Cihaner: Cinnet davasına muhatabım!

Cihaner: Cinnet davasına muhatabım!
T24 - Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" soruşturması kapsamında görülen "Erzincan'daki silahlı terör örgütü" davasında, sanık avukatlarının "reddi hâkim" talebi reddedildi.  Tutuklu yargılanan Başsavcı Cihaner, mahkemede yarım saatlik bir ifade verirken kimlik tespiti dışındaki sorulara cevap vermeyeceğini söyledi. Cihaner, Fethullah Gülen grubunun silahsız bir terör örgütü olduğunu belirtirken, "Bu Ergenekon örgütü değil Gizli Tanık Terör Örgütü" dedi. Başsavcı Cihaner, bu davada lehlerine olan hiçbir delil toplanmadığını ifade ederek,  hakkında yapılan uygulamaları "Bu bir engisizyondur" diye niteledi. Gülen cemaatine ilişkin soruşturmayı, plansız terör örgütüiddiasıyla yürüttüğünün belirten Cihaner, "Ama buradaki savcılar bu soruşturmayı dosyaya dahiletmekle asıl onlar Gülen cemaatine ve İsmail Ağa cemaatine silahlıterör örgütü demiş" dedi. Bu arada davanın tutuksuz sanıklarında 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk bugün (5 Mayıs 2010) de duruşmaya katılmadı.Sanık Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in avukatı Turgut Kazan, savcının okuduğu iddianame ile kendilerine verilen iddianemenin farklı olduğu söyleyerek reddi hakim talebinde bulunmuştu.Mahkeme Kazan'ın talebini değerlendirdi ve talebi reddetti.Savcının iddianameyi yeniden başından itibaren okuması üzerine, avukatlar itiraz etti.Avukat Kazan, "Ben zamandan kazanmak için itiraz hakkımdan feragat ediyorum. Siz iddianameyi baştan başlayarak okuyorsunuz. 24. sayfaya kadar okunmuşsa, iddianame okunmuştur. Neden baştan başlanıyor? Yani mahkeme, söz konusu kısmın okunduğunu kabul etmiyor da onun için mi yeniden baştan okunuyor?" diye konuştu.Kazan'ın ardından diğer sanık avukatları da Mahkeme Başkanı Karatay'a itiraz ederek iddianamenin, dün (4 Mayıs 2010) kaldığı yer olan 24. sayfadan itibaren okunmasını talep etti.İtirazlar üzerine Aksakal, dün yaşanan anlaşmazlığın ardından ileride sanık avukatlarının olası şikayetlerinin önüne geçmek amacıyla iddianameyi baştan okuma gereği hissettiğini söyledi.Cihaner: Dün iyi niyetli, bugün kötü niyetliCihaner de bunun üzerine söz alarak, "Ceza yargılaması, açık kurallarla yürür. İyi niyetle yürümez. Savcı bey, dün iyi niyetle bazı yerleri atladığını söyledi. Bugün kötü niyetle mi başa döndü? Dün atlanan kelime, çok önemli bir yer. Ayrıca, o sırada olmayan bir CD'nin daha sonradan oraya konulacak diye algılanması yanlıştır. Bunu vurgulamak istedim" dedi.Savcı Aksakal iddianameyi okurken tutuklu sanıklardan İlhan Cihaner'in de aralarında bulunduğu bazı tutuklu sanıklar ilesanık avukatlarının kendilerine sunulan iddianameyi okuduğu gözlendi.Zaman zaman iddianameye ilişkin diğer tutuklu sanıklar ile konuştuğu ve kendilerine sunulan iddianamedeki bazı bölümleri kalemle işaretlediği görülen Cihaner söz alarak, savcı Aksakal'ın iddianameyi okurken, "İ. o sırada Ankara'da idi, Ankara'da kalmıştı" şeklindeki bir ifadenin geçtiği bölümü kastederek, "İddianamede mantık hatası var" dedi.Bu sırada savcı Aksakal, iddianamenin imla hatalarıyla birlikte okunduğunu ve yazı karakterleri nedeniyle sayfa sayısının farklı olabileceğini söyledi.Duruma müdahale eden Mahkeme Başkanı Mustafa Karatay da iddianamenin okunması işleminin devam etmesini isteyerek, Cihaner'e, iddianamedeki mantık hatalarını savunmasını yaparken beyan etmesini söyledi. Başsavcı Cihaner de "tamam" dedi.'Gizli Tanık Terör Örgütü'Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada davanın iddianamesinin okunma işleminin tamamlanmasının ardından sanıkların sorgusuna geçildi.Mahkeme Başkanı, daha sonra haklarını ve yüklenen suçu hatırlattığı Başsavcı Cihaner'den savunmasını istedi.Savunmasını yapmaya başlayan Cihaner, kendisinin önce savunma yapmayı düşünmediğini ancak iddianamenin yazılış tarzı ve kamuoyunda kesin suçlu olarak algılanmaması için savunma yapacağını belirtti.Savunmasına bir anı anlatarak devam eden Cihaner, şunları söyledi:"12 Eylül sürecinde bir uçak kaçırma olayına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında pek çok aydın kişi gözaltına alındı. Bu kişilerden birinden zorla örgüt ismi söylemesi istendi. O da THÖ ismini verdi. Karadenizli bir kişiydi bu. Örgütün ismi de 'Titrek Hamsi Örgütü' idi. Sonuçta soruşturmada gözaltına alınan bu kişi de dahil tüm şüpheliler serbest bırakıldı. Bu olay, trajikomik bir anı. Burada da bir örgüt var. Ama bu örgütün adı GTÖ, daha doğrusu GTTÖ yani Gizli Tanık Terör Örgütü."Tutuklu sanık Başsavcı Cihaner, bu davada lehlerine olan hiçbir delil toplanmadığını ifade ederek, "Ülkenin yararına herhangi bir örgüt kursam bunu, yaptırımı ne olursa olsun söylerim. Hele hele benim yaptığım işler nedeniyle aylardır tutuklu olan insanlar varsa bunu rahatlıkla söylerim" diye konuştu.Tehditle de suçlandığını söyleyen Cihaner, "Tehditle suçlanıyorum. Ama bu konuda herhangi bir tespit yapılmamış. Buradaki insanların sadece üçünü tanıyorum" dedi.'Beni yıldırmayacak'Tutuklu sanıklardan Başsavcı İlhan Cihaner, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki savunmasında, davanın iddianamesini eleştirerek, yargılama sürecinde tezle antitezin karşı karşıya getirilmesi gerektiğini ifade ederek, "Eğer bu yapılmıyorsa biz burada boşu boşuna konuşmuş oluruz" görüşünü dile getirdi.Başsavcı Cihaner, savunmasını şöyle sürdürdü: "Karşı karşıya kaldığım komplo beni yıldırmayacak ama ne olursa olsun bu ülkenin hukukçuları, hukuk devleti ve eşitlik için, Türkiye için bedeller ödedi ve ödemeye devam edecek. Soruşturma aşamasından itibaren yetki ve görev gasbı söz konusudur. Asıl tutsaklar dört duvar arasında değildir. Siyasetin ve bürokrasinin baskısına boyun eğen insanlardır. Bunları mahkemeye yönelik söylemiyorum."Esasa yönelik savunma yapmayacağını ve buna yönelik sorulara da yanıt vermeyeceğini ifade eden Başsavcı Cihaner, "Gülen cemaati"ne ilişkin yürüttüğü soruşturma konusunda da şunları söyledi: "Ben Gülen cemaatine ilişkin soruşturmayı, plansız terör örgütü iddiasıyla yürüttüm ama buradaki savcılar bu soruşturmayı dosyaya dahil etmekle asıl onlar Gülen cemaatine ve İsmail Ağa cemaatine silahlı terör örgütü demiş oldu. Ben tutuklandıktan sonra dosyanın gönderildiğini öğrendim. Nitekim amaçlarına ulaşmış oldular."Albay Dursun Çiçek'in imzası bulunduğu belirtilen "irticayla mücadele eylem planı"na da değinen Başsavcı Cihaner, şunları kaydetti: "Dursun Çiçek belgesi... Çiçek'in Erzincan'a girdiği yönünde tek bir delil yok, gizli tanık ifadeleri dışında. Gizli tanık beyanları dışında tek bir delil yokken, avukatı da Çiçek'in Erzincan'a gelmediğini beyan etmişken bu iddialar araştırılmadan iddianameye konuşmuştur. Anlamakta güçlük çekiyorum. 2009'da hazırlanmış bir plan, 2007'nin ortasında nasıl hayata geçirilir. Bunu ben nasıl yürürlüğe koyabilirim. Burada çok ciddi bir mantık hatası var. Bunun bir mantıksal sürecini ortaya koymak lazım."Cihaner, yetki ve görevine sahip çıktığı için suçlandığını savunarak, "Ben safsatayla fikirlerimi oluşturmam, ben hukukçuyum" dedi. Görevi gereği aldığı bir ifadeden dolayı sahtecilikten tutuklandığını ifade eden Cihaner, "Nezaket gereği yaptığım ziyaretler bile suç unsuru olarak gösterilmiştir" diye konuştu.'Bu bir engizisyondur'Aleyhinde birtakım iftiralarda bulunulduğunu iddia eden Cihaner, şöyle konuştu: "Aleyhimde iftiralarda bulunan gizli tanık İ., yani İlyas Meral hakkında yalancı tanıklıktan dava açılmıştır. Bu davada çok temel bir hata yapılmıştır. Ceza hukukunun temeli yasallık ilkesidir. Yani bir eylem olacak, şahıs bir suçu işleyecek. Birisiyle kanka olmak, telefonda görüşmek, samimi olmak suç değildir. Yani birisi 6 ay sonra sizi herhangi biriyle olan samimiyetinizden dolayı suçlu görürse bu, hukuku katletmektir. Ben bu soruşturmayı tek sözcükle 'cinnet' olarak tanımlıyorum. Akıl ve mantık tutulması olarak görüyorum."Cihaner, konuşmasında kovuşturma aşamasını da eleştirerek, "Biz hukuk metinlerini dille yorumlayacağız. Daha önce savcılık defalarca görevsizlik kararı isteğimizi reddetti. Sonra hakkımdaki bir suçla ilgili görevsizlik kararı verildi. Demek ki kullandığımız dil farklı" diye konuştu.Cihaner, hakkında yapılan uygulamaları "Bu bir engisizyondur" diye niteleyerek, artık hukukun ve mantığın bittiği bir yerde olunduğunu savundu.Cihaner, "Yani sen iddiayı araştırmadan birini suçlayacaksın. Sonra kendini akla diyeceksin. Bu akla ve mantığa yanlıştır. Artık daha fazla konuşmayacağım. Kimlik bilgilerim hariç bundan sonra hiçbir soruya cevap vermeyeceğim" dedi.Daha sonra Mahkeme Başkanı Mustafa Karatay, "Sanık savunma yapmayacağını bildirdiğinden çapraz sorguya geçemiyoruz" dedi.'Ayrı hukuk uygulandı'Bu arada, duruşmayı izleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş, Adalet Sarayı çıkışında gazetecilere açıklamalarda bulundu.Erzincan'daki iddia olunan silahlı terör örgütüyle ilgili hazırlanan iddianameye göre, kanıt olmadan insanların tutuklandığını ve ardından kanıt aranmaya başlandığını ileri süren Ateş, şunları kaydetti:''Anayasanın eşitlik ilkesi, her vatandaşın Anayasa karşısında, kanunlar karsında eşit olduğu ilkesi çiğnenmiştir. Orgenerallere ayrı bir hukuk uygulanmıştır, albaya ayrı bir hukuk, astsubaya ayrı bir hukuk, başsavcıya ayrı bir hukuk uygulanmıştır, mitçilere ve esnafa ayrı bir hukuk uygulanmıştır. Şimdi ne ilginçtir ki, bu örgüt silahlı, bölücü terör örgütü. Ama dün hep beraber izledik, silahlı terör örgütünün bir numaralı sanığı olarak gösterilen Sayın orgeneralin mahkemeye gönderdiği bilgilendirmede, mazerette Genelkurmay'da görevli olduğu bildirilmiştir. Böylesine ucube bir yargılama ile karşı karşıyayız. Bu insanlar bu ucube iddianameyle, iddianame değil bu bir paçavra parçasıdır, 3 aydır özgürlüklerinden mahrum bırakılmaktadır.''Saldıray Berk bugün de duruşmaya katılmadıDuruşmaya, bugün de tutuksuz yargılanan 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk'in haricindeki tutuklu sanıklar katıldı."İrtica ile Mücadele Eylem Planı"nın Erzincan'da uygulandığı iddiasıyla açılan Ergenekon davasında 14 sanık yargılanıyor.Sanıklar arasında 3'üncü Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk ve Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in yanı sıra askerler ve MİT görevilileri var.Dünkü duruşmada sanık avukatlarının mahkemenin görevsiz olduğu yönündeki talepleri kabul edilmemişti.