Cihangir İslam: Adalet Yürüyüşü kendini ilahlaştıranlara karşıdır

Cihangir İslam: Adalet Yürüyüşü kendini ilahlaştıranlara karşıdır

Siyasal İslamın önemli isimlerinden Prof. Dr. Cihangir İslam, Adalet Yürüyüşü boyunca CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile yürüdü. İslam, “Bu yürüyüş, kendini ilahlaştıranlara, insanüstü ilan edenlere ve kötüye karşıdır” diye konuştu. İslam, 15 Temmuz’da sokağa çıkanların da kendileriyle birlikte yürüdüğünü söyledi.

Cumhuriyet'te yer alan habere göre, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte Ankara’dan İstanbul’a 25 gün boyunca kesintisiz yürüyen KHK mağduru akademisyen Cihangir İslam, Adalet Yürüyüşü için, “Yumurtanın kabuğu içinden kırıldı ve yeni bir hayat başladı. Bu bir toplumsal sözleşmedir. İtirazın çıtasını yükselttik, daha da yükselteceğiz. Adaleti hakim kılana ve hukuk devletini inşa edene kadar” değerlendirmesini yaptı.

“Karanlıktan adalete çıkışı” temsil ettiğini belirttiği siyah giysileriyle yürüyen İslam, “Neden yürüdünüz?”, “Yürüdünüz de ne oldu?” ve “Bundan sonra ne olacak? sorularını şöyle yanıtladı:

Adını doğru koyalım

Bu yürüyüş, medya tarafından sınırlandırılmaya çalışıldı, ‘Kılıçdaroğlu’nun, ya da CHP’nin Enis Berberoğlu yürüyüşü’ olarak. Adını doğru koymamız lazım. Bu Kılıçdaroğlu önderliğinde hak, hukuk, adalet talebiyle gerçekleştirilen Adalet Yürüyüşü’dür. Adı budur. Evet tabi ki Enis Berberoğlu için de yüründü ama bu salt Berberoğlu yürüyüşü değildir. Adalet isteyen ve adalete ihtiyacı olan herkesin yürüyüşüdür.

Kimler yürüdü

İkincisi kimlerin yürüdüğünün doğru anlaşılmasıdır. Kısaca adaletsizliklere karşı çıkan ve hukuk devletinin ortadan kaldırılmasına itiraz edenler yürüdü. İtiraz nedir? Bu toplum açısından itiraz, medeni bir duruştur.

Nasıl başladı

Hakkı, hukuku, adaleti ortadan kaldırmak isteyenlere karşı başladı.Ve peygamberi bir yürüyüştür. Adalet Yürüyüşü, sayın Kılıçdaroğlu’nun çağrısıyla insanın en temel deklarasyonu ile başladı. Bu yürüyüş, kendini ilahlaştıranlara, insanlardan ayırıp, insanüstü ilan edenlere karşıdır. Bu yürüyüş, batıla karşıdır. Yanlışa karşıdır. Kötüye karşıdır. Zaten insanın en temel deklarasyonu bunlara karşı olma itirazıdır. Bu yürüyüşün temeli de budur. Müslüman olmanın, doğruya tabi olmanın ön şartı ve temeli de kötüye karşı itirazla başlar ve bu yürüyüş tam da budur.

Ne oldu

Bu yürüyüş ve Maltepe’deki miting, Gezi’deki masum tarafın ve 15 Temmuz’da darbeye karşı sokağa çıkan ve tankların önünde duran insanların 16 Nisan’da hayır noktasında birleşmesinin ortak noktasıdır. Bu, 16 Nisan’daki yüzde 49’un yüzde 100’e kapılarını açıp, tüm topluma birlikte durma çağrısı yapmasıdır.

Ne yaptık

Biz Adalet Yürüyüşü ile çok farklı kesimlerden gelen insanlarla birlikte itirazın, protestonun, muhalefetin konseptini de değiştirdik. Bir kişiyi darpetmedik. Hiç kimsenin burnunu kanatmadık. Küfür edene küfür etmedik. Kimseye kötü söz söylemedik. Taş atanlara gül attık. Arkamızda bir tane pet şişe bile bırakmadık. İtirazın çıtasını yükseğe çektik. Bu yürüyüşle yumurtanın kabuğu içeriden kırıldı ve yeni bir hayat başladı.

Ne olacak

Şimdi Adalet Yürüyüşü’nü tamamladık. Ama adalet arayışımız devam ediyor. Öncelikli görevimiz adaleti getirmek ve hukuk devletini yeniden inşa etmek. Tek çaremiz olan çoğulcu demokrasiyi geri getirmek. Bunun için yürüyen her bir bireye düşen görevler var. Bu iktidar, ülke içinde soğuk savaşın etkisinden kurtulamayan, soğuk savaşı devam ettirmeye dönük ve bunda kararlı bir anlayıştadır. Biz bu yürüyüşümüzle, bu soğuk savaşı bitirme kararlılığımızı gösterdik, bunu sürdüreceğiz. Ve tabi ki hak, hukuk, adalet istemeye devam edeceğiz. Bu yolda yükselttiğimiz çıtayı daha da yükselteceğiz.

Toplumsal sözleşme

Bu yürüyüş ve yarattığı hareket, bir toplumsal sözleşme çağrısıdır. Birbirimize karşı adil olmamız, insan-iktidar ilişkileri noktasında hepimizin adil olmamız bu sözleşmenin asgari noktasıdır. Bundan sonra da hak, hukuk, adalet mücadelemiz devam edecek. Sözleşmemiz bunu gerektirir. Ama bundan sonra sadece hak mücadelesi yapmayacak, birbirimizin de güvencesi olacağız. Bundan sonra da adaleti yakalayana ve hukuk devletini kurana kadar bu koalisyonumuz bitmeyecek. Hatta ondan sonra da devam edecek. Çünkü artık biz, bir sözleşmeye bu uzun yürüyüşle imza atan insanlarız.

AKP ne yaptı, ne yapacak

AKP, kutuplaştırmaya, içeride soğuk savaşa, gerilime ihtiyaç duymaktadır. Bir an önce bu yanlıştan dönmelidir. Bu yürüyüş, iktidara bu şansı vermektedir. Gelen mesajlar, umutlu olmamı sağlamıyor ancak yanlıştan dönerlerse hepimiz kazanırız. Çünkü karşımızda hak, hukuk ve adaletle bağlarını koparmış bir iktidar var. İktidar partisi, artık bu yürüyüşle uzun zamandır kendi resmi adındaki adalet kavramını itirazcılara kaptırdı.