Çin'de basına 'sus' baskısı artıyor

Çin'de basına 'sus' baskısı artıyor

Çin Print ve Elektronik Medya Merkezi, Temmuz başında gazetecileri bağlayan bazı yeni uygulamaları yaşama geçirdi. Buna göre Çinli gazeteciler, yaptıkları haberleri çalıştıkları yayın organlarının dışında başka medya kuruluşlarıyla paylaşamayacaklar. Bundan böyle Çinli gazeteciler yabancı yayın kuruluşlarına, sosyal medyaya ve bloglara haber veremeyecekler. Konferanslarda konuşmacı olamayacaklar. Kurallar salt “Devlet sırlarını ifşa etmekle" sınırlı değil. Bugüne dek yayınlanmamış tüm bilgiler için geçerli.

Devletin resmi haber ajansı Xinhua'nın haberine göre, gazeteciler çalıştıkları kurumla bilgileri gizleyeceklerine dair bir belge imzalayacaklar.

Alınan bu karar Çin'de medya çevresinde büyük tepkiyle karşılandı. China Weekly dergisi Yayın Yönetmeni Zhu Xuedong, bloğunda “Yayınlanmamış bilgiler kavramı nasıl algılanmalı? Burada gazetecilere bir tuzak kuruluyor” diye yazarak tepkisini dile getirdi.

Tepkiler geliyor

Başka bir sosyal medya kullanıcısı da bu kavramın saçmalıktan başka bir anlama gelmediği görüşünü paylaşarak, “Ne yani, gazeteciler eskiden yayınlanan haberleri mi yazmalılar? Onlar zaten biliniyor. Artık haber mi olurlar?” diye bir soru yöneltti.

Serbest yazar Liu Shui ise tepkisini, “Söylememen gerekenleri söyleme, sormaman gerekenleri sorma” diyerek gösterdi.

Xinhua Ajansı'na konuşan üst düzey bir yetkili, adını açıklamadan, bazı gazetecilerin topladıkları bilgileri suiistimal ettikleri için söz konusu kararın alındığını iddia etti. Yetkili bu yolla da devletin ve partinin zarar gördüğünü ileri sürdü.

Baskı yapılıyor

Aslında gazetecilere edindikleri bazı bilgileri haberleştirmemeleri karşılığında baskı yapılarak, para teklif edildiği biliniyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nden Christian Mihr, Alman haber ajansına yaptığı açıklamada, uygulamayı belirsizlikleri nedeniyle eleştirerek, “Bilinmeyenleri araştırıp haber haline getirmek gazetecilerin asıl işidir. Şimdi bunu yasaklamak Mao diktasının karanlığına dönüş anlamına gelir” dedi.

Örgütün raporuna göre basın özgürlüğü sıralamasında Çin 180 ülke arasında 175'inci sırada bulunuyor.

Uluslararası Gazeteciler Birliği'nden Hu Liyun Deutsche Welle'ye konu ile ilgili yaptığı açıklamada, sırların gizlenmesi koşulunun gazetecilere değil, politikacılara getirilmesi gerektiğini belirterek, “Gazetecilerin sorumluluğu haber vermektir. Ayrıca bir kavram kargaşası da var. Yayınlanmamış bilgiler ne anlama geliyor?" dedi.

Alman basınına eleştiri

Çok sayıda Çinli gazeteci de getirilen yasakların gazetecileri “kendi kendine sansür” uygulayacak duruma düşürmesinden endişe ettiklerini belirttiler.

Çin'de gazetecilerin hakları Haziranda da kısıtlanmıştı. Gazetecilerin kendi bölgeleri dışından haber yapmaları ve araştırmalarda bulunmaları engellenmişti. Ama Çin hükümeti bu konudaki eleştirilere kulak asmıyor. Hatta geçen hafta sonunda Çin'e giden Başbakan Merkel'in ziyareti sırasında, Alman basınından Çin'le ilgili olumlu haberlere yer verilmesi istendi. Çin- Alman Ekonomik Danışma Kurulu'nun tavsiye niteliğindeki talebinde, özellikle insan hakları ve siyasal konularda Alman basınının tek yanlı haber yaptığı ileri sürülerek, "daha adil bir haber politikası" izlenmesinin yararlı olacağı dile getirildi.