Dünyada yeni trend, yiyecekleri en faydalı şekliyle, yani çiğ haliyle tüketmek. Ülkemizi de etkisi altına alan bu beslenme şekli pişmemiş, işlemden geçmemiş, genellikle organik besinlere dayalı. Ünlülerden Donna Karan, Carol Alt, Woody Harrelson ve Demi Moore da bu çiğ beslenmenin sıkı takipçilerinden. Bu beslenme akımının tüm dünyayı kasıp kavurmasının nedeni ise organik ve çiğ beslenmenin sağlıklı bir yaşam ve genç bir vücut vaat etmesi. Çünkü çiğ besinler cildimizi güzelleştirmek, formumuzu korumamızı sağlamak, dişlerimizi çürüklerden korumak, sindirim sistemimizi daha iyi çalıştırmak ve bağışıklık sistemimizi güçlendirmek gibi önemli işlevlere sahipler. Bu akımı takip edenler, enzimleri öldürülmemiş gıdalarla besleniyorlar. Yani, yedikleri gıdaların hiçbirini 40 dereceden fazla ısıya maruz bırakmıyor; besinleri ya tamamen çiğ olarak hazırlıyor ya da özel bir fırında 40 derece altında kurutuyorlar. Çiğ beslenme şeklini benimseyenler, gıdalarda bulunan ve vücudumuz için çok gerekli olan enzimlerin pişirildiğinde yüzde 70’inin öldüğüne dikkat çekiyorlar. Dolayısıyla ne kadar çok çiğ beslenirsek, o kadar uzun ve sağlıklı yaşayacağımızı, kendimizi daha iyi ve canlı hissedeceğimizi söylüyorlar. Çiğ besinler neden sağlıklı? Çiğ beslenmede diyetin yüzde 75’i çiğ besinlerden, yüzde 25’i de az pişmiş besinlerden oluşuyor. Eğer günlük protein ve karbonhidrat tüketimini ihmal etmezseniz, bu beslenme türü sağlığınız için birebir. Bu çiğ besinleri tüketmenin neden sağlıklı olduğuna gelince… Vücut mideye giden besinleri sindirmek için enzimler salgılıyor. Enzimler, sindirim de dahil olmak üzere tüm kimyasal süreçlerin hızını ve etkisini artıran bir protein türü. Oldukça sağlıklı olan çiğ besinler 40 derecenin üzerindeki sıcaklıkta pişirildiklerinde, sindirim sisteminde yer alan enzimlerin doğallığı bozuluyor. Bu yüzden sindirim işlemi daha uzun sürdüğü gibi sindirim sistemimiz de gereğinden fazla yoruluyor. Ayrıca vücudumuz için gerekli vitamin ile mineraller de pişirilen suda kaybedildiğinden besinler gerçek değerlerini yitiriyor. Bunun aksine taze ve çiğ olarak alınan sebze ve meyvelerin sindiriminde ise vücut minimum enerji tüketiyor. Çünkü bu durumda mide asidi artmıyor ve sindirim işlemi daha az enzim kullanılarak daha kuru bir ortamda gerçekleşiyor. Geriye bedenimizin kendini onarması ve yenilemesi için bol enerji kalıyor. Ayrıca besinler de vitamin ve mineral değerlerini yitirmiyor. Bunların yanı sıra çiğ besinler, pişmiş, besinlerden daha fazla lif içeriyor. Çünkü, yemek pişirme sırasında oluşan aşırı sıcaklık liflerin parçalanmasına neden oluyor. Her öğünde yemek şart! Çiğ besinler pişmiş besinlerden daha sağlıklı oldukları için beslenme ve diyet uzmanları her öğünde en az bir porsiyon çiğ besin tüketmemiz gerektiğine dikkat çekiyor. Beslenme programınızda çiğ besinleri düzenli tükettiğinizde günlük ihtiyacınız olan 5 porsiyonluk sebze ve meyveyi de almış oluyorsunuz. Ancak siz yine de çiğ besinleri tüketirken fazla abartmayın. Çünkü diyetiniz sadece çiğ besinlerden oluşursa, bu kez de vücudunuz için gerekli olan protein ve karbonhidratlardan yoksun kalırsınız. Hepimizin kilo başına 0.9 gram protein, 2 porsiyon da karbonhidrata ihtiyacı var. Örneğin 60 kilodaysanız, her gün bir avuç kadar beyaz et ve bir dilim ekmek ile dört kaşık kepekli makarna veya bulgur pilavı tüketmeniz gerekiyor. Çiğ beslenme ne vaadediyor Bedeniniz dinç ve sağlıklı Çiğ besinler çeşitli hastalıkların ortadan kaldırılmasına veya bu hastalıklara bağlı şikayetlerin hafifletilmesine katkıda bulunuyor. Yapılan araştırmalar; düzenli çiğ besin tüketiminin kan şekerini düzenlediği, diyabet ve kolon kanseri gibi pek çok hastalığın giderilmesini sağladığını ortaya koyuyor. Journal of Nutrition Dergisi’nde yayımlanan bir araştırmaya göre; çiğ besine dayalı bir diyet, kalp ve damar hastalığı riskini artıran kötü huylu kolesterol LDL’nin ve trigliseridin düşürülmesini olumlu yönde etki gösteriyor. Vücudunuz formda.... Fazla kilolarınız varsa, çiğ besinlere ağırlık vermenizde fayda var. Bunun nedeni ise, çiğ besinlerin pişmişlere oranla daha çok lif ve su içermeleri. Bu da daha uzun süre tok kalmanıza ve daha az yemenize yardım ediyor. Cildiniz pürüzsüz ve gergin Pürüzsüz bir cilde sahip olmak için bol bol çiğ besin tüketin. Örneğin domates ve havuç A vitamini yönünden oldukça zenginler. Bu vitamin hücre gelişimine yardımcı oluyor ve cildin elastikiyetini sağlayan kolajenin oluşumunda görev alıyor. İçinde bol miktarda su ve lif bulunduran salatalık da, pürüzsüz bir cilde kavuşmanızı sağlıyor. Ancak siz siz olun, eğer yazın konserve haline getirmediyseniz, domates ve salatalık gibi besinleri, kış mevsiminde tüketmeyin. Çünkü, bu besinler kış mevsiminde hormonlu oldukları için özellikle çiğ tüketildiklerinde mide asidini artırarak hem reşüye hem de iştah artışına yol açıyor. Ruh haliniz pozitif Çiğ besin tüketmek vücudunuzun toksinlerden arınmasını yardımcı oluyor. Toksinlerden arınmak demek, hem ruh hem de beden sağlığını tehdit eden pek çok hastalık riskinden de korunmak anlamına geliyor. Çünkü yüksek toksin birikimi insanlarda fiziksel hastalıkların yanı sıra depresyon oluşumuna yol açabiliyor.