.A) - 01.11.2011 - TBMM Başkanı Cemil Çiçek, ''Bir milletvekili tutukluysa bunun bir an evvel özgürlüğüne kavuşmasını ben de isterim. Ama cezaevinin anahtarı Meclis Başkanı'nın elinde değil ki Meclis Başkanı hükümete emir veremez ki... Ben temennimi söylerim'' dedi. Çiçek, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Meclis bütçesi üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Bir milletvekilinin, ''tutuklu bulunan milletvekillerini ziyaret edip etmeyeceğini'' sorması üzerine Çiçek, TBMM Başkanı'nın Anayasa'da yer alan görevlerini anımsattı. Görevlerini azami hassasiyet ve tarafsızlıkla yapmaya çalıştığını belirten Çiçek, ''Tutuklu milletvekillerimiz var. Ben prensip itibarıyla hiçbir insanın tutuklu kalmasını arzu etmem. Hiçbiriniz arzu etmezsiniz. Bunu temenni etmek başkadır, bu temenni için bir çaba göstermek başka bir olaydır'' dedi. Geçmiş yasama dönemlerinde, ''yargıya intikal etmiş olaylarla ilgili konuşma yapılamayacağına'' dair uyarılarda bulunulduğunu hatırlatan Çiçek, şöyle devam etti: ''Şimdi o zaman şu pozisyonda olan 'konuşulur' demiş, bu pozisyonda olan 'konuşulamaz' demiş. Sonra devran değişince 'konuşulur' diyenler bu tarafa geçmiş, 'konuşulmaz' diyenler de bu tarafa geçmiş. İyi kötü Meclis tutanaklarını okuyarak ifade eden bir insan olarak söylüyorum. Bir süreden beri bir kısım yargı konuları ülkenin en öncelikli yargı konusu oluyor. Tabiatıyla bir milletvekili tutukluysa, bunun bir an evvel özgürlüğüne kavuşmasını ben de isterim. Bunu söyledim ama cezaevinin anahtarı Meclis Başkanı'nın elinde değil ki Meclis Başkanı hükümete emir veremez ki... Ben temennimi söylerim. CMUK'un 100. maddesinde tutuklanma sebepleri yazıyor. Bu maddedeki kriterlerin, kıstasların hassas uygulanması lazım. Bir süre sonra insanlar beraat edecekse, bu tutukluluk süreleri mahkumiyete dönüşmemeli. Çünkü tutukluluk bir tedbirdir. Tedbirden beklenen, maksat hasıl olduysa tahliyeleri gerekir.'' -''Bu işlere muhatap olmamak adına...''- Anayasa'da tutuklamalara ilişkin ileri bir düzenleme yapıldığına dikkati çeken Çiçek, ''Dedik ki 'insan hak ve özgürlükleriyle ilgili uluslararası sözleşmeler kanunla çatıştığında öncelikle sözleşmeler uygulanır. Dolayısıyla 100. maddeyi uygulayan yargı organlarının, bir taraftan yürürlükteki mevzuatı, 100. maddedeki kriterleri, öbür taraftan da insan haklarıyla ilgili sözleşmeleri dikkate alarak bu işleri götürmeleri gerekir. Bunu bir temenni olarak söyleriz''diye konuştu. Dava dosyalarının içeriğini bilmediğini, bilmediği bir konuda konuşmasının doğru olmayacağını belirten Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Meclis Başkanı olarak konuştuğumda 'yetkin kadar konuş' diyenler olur. Bu işlere muhatap olmamak adına bir defa daha söylüyorum; bizim temennimiz yargılamaların bir an evvel sonuçlanması, bu işlerin bir an evvel ayan beyan hale gelmesi ve tutuklulukların mahkumiyeti dönüşmemesidir. Bununla ilgili teşebbüste bulunmadığımı kimse söyleyemez ama bazı işler vardır ki ilgilerle konuşursunuz illa da bunun herkesin gözü önünde olması gerekmiyor. Belki de bu işleri bazen daha sakin ortamda konuşmak gerekiyor. Üzerimize düşen işleri bu noktada yapmaya çalışırız.''