"Cinsiyet gelişme endeksinde fena çakıldık, Ortadoğu ülkeleriyle aynı kümedeyiz"

"Cinsiyet gelişme endeksinde fena çakıldık, Ortadoğu ülkeleriyle aynı kümedeyiz"

Hürriyet yazarı Sedat Ergin, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın (UNDP) her yıl açıkladığı "İnsani Gelişme" raporunda yer alan "Cinsiyet Gelişme Endeksi" verilerini aktardı. Söz konusu kategorinin Türkiye açısından en rahatsız edici bölüm olduğunu ifade eden Ergin, "Burada genel insani gelişme endeksi sıralamasında Türkiye’nin altında olan pek çok ülke Türkiye’nin üstüne çıkıyor. Türkiye bu listede Ortadoğu ülkeleri ile aynı küme içinde gözüküyor" ifadesini kullandı.

Türkiye 2015 raporunda yer alan İnsani Gelişim Endeksi'nde (İGE) 0.761 puan ile 188 ülke ve bölge içinde 72. sırada yer almıştı. 2016 raporundaki İGE’de ise 0.767 puanla 188 ülke ve bölge arasında 71. sırada yer aldı. Aynı sıralamayı Venezuela (Bolivar Cumhuriyeti) ile paylaştı.

Sedat Ergin'in "Cinsiyet gelişme endeksinde fena çakıldık" başlığıyla yayımlanan (25 Mart 2017) yazısı şöyle:

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) her yıl açıkladığı “İnsani Gelişme” raporlarını eskiden beri önemsiyorum. Çünkü bu raporlar, ekonomik gelişmeyle birlikte eğitim, sağlık gibi alanları da denkleme katarak, bize toplumsal gelişmenin insani yönünü bütün boyutlarıyla anlatıyor.

Bu raporlardaki temel gösterge “İnsani Gelişme Endeksi”. Bu endeks, A) Uzun ve sağlıklı bir yaşam, B) Bilgi (eğitim imkânlarına erişim) ve C) Ekonomik açıdan kabul edilebilir bir yaşam standardı gibi üç temel ölçüt uzun vadeli bir şekilde izlenerek hesaplanıyor. Dünyadaki ülkeler “Çok Yüksek İnsani Gelişme”, “Yüksek İnsani Gelişme”, “Orta Düzeyde İnsani Gelişme”, “Düşük Düzeyde İnsani Gelişme”kategorileri olmak üzere dört gruba ayrılıyor.

Türkiye, bundan önceki yıllarda olduğu gibi yine ikinci kategoride, yani “Yüksek İnsani Gelişme Grubu”nda yer alıyor. 2016 raporu bir yıl önceki 2015 verilerini yansıtıyor. 2015 raporunda da 2014 verileri esas alınmıştı.

* *  *

Son listede Türkiye, küresel insani gelişme sıralamasında toplam 188 ülke arasında (0.767 puanla) 72’nci sırada yer alıyor. Geçmiş yıllarla kıyaslandığında, Türkiye’nin bulunduğu küme içinde yukarı doğru bir sıçrama yaptığını söyleyebiliriz. 2010 tablosuna baktığımızda, Türkiye toplam 169 ülke arasında (0.679 puanla) 83’üncü sıradaydı. Brezilya, Meksika, Ürdün ve Azerbaycan gibi bir dizi ülke 2010 sıralamasında Türkiye’nin üstündeyken, 2015 sıralamasında Türkiye’nin altına düşüyor.

Aslında kişi başına düşen milli gelirde 18.705 bin dolarla -kendi grubu içinde- göreceli olarak iyi bir yerde durmasına karşılık, eğitim ve yaşam süresi ortalaması gibi göstergelerin bu kritere kıyasla zayıf çıkması, Türkiye’nin insani gelişme endeksini aşağı çekiyor. Buna karşılık, 5 yıl içinde ortalama eğitim süresi 6.5 yıldan 7.9 yıla çıkmış. Bir başka deyişle, orta ikiden orta üçüncü sınıfa yükselmişiz. Ayrıca, çocukların ortalama okullaşma beklentisi süresi 2010’da 11.8 yıl iken, bu beklenti 2015’te 14.6 yıla yükselmiş. Ortalama yaşam beklentisi de 5 yıl içinde 72.2’den 75.5 yaşına yükselmiş.

Bütün bunlar olumlu kazanımlar olarak görülebilir. Gelgelelim, küresel ligdeki yerimizi karşılaştırmalı bir şekilde değerlendirebilmek açısından İran ile bir kıyaslama yaptığımızda, 2010’da olduğu gibi hâlâ bu komşumuzun gerisinde kaldığımız ortaya çıkıyor. İran, küresel sıralamada üç basamak (69) üstümüzde yer alıyor. Komşumuz, ortalama eğitim süresinde 8.8 yıl ile bizi geçiyor. İran, çocukların ortalama okullaşma süresi beklentisinde de 14.8 yıl ve yaşam beklentisinde 75.6 yaş ile yine Türkiye’nin at başı önünde.

* *  *

İnsani gelişme endeksini tek gösterge olarak almak çoğunluk yanıltıcı olabiliyor; çünkü ulusal gelirin bir şekilde eşit dağıldığı varsayımına dayanan bir yöntemle hesaplanıyor bu endeks. UNDP, bu sorunu gidermek amacıyla son dönemde “Eşitsizliğe Uyarlanmış İnsani Gelişme Endeksi” diye deneysel bir endeks geliştirdi. Bu endeks hesaplanırken, ulusal gelir, eğitime erişim, bebek ölümü gibi ölçütlerin yanı sıra matematiksel bir modelle bu kazanımların toplumdaki dağılımı da değerlendiriliyor.

Burada da insani gelişme endeksi ile eşitsizliğe uyarlanmış endeks arasındaki fark açıldığı oranda, o ülkede gelişmenin dengeli bir şekilde seyretmediği anlaşılıyor. Türkiye’nin bu endeks puanı 0.645. İnsani gelişme endeks puanından yüzde 15.9 oranında bir sapma söz konusu. Bu sapma 2010’da yüzde 23.6 oranındaydı. Bu oranın AB ülkelerinde genellikle yüzde 5-10 aralığında olduğunu, Türkiye’nin ise daha çok Arjantin (15.6), Şili (18.2) gibi Latin Amerika ülkeleriyle aynı kümede yer aldığı genel bir gözlem olarak vurgulanabilir.

* * *

Şimdi raporun Türkiye açısından en rahatsız edici bölümüne gelelim. Cinsiyet eşitsizliği alanından söz ediyoruz. Buradaki kritik gösterge, “Cinsiyet Gelişme Endeksi”. İnsani gelişmenin erkekler ile kadınlar arasında ne ölçüde eşit yansıdığını ölçen bir gösterge bu. Erkekler ve kadınlar için ayrı ayrı hesaplanıp, aradaki fark ölçülüyor. UNDP, bu yeni endeks kategorisini raporlarına son iki yıldır dahil ediyor.

İnsani gelişmenin her iki cinse büyük ölçüde eşit yansıdığı Batılı ülkelerde bu endeks neredeyse 1 tam puana yakın. Örneğin, Finlandiya tam 1.0 puana sahip. Yani mutlak eşitliği yakalamış. Bu puan küçüldükçe, erkekle kadın arasındaki insani gelişme farkı açılıyor. Türkiye’nin bu endeks değeri 0.908 düzeyinde.

Burada ülkeler küresel sıralamada beş küme içinde tasnif edilmiş. Türkiye, bu sıralamada yukarıdan aşağı dördüncü kümeye giriyor. Burada genel insani gelişme endeksi sıralamasında Türkiye’nin altında olan pek çok ülke Türkiye’nin üstüne çıkıyor. Türkiye bu listede Ortadoğu ülkeleri ile aynı küme içinde gözüküyor.

Sonuçta, önceki yıllarla kıyasladığımızda olumlu görünen bir dizi gelişme kaydedilmekle birlikte, Türkiye’de insani gelişmenin ekonomik gelişmenin hâlâ çok gerisinde olduğunu genel bir gözlem olarak belirtmeliyiz. Ayrıca konu kadın erkek eşitsizliği olduğunda ne yazık ki hâlâ çok kötü bir durumdayız. Ülkemizde insani gelişmenin en çok aksayan yönü kadın meselesinde karşımıza çıkıyor.

Rapordan bunu anladım.