Çiğdem Toker yazdı: Sayıştay’ın binlerce yolsuzluk raporu ne oluyor?

Çiğdem Toker yazdı: Sayıştay’ın binlerce yolsuzluk raporu ne oluyor?

Sözcü yazarı Çiğdem Toker, geçen hafta Meclis’te bütçesi görüşülen Sayıştay’ın eleştirildiğini yazdı. Toker, raporların incelmesi ve açık usulsüzlüklere karşın birçok aykırılığın “denetim görüşünü etkilemeyecek” nitelikte anıldığı vurgulanan görüşmelerde, Sayıştay’ın  yargılama usulü ile yargılama sonuçlarının neden kamuoyuna açıklanmadığının sorgulandığını aktardı.

Toker’in aktardığına göre, Sayıştay Başkanı Metin Yener, 2020 yılında devreden 2 bin 526 dosya; 2021’den gelen bin 678 dosya; toplamda 4 bin 204 dosya olduğunu; bu dosyaların in 540’ının temyiz incelenerek hükme bağlandığını, 2 bin 664 dosyanın ise halihazırda görüldüğü bilgisini verdi.

“Bu verileri duyan birinin aklına hemen ‘Peki bu kadar yolsuzluk dosyası yargılandı da biz neden duymadık’ sorusu, mutlaka gelecektir. Nitekim Plan Bütçe Komisyonu'nda da bu soru gündeme geldi” diyen Toker devamında şunları kaydetti:

Sayıştay Başkanı Yener, bu önemli soruya uzun bir cevap verdi, vermesine ama derde derman olacak türde değildi.  Sayıştay Başkanı Yener, bu önemli soruya uzun bir cevap verdi, vermesine ama derde derman olacak türde değildi..

Nasıl derseniz… Başkan Yener, Sayıştay Kanunu'nun ilgili maddesini hatırlattı. 48. Madde'ye göre denetim sırasında kamu zararı saptanırsa, sorumluların savunmaları alınarak iddianame niteliğinde yargılamaya esas rapor düzenleniyor. Bu raporlar Sayıştay'ın hesap dairelerine gönderiliyor. Hesap yargılaması yapıldıktan sonra iki seçenek mevcut: Ya yapılan iş yasaya uygun. Ya da kamu zararı gerçekten var. Kamu zararı varsa da sorumlulardan tazmin edilmesine karar veriliyor. İşte bu kararlar, sorumluluğun bağlı olduğu kamu idaresine ve Hazine ve Maliye Bakanlığı'na Sayıştay Başsavcılığı'na bildiriliyor.

Sayıştay ilamı (kararı) kesinleştikten sonra 90 gün içinde yerine getirilmek zorunda. Bundan da kamu kurumunun üst düzey yöneticisi sorumlu. Sayıştay mahkemelerinin verdiği kararlara karşı yapılan temyiz başvuruları da Sayıştay Temyiz Kurulu'nda görüşülerek kesin hükme bağlanıyor.

Sonra ne mi oluyor? Yine Sayıştay Başkanı Yener'in verdiği bilgiye göre, “Bu süreçlerin tamamı yargısal süreçler olduğundan iddianamede mahiyetindeki yargılamaya esas raporlar, yargısal süreç çerçevesinde işlem görmekte, mevzuat gereğince TBMM'ye sunulmamakta ve kamuoyuyla paylaşılmamaktadır.”

Peki o zaman nerede kalıyor TBMM yani millet adına, halk adına yapılan denetimin anlamı? Hangi kamu görevlisinden ne kadar zarar tahsil edildiğini bilmek o zararı vergi olarak ödeyen bütün vatandaşların hakkı değil mi?

Yazının tamamını okumak için tıklayın.