Çin piyasalarındaki dalgalanma Türkiye'yi nasıl etkileyecek?

Çin piyasalarındaki dalgalanma Türkiye'yi nasıl etkileyecek?

Milliyet gazetesi ekonomi yazarı Prof. Güngör Uras, Çin piyasalarındaki dalgalanmanın ve Fed’in fazi arttırma ihtimalinin Türkiye başta olmak üzere küresel piyasaları nasıl etkileyeceğini değerlendirdi. “Çin ekonomisinin dünya ekonomisinin üçte biri büyüklüğünde ama eğer küresel piyasalar sağlam, sağlıklı olsaydı, Çin’de olan biten küresel piyasaları bu kadar olumsuz etkilemezdi” ifadesini kullanan Uras “Çin’deki pazar daralması ve fiyat gerilemesi ihracatımızı güçleştirecek” uyarısında bulundu.

Güngör Uras’ın Milliyet gazetesinde “Çin dünyayı nasıl sarsıyor?” başlığıyla yayımlanan (26 Ağustos 2015) yazısı şöyle:

Çin’de olan bitenler şu günlerde dünya ekonomisini sarsıyor. Çin’de olan biten nedir?

- Çin’in yüzde 10’a yakın büyüme haberlerine alışılmıştı. Bu yıl büyümenin yüzde 7.4’e düşeceği sanılıyordu. Yüzde 7.0’ye gerileme olasılığı belirdi.

- Çin borsasında büyük kayıplar ortaya çıktı. Çin borsasının yabancılara açık olmamasına rağmen bu olumsuz gelişme, Çin ekonomisinde risklerin ortaya çıktığı görünümü verdi.

- Çin, ihracatta rekabet gücünü artırmak için, uzun süredir sabit tuttuğu para değerini düşürdü. Ufak da olsa devalüasyon yaptı.

Çin ekonomisindeki bu 3 önemli gelişme, dünya piyasalarını sarstı. Çin ile doğrudan, dolaylı ilgisi olanlar kadar olmayanlar da Çin’de olan bitenden korkuya kapıldı.

- Küresel (büyüğüyle, küçüğüyle küresel) bir algı bozulması yaşandı.

- Küresel (büyüğüyle, küçüğüyle) bir riskten kaçınma telaşı başladı.

Balon hava kaçırıyor

Evet, Çin ekonomisinin dünya ekonomisinin üçte biri büyüklüğünde ama eğer küresel piyasalar sağlam, sağlıklı olsaydı, Çin’de olan biten küresel piyasaları bu kadar olumsuz etkilemezdi.

Olan bitenin arkasında küresel piyasaların sağlıksız olması yatıyor.

- Küresel piyasalarda ticaret hacmi ve finansal varlıklar, “ekonomik büyümenin” (reel büyümenin-gerçek üretim artışının) en az 2 katı büyüdü. Balon yaptı.

- Ucuz ve bol kredi nedeniyle verimsiz yatırımlar yapıldı. İnsanlar harcamalarını kısarken, üretim arttı. Bu çarpıklık, ekonomilerde durgunluk olarak değerlendirildi.

- Piyasalar bu gelişmeleri değerlendiremedi. Piyasalar FED’in faiz artırımı kararına (veya oyununa) kilitlendi. İş Yatırım CEO’su Şant Manukyan günler önce yazdı. “Dünyada bakır fiyatları yarı yarıya, FED faiz artıracak diye gerilemedi. Euro 1.50’den 1.10’lara FED korkusuyla gerilemedi. Aynı şekilde Çin‘de de büyüme yüzde 10’lardan yüzde 7’lere FED faiz artıracak diye düşmedi.

Neler olabilir?

- Faiz artışı tabii ki gelişmekte olan ülkeler için bir sorun olacak ama olan biteni sadece FED’in faiz artırımı penceresinden değerlendirmek yanlış olur. Kaldı ki faiz artışına dayanamayacak durumda olduğu için, faiz artırımını devamlı geciktiren bir ABD ekonomisi dünya ekonomisi için daha büyük sorun. Manukyan diyor ki, “ABD’nin üstlendiği rolü, yani global ekonominin liderliğini yapabilecek bir başka ülke yok. Çin iddia edildiği gibi liderliği eline geçirebilecek kadar kuvvetli değil.

Bundan sonra neler olabilir? Şant Manukyan’ın değerlendirmesi ve tahminleri şöyle:

- Çin korkusu küresel piyasaları dış ticaret, deflasyon ve kur kanallarından vuracak. Küresel büyüme yavaşlayacak. Çin gelişmekte olan ülkelerden hammadde alıyordu. Gelişmiş ülkelerden sanayi malı ve tüketim malı alıyordu.  Büyümenin yavaşlaması ithalat yavaşlaması demektir. Parasının değerini düşürdü. Çin malları ucuzlayacak. Çin’den ithalat yapan gelişmiş ülkelerde bu deflasyonist baskıyı artıracak.

- Çin’de ihracatın gerilemesi, Çin’den ithalatın ucuzlaması sonucu deflasyonist baskının artması, genişleyici para politikalarının ve ucuz faizin devamına yol açacak.

- Çin parasının değer kaybetmesi karşısında, rekabet gücünü korumaya çalışan ülkeler para değerlerini ayarlayacak. Bu ise küresel bir kur savaşına, istikrarsızlığa neden olacak.

 

Bizi nasıl etkiler?

 

Çin’de pişer bize de düşer... Başka ülkelerdeki rüzgârlar bizde nasıl fırtınaya dönüşüyor ise Çin’de olan biten de bizi olumsuz etkiliyor.

- Çin’e 3 milyar dolarlık ihracat yapıyoruz, 25 milyar dolarlık mal satın alıyoruz. Bu tabloda Çin’in ucuza mal satmasına sevinmemiz gerekiyor ama Çin’in bizim ihracat pazarlarımıza da ucuz mal satması, ihracatımızı olumsuz etkileyecek. Pazar daralması ve fiyat gerilemesi ihracatımızı güçleştirecek.

- Gelişmiş ülkelerin Çin’den yayılan deflasyonist baskı altında kalması para politikalarında normalleşmeyi geciktirecek. Türkiye’de döviz girişlerini aksatacak.

 

Bilgi için: Yılbaşından bu yana dolar fiyatı yüzde 26, euro fiyatı yüzde 21 oranında arttı. 10 yıllık devlet tahvili faizi yüzde 7.96’dan yüzde 10.50’ye yükseldi. ABD’de 10 yıl vadeli tahvilin faizi yüzde 2.17’den yüzde 2.00’ye geriledi. Borsa 100 endeksi yılbaşından bu yana yüzde 16.8 geriledi. ABD’de S&P 500 endeksinde gerileme oranı yüzde 8.0 oldu.