Cihangir İslam'ın söylediği ‘Dinde zorlama yoktur” ayeti tutanaklara ‘X' olarak girdi

Cihangir İslam'ın söylediği ‘Dinde zorlama yoktur” ayeti tutanaklara ‘X' olarak girdi

Saadet Partisi (SP) İstanbul Milletvekili Cihangir İslam, TBMM Anayasa Komisyonu’nda katıldığı iç tüzük görüşmelerinde Kuran’ı Kerim’deki Türkçesi ‘Dinde zorlama yoktur’ olan Kuran ayetinin Arapçasını söyleyince Meclis tutanaklarına ‘x’ olarak girdi. Ayrıca, bu durum tutanakta, “(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi” sözleriyle yer aldı.

Komisyonda kendisinin de bir KHK mağduru olduğunu, yurt dışına çıkış yasağı olduğunu ve diplomatik pasaportu olmadığını anlattı. Saadet Partisi’nin bir çalışması için Almanya’ya gitme teşebbüsünde bulunacağını ifade eden İslam, “Ben Meclis Başkanlığına dilekçe verdim “Yurt dışına çıkışım yasak fakat diplomatik pasaportum yok.” Bu devlet, şu anda yönetenler de bu kadar birbirinden habersiz değerli arkadaşlar. Bakalım, sonucu el birliğiyle göreceğiz” açıklamasını yaptı.

Cihangir İslam’ın, komisyonda ibadet özgürlüğüne de dikkat çektiği  konuşması şöyle:

NAZIR CİHANGİR İSLAM (İstanbul) –Ben bir KHK’liyim, sizden kişisel bir talebim olmadı, inşallah bundan sonra da olmayacak, zaten şurada ne kaldı ki? Ama bugüne kadar sivil toplum faaliyetleriyle, 7 Şubat gece yarısından itibaren gündeme getirdiklerimi burada bir kez daha hatırlatmak istiyorum ve sayın hukukçulardan, ağırlıklı olarak hukukçulardan müteşekkil bu heyete soruyorum: 17 bin kişi soruşturmalardan aklanmış, mahkemelerde beraat etmiş, hakkında herhangi bir kovuşturma yok ama işine dönemiyor. Bunun bir açıklaması varsa, yani KHK’yle iştenatılanların aslında bir yasa olarak çıkartılmasından başlıyor belki bütün hadise ama bunun bir açıklaması, 17 bin kişinin işine dönememesinin bir açıklaması varsa bilmiyorum yani o zaman bu siyasi heyetten ben her şeyi beklerim, bunu açıkça ifade edeyim.

Hamile kadın ve loğusa kadınlar, mahkûmlardan bahsediyorum… Kanunun açık hükmü var ve cezaevlerinde tutuluyor bebekleriyle birlikte. Niçin? İşte “Ağaç kökü yesinler.” muamelesine tab i olmaları gerektiği için. Özel sektör bu insanlara iş vermiyor. Bir hemşire size nasıl darbe yapabilir?  Ya ben bunu söylemek istemiyordum ama 15 Temmuz gecesi Sayın Binali Yıldırım bunu televizyonda deklare ettiği an ben 15 Temmuzda Üsküdar  Meydanı’nda Kanaat Lokantası önünde 4 tankı durdurmakla meşguldüm. Bunu sizin gözünüze girmek için söylemiyorum, hiçbir yerde deklare de etmedim, kim olursa olsun yönetimde ben orada olurdum, yine o meydanda olurdum ama ifade etmek istediğim şu: Ben AK PARTİ içinden bile birçok kişinin o gece o saatte nerede olduğu hakkında bir fikrim yok, en üst kademe de buna dâhil.

Şimdi, insanları, bir hemşireyi özel sektörde, özel hastanede, taşrada çalıştırmamanın mantığı ne olabilir? Bir hemşireden nasıl bir darbeci olabilir veya çıkabilir? KHK’li yakınlarına yapılanlar… Peki suçun şahsiliği ilkesi yok muydu değerli hukukçu arkadaşlarım? Ben tıp profesörüyüm ama bir hukukçu çocuğuyum, hayatımda AK PARTİ dönemi dâhil, eski dönemlerim de mahkemelerde geçti, idare mahkemelerinde. Ha, sizin beni atmanız 4’üncü, o yüzden çok etkilenmedim. Ben 3 defa da 90’lı yıllarda insan hakları mücadelesi, başörtüsü mücadelesi, işkenceye karşı çıkmak ve Kürt kimliğini savunmak yüzünden Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinden atıldım ama mahkemelerle döndüm. Fakat ne kadar acı, şimdi mahkemeye gidemiyorum.

Tırnak içinde söylüyorum, bizimkiler işbaşında, 4’üncü defa atılıyorum ama  mahkemeye gidemiyorum; ne kadar acı bir durum. Her neyse… Cezaevlerine bakıyoruz, hadi buraya kadar diyelim ki aldınız insanları, cezaevine koydunuz; hücre cezası, su kesintisi, kalabalık koğuşlar… İbadetin engellenmesi, bunun amacı nedir? Yani, bir Müslüman, (x) “Dinde zorlama yoktur.” ilkesini savunan bir Müslüman hangi dine mensup olursa olsun bir insanın ibadetini engelleyebil ir mi? Çocukluktan beri biz bununla büyümedik mi, bu terbiyeyle büyümedik mi? “Karşınızdaki kim olursa olsun onun dinine saygı gösterin, putuna bile laf söylemeyin.” telkinleri altında büyümedik mi?

Bir insanın ibadeti niye engellenir, bunun bir cevabı var mı? Hadi iktidar istiyorsunuz, tamam, bu istekle başa da çıkamıyorsunuz, bu da tamam ama ibadetini niye engelliyorsunuz? Yapılmak istenen ibadet de Allah’a ibadet.

BAŞKAN – Kimsenin ibadetine engel yoktur.

CİHANGİR İSLAM (İstanbul) – Ben doğrudan muhatap edeyim mi sizi Sayın Başkanım?

BAŞKAN – Ama yani gerçek değil.

CİHANGİR İSLAM (İstanbul) – Muhatap olmayı isterseniz size getiririm…

BAŞKAN – Ben muhatap olmak istemiyorum ama gündeme lütfengelirseniz memnun olurum.

CİHANGİR İSLAM (İstanbul) – Gündem üzerindeyim Sayın Başkan.

BAŞKAN – İç Tüzük’le ilgili konuşuyoruz, İç Tüzük gündemine gelirseniz…

CİHANGİR İSLAM (İstanbul) – Bir nokta daha var; güvenlik soruşturması diye bir şey icat edildi. Bunu kim yapar, nasıl yapar, hangi objektif ölçütlerle yapar bilinmiyor ama bir güvenlik soruşturması var ki hiçbir vukuatı olmayan insanların başına bela olmuş.

Şimdi ben ayın 12’sinde… 7 Şubattan beri hiç yurt dışına çıkma teşebbüsüm olmadı, zaten bu ülkenin halkına da söz verdik çıkmayacağız, bu ülke doğru dürüst bir rejime kavuşana kadar bir çıkma teşebbüsünde de bulunmayacağız. Burası bizim ülkemiz ve hayatımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz ama 12’sinde Saadet Partisinin bir çalışması için üç günlük bir program üzerine Almanya’ya gitme teşebbüsünde buluna cağım. Ben Meclis Başkanlığına dilekçe verdim “Yurt dışına çıkışım yasak fakat diplomatik pasaportum yok.” Bu devlet, şu anda yönetenler de bu kadar birbirinden habersiz değerli arkadaşlar. Bakalım, sonucu el birliğiyle göreceğiz.

Neticede talebim, ilk önce sözleşmeye dayalı bir Anayasa’nın bu ülkede gündeme gelmesi, ilk defa, tabanda sözleşmeye dayalı bir Anayasa’nın yapılması, bu ülkenin bir hukuk devleti hâline gelmesi ve bu İç Tüzük’ün olabildiğince çoğulculuk ve olabildiğince demokrasi içermesi.

Söz verdiğiniz için tekrar teşekkür ediyorum Sayın Başkan, sağ olun.

(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.