Cinsel taciz mağduruyla fail aynı masaya oturtulup uzlaştırılacak mı?

Cinsel taciz mağduruyla fail aynı masaya oturtulup uzlaştırılacak mı?

Adalet Bakanlığı’nın 10 Temmuz’da görüş ve katkılarını almak için kamu kurumlarına gönderdiği “Ceza Muhakemesinde İş Yükünün Azaltılması Amacıyla Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nda Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 253’üncü maddesindeki “Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez” ifadesi yer almadı.

Avukat Tuba Torun, “taciz mağdurunun uzlaşma masasına oturmak istemediğinde bile, suçun faili isterse mağdur masada kendisini taciz ettiği için şikayetçi olduğu kişiyle yüz yüze gelmek zorunda kalacağını” söyledi.

Türk Ceza Kanunu’nun 102. maddesine göre, cinsel taciz içeren davranışın ‘sarkıntılık’ düzeyinde kalması halinde fail, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası alıyor. Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 253. maddesinin üçüncü fıkrasına göre de, cinsel taciz suçunun “Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilmez” ifadeleriyle uzlaştırma kapsamına girmeyeceğine değiniliyor. Adalet Bakanlığı’nın tasarısında, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 253. maddesinde yapılacak değişikliğin kabul edilmesi halinde taciz mağduruyla suçun faili aynı masaya oturabilecek.

 

“Mağdur istemese bile uzlaşma masasına oturmak zorunda!”

 

Tasarının 21. maddesinin 5. fıkrasında yer alan “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun fail tarafından mağdura karşı işlendiği hususunda yeterli şüphe bulunması durumunda, cumhuriyet savcısı öncelikle uzlaştırma usulüne başvurup başvurmayacağını değerlendirir. Mağdur ve failin yakın ilişki içinde olduğu veya yakın mahalde yaşadığı durumlarda uzlaştırma usulü öncelikli olarak dikkate alınır. Fail veya mağdurun uzlaştırmanın uygulanmasını talep etmesi durumunda, Cumhuriyet savcısı uzlaştırma sürecini başlatmak zorundadır” ibareleri de, taciz suçunu sarkıntılık boyutunda işleyen faille taciz mağdurunun uzlaştırma masasına zorunlu olarak oturması gerektiği yorumlarına yol açtı.

Tasarıyla ilgili T24’e konuşan avukat Tuba Torun, “Söz konusu tasarıyla beraber; artık Türk Ceza Kanunu'nda hapis cezasının yukarı sınırı beş yılı aşmayan ve mağduru belirli bir gerçek kişi olan suçlar bakımından uzlaştırma yoluna gidilebilecektir.” ifadelerini kullandı. 

 

“Mağdur ikinci kez mağdur edilecek”

 

5 yılı aşmayan suçlarda sanıkla mağdurun aynı masaya oturtulmasının mağdurun ikinci kez mağdur edileceği anlamına geleceğini söyleyen Torun, “Mevcut durum da uzlaşma kurumunun uygulanması bakımından ayrık tutulan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların bir kısmının da –cinsel taciz, sarkıntılık, reşit olmayanla cinsel ilişki gibi üst sınırı 5 yılı aşmayan suçlar- uzlaştırma kapsamında kalacağı anlamına gelmektedir. Cinsel dokunulmazlığa ilişkin suçlarda uzlaştırma öngörülmesi, mağdur ile sanığın -mağdur istemese dahi- aynı masaya oturtulması demektir ki bu da mağdurun ikinci kez mağdur edilmesi anlamına gelir. Ayrıca, bu suçları işleyen ve bu suçlara meyilli kişilerde ‘cezasızlık’ algısı yaratacaktır ve toplumda bu suçların işlenme oranını doğrudan artıracaktır” dedi. Düzenlemenin, Ceza Muhakemesi’nin mantığına aykırı olduğuna değinen Torun “Ülkemizde etkin hale getirmeye çalıştığımız kadına şiddeti önlemek bakımından son derece önemli bir sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi'ne de aykırılık teşkil etmektedir” diye konuştu.