Diyarbakır'da 16 yaşındaki kızı M.A.'ya 6 yıl boyunca cinsel istismar bulunduğu suçlamasıyla tutuklanan M.A 25 günlük sonra serbest bırakıldı.
Doğan Haber Ajansı’nın (DHA) haberine göre, Diyarbakır'da şimde 16 yaşında olan kızı M.A.'ya 6 yıl boyunca cinsel istismarda bulunduğu suçlamasıyla tutuklanan ve 18 yıl hapis istemiyle yargılanan 37 yaşındaki M.A., 25 gün tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakıldı. Cumhuriyet Savcısı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile mağdur avukatının, sanığın tutuklanması yönündeki talepleri mahkemece reddedildi.
Merkez Bağlar İlçesi'nde ailesi ile birlikte aynı evde oturan M.A., iddiaya göre 23 Aralık 2016 tarihinde okuldaki öğretmenine 6 yıldan bu yana babasının cinsel istismarına uğradığını anlattı. Öğretmenin durumu çocuğun ailesine anlatması üzerine, anne S.A. polis merkezine giderek şikayetçi oldu. Gözaltına alınan seyyar satıcı baba M.A., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Soruşturma başlatılırken, hazırlanan iddianamede M.A. hakkında, 'zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı' suçundan 18 yıla kadar hapis cezası istendi.
Şüpheli M.A.'nın 2010-16 yılları arasında öz kızı M.A.'ya sayısız kez cinsel istismarda bulunduğunu belirten savcı, cinsel tacize karşı çıkan mağdurun tehdit edildiğini ifade etti. Şüphelinin haftada 1-2 kez, evde kimsenin bulunmadığı zamanlarda eylemini gerçekleştirdiğini kaydeden savcı, mağdur ve annesinin şikayetçi olduğunu belirtti. Şüphelinin suçlamaları kabul etmemesine karşı, ailenin iki akrabasının tanık olarak dinlendiğini belirten savcı, mağdurun tanıklara da cinsel istismarı anlattığının ortaya çıktığını ifade etti.
İddianamenin kabulü ardından hazırlık duruşmasını yapan 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi, sanık M.A.'yı 25 gün tutuklu kaldıktan sonra geçen 17 Ocak'ta tahliye etti.
Davanın ilk duruşmasında ifadesi alınan anne S.A. eşinin yıllarca çocuklarına cinsal istismarda bulunduğunu belirterek, "3 ay önce duydum ve hemen şikayet ettim. Tutuklandıktan hemen sonra serbest bırakıldı. Serbest bırakılınca diğer çocuğumun okuluna gidip saldırmış ve darbetmiş. Sürekli beni arayıp rahatsız ediyor. Kızım ondan nefret ediyordu. İki kızım birbirinden habersiz istismara uğramış. Olaydan sonra boşama davası açtım" dedi.
Duruşmada tanık olarak ifadesi alınan 15 yaşındaki H.A. ise babasının kendisini de istismarda bulunduğunu anlatırken şöyle konuştu:
"Babam her eve geldiğinde yanıma gelerek sarılmak ve dokunmak istiyordu. Ben izin vermeyerek odama çekiliyordum. Israr ediyor, kapının kilidi olmadığı için bazen yanıma gelip dokunuyordu. Kendisine bağırıp çağırıyor, karşı koyuyordum. Kendisini anneme söylemekle tehdit ettiğimde 'Ben temize çıkarım senin adın kötüye çıkar' diyordu. Yanına gitmediğimde beni eve hapsediyor, hiçbir yere göndermiyordu. Ablama yapılanlardan haberim yoktu. Ne amaçla çağırdığını anlıyordum. Onun için gitmiyordum. Babam okula gelmiş. Ben başım öne eğik şekilde eve gidiyordum. Bir anda bir tokat attı. Yanımda 4-5 tane okuldan erkek arkadaşım vardı. Babam onlara da saldırıyordu."
Duruşmada söz alan mağdur avukatı Mahmut Çiftçi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Remzi Atalay ve Cumhuriyet Savcısı, sanığın aileyi ve mağduru tehdit ettiğini, şiddet uyguladığını savunarak tutuklanmasını istedi. Ara kararlarını açıklayan mahkeme, sanık M.A.'nın tutuklanması istemlerini reddetti.
Hakkında evden uzaklaştırma kararı verilen sanığın telefon ve mesaj yolu ile tacize devam ettirdiğini belirten mağdur avukatları, şu iddialarda bulundu:
"Okuldan çıkarken yanındaki arkadaşlarını ve çocuğu tehdit ve darbediyor. Çocukların can güvenliği yok, sanığın dışarıda olması çocuklar için tehlikedir. Alınan tedbir yetersiz kalıyor. Her an bu çocuklara zarar verebilir. Zaten sürekli tehdit ediyor. Mağdurun küçük kardeşi tanık olarak dinlenirken, babasının kendisine de istismarda bulunduğunu söyledi. Mahkemenin suç duyurusunda bulunmaması, işlem yapmaması bu kişiyi cesaretlendiriyor. Hatta mahkemeden çıkarken yüzümüze gülerek çıktı. Bu kişinin bir an önce tutuklanması gerektiğini düşünüyoruz. Tutuklanmasına rağmen mahkeme tarafından serbest bırakılması kabul edilebilir bir durum değil. Sanığın serbest bırakılması bizce hukuki bir karar değildir."