Cinsel tacizine uğradığıni iddia ettiği kayınpederi Ahmet Y.,'yi (69) öldürdüğü gerekçesi ile tutuksuz yargılanan Esma Y'nin (35), suçu meşru müdafaa sınırları içinde işlediği gerekçesi ile beraatine karar verildi. İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın karar duruşmasına tutuksuz sanık Esma Y., ile Avukatı Aydın Mollaoğlu katıldı. Duruşma savcısı sunduğu esas hakkındaki mütalaasında Esma Y.,'nin "Haksız tahrik altında kasten öldürme" suçundan cezalandırılmasını istedi.
Esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapan Esma Y'nin Avukatı Aydın Mollaoğlu, müvekkilinin ekonomik sorunlar nedeniyle birlikte yaşamak zorunda olduğu kayınpederinin cinsel tacizine maruz kaldığını iddia ederek, "Tacizin ötesinde tecavüz eylemleri süreklilik arz etti. 9 aylık çocuğu varken yine böyle iğrenç bir olaya maruz kaldı. Mağdur tarafı temsil eden herhangi bir kimsenin şu an burada olmaması savunmamızın haklılığını ortaya koymaktadır. Eltisi müvekkilin başından geçenlere benzer hadiseler anlattı. Müvekkilin sosyo-kültürel durumunu suistimal ederek yapacağı eylemleri ifşa etmeyeceğini düşünerek yaptı. Müvekkilin ırzına yöneldi. Müvekkilin beraatini talep ediyorum" dedi. Son sözü sorulan sanık Esma Y., beraatini talep etti. Bu sırada üye hakim Yaşar Kılınç sanık Esma Y.'ye, "Eşine söylemekten seni alıkoyan neydi" diye sordu. Kayınpederinin kendisini çocuğu ile tehdit ettiğini söyleyen Esma Y., "Bu nedenle eşime ve aileme söyleyemedim. Çok korkuyordum. Boğazıma defalarca bıçak dayadı. Sürekli beni tehdit ediyordu. Eşime bunu söylemiş olsaydım kendisi öldürürdü" dedi. Esma Y.'nin bunları anlatırken zorlanması üzerine mahkeme Başkanı Adem Kahriman, duruşma salonunda bulunan gazeteciler ve izleyicileri salondan çıkardı.
Gazeteciler ve izleyicilerin salondan çıkarılmasından sonra Esma Y.'nin defalarca kayınpederinin tecavüzüne uğradığını söylediği, bunu söylerken de gözlerinden yaş geldiği ve ağlamaya başladığı tutanaklara yazıldı. Esma Y.'nin "Çok direniyordum ama karşı koyamıyordum. Gücüm yetmiyordu. Hiçbir şey yapamıyordum, kimseye söyleyemiyordum. Babam vefat etmişti, annem tekrar evlenip başka bir memlekette yaşamaya başlamıştı" dedi.
Mahkeme kısa bir aradan sonra kararını açıkladı. Oy çokluğu ile alınan kararda, "Dava konusu olayda maktulün, sanığın ırzına ve vücut bütünlüğüne yönelik cinsel saldırıların, müessir fiillerin ve tehditlerinin sürekli ve haksız olduğu" belirtildi. Sanığın ahlaki değerlerinin ve ailevi yükümlülüklerinin baskısı altında olduğu belirtilen kararda, "Maktulün eylemleri sona ermiş bulunmakla birlikte tekrarı muhakkak olan" eylemler olarak değerlendirildi. Kararda , "Tekrarı muhakkak olan eylemlerin bitmemiş sayılması gerektiği, dava konusu olayda tüm bu saldırıların aynen vuku bulduğu, zaruret sınırının aşılıp aşılmadığının araştırılması sırasında sanığın içinde bulunduğu ruh halinin, kişisel ve çevresel etkenlerin adil bir tarzla göz önünde bulundurulması, bu manada haksız saldırının halen ve meşru müdafaa anının varlığının geniş manada yorumlanması gerektiği, tekrar başlayacağı muhakkak olan bir saldırının başlamış, keza bitmemiş olmasına rağmen tekrarı muhakkak olduğundan henüz sona ermemiş sayılması gerektiğinin zorunlu olduğu, dava konusu olayda da maktulün sanığa yönelik her üç saldırısının da süreklilik arz ettiği, ve tekrarı yönünde de mani bir sebep olmadığı, tekrarının muhakkak ve beklenebilir olduğu, bu kabulün hakkaniyet ve nisfete (Adalet ve hak duygusu) uygun olduğu gözetilerek sanığın eyleminin meşru savunma kapsamında kaldığı anlaşılmakla beraatine" yazıldı.
Oy çokluğu ile alınan bu karara üye hakim Zeynep Hatun Sarıçam muhalefet şerhi koydu. Saldırının ve savunmanın eş zamanlı olmadığını gerekçe gösteren üye hakim Sarıçam, sanığın kendisine yönelik cinsel saldırı sonrası abisinin evine gittiğini, saldırının devamını muhakkak gösterecek fiili olguların mevcut olmadığını, kolluk kuvvetlerine gitmesinin imkan dahilinde bulunduğunu gerekçe göstererek, sanığın, "Ağır haksız tahrik altında kasten adam öldürme" suçundan cezalandırılması gerektiğini savundu.
Duruşmadan sonra gazetecilerin karar ilişkin sorusunu yanıtlayan Esma Y'nin avukatı Aydın Mollaoğlu, hak ve adalet için bu kararın böyle olması gerektiğini belirterek, "Bir kayınpederin gelinine karşı birden çok kez böyle davranışlarda bulunması bizim örf, adet ve kültürümüzle çok çelişen bir şey. Çok vahim şeyler yaşamış aslında. Ahlak, erdem, güzel değerlere bizim sahip çıkmamız lazım. Burada da mahkeme bunlara sahip çıktı" dedi.
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Esma Y'nin aynı evde yaşadığı kayınpederi Ahmet Y.'yi 6 Şubat 2017 tarihinde silahla vurarak yaraladığı, ardından da polisi arayarak suçunu itiraf ettiği belirtiliyor.
Üç gün yoğun bakımda kalan Ahmet Y., yaşamını yitirdiği, gözaltına alınan Esma Y.'nin de sorgusunda kayınpederinin cinsel saldırılarına maruz kaldığını, bu nedenle eylemi gerçekleştirdiğini söylediği belirtilen iddianamede, Y.'nin, "Haksız tahrik altında adam öldürme" suçundan 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması isteniyordu.