T24- ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, 'ABD, bölgesel istikrarı tehdit edenlere karşı müttefikimiz Türkiye ile yan yanadır. Türkiye ve onun güvenliğine olan bağlığımız kaya gibi sağlam ve sarsılmazdır'' dedi.ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Sait Halim Paşa Yalısı'nda yaptıkları görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.İstanbul'da olmaktan ve burada ülkesini temsil etmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Clinton, Diyarbakır'da şehit olan 13 asker için baş sağlığı dileğinde bulundu. Clinton, ''ABD, bölgesel istikrarı tehdit edenlere karşı müttefikimiz Türkiye ile yan yanadır. Türkiye ve onun güvenliğine olan bağlığımız kaya gibi sağlam ve sarsılmazdır'' diye konuştu.ABD Başkanı Barack Obama'nın 2 yıl önce Ankara'da Türkiye ile ABD arasındaki ittifakı yenilemeyi, özellikle Amerikan ve Türk halkları arasındaki dostluğa odaklanmayı vaad ettiğini hatırlatan Clinton, sözlerini şöyle sürdürdü:''Bugün şunu güvenle söyleyebiliriz ki bağlarımız sağlam, dostluğumuz emin ve ittifakımız güçlüdür. Bu ortaklığın kökleri uzun bir geçmişe ve çok uzun bir çıkarlar listesine uzanmaktadır. Her şeyden önemlisi ortak demokratik değerlerimize uzanıyor. Bu ortak demokratik gelenek merceğinden baktığımızda ABD, Türkiye'nin ekonomik güç olarak yükselişini, bölgede ve ötesinde liderliğini ve en zor küresel konularda değerli müttefikliğini mutlulukla karşılamıştır. Ekonomik cephede, birlikte karşılaştığımız stratejik konuların ciddiyetinden dolayı ilişkilerimizin ekonomik boyutu sıklıkla gözden kaçırılabiliyor. Ancak Cumhurbaşkanı Gül ve Başkan Obama'nın teyit ettikleri gibi Türkiye ile ABD arasındaki artan ekonomik işbirliği, ortaklığımıza enerji kazandırıyor.''İki ülke arasında ticaretİki ülke arasındaki ticaretin bu yıl yüzde 50'den fazla arttığını vurgulayan Clinton, bunun da iki ülke için daha fazla istihdam ve daha fazla refah anlamına geldiğini söyledi. Clinton önlerinde daha büyük bir potansiyel gördüklerini ifade ederek, ticaret ve yatırımı daha da geliştirmeyi amaçladıklarını dile getirdi.Her iki milletin de girişimci olduğunu vurgulayan Clinton, ''Birlikte çalıştığımız zaman yaratıcılık ve yetenek ortaya çıkıyor. Dolayısıyla Türkiye'nin ikinci Küresel Girişimcilik Zirves'inin ev sahipliğini yapacak olması ve Washington'da kaydettiğimiz ilerlemeyi daha da geliştirecek olmamızdan dolayı da çok mutluyum. Aynı zamanda halklarımız, iş dünyamız ve toplumlarımız arasında daha da yakın bağlar geliştirilebilir'' dedi.Hillary Clinton, bugün Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile iki ülke arasındaki bağları daha da güçlendirmenin yollarını görüştüklerini anlatarak konuşmasını şöyle sürdürdü:''Türkiye'nin önündeki anayasa reform süreci ile ilgili genç Türklerden bugün ifade ve din özgürlüğü konusundaki sınırlamalar hakkında endişeleri duydum. Aynı zamanda bu sürece sivil toplumun ve bütün siyasi partilerin dahil edileceğini umuyoruz. Umuyorum ki yakın bir zamanda Heybeliada Ruhban Okulu'nu açmak gibi ek adımlarla Türkiye, demokrasisinin gücünü ve değişen bir bölgede liderliğini vurgulayacaktır. Ortadoğu ve özellikle Kuzey Afrika'daki insanlar, daha köklü demokrasilerden, Türkiye'nin deneyimlerinden ders çıkarmak istiyorlar. Türkiye'nin tarihi, demokratik gelişmenin aynı zamanda sorumlu liderliğe bağlı olduğunu gösteriyor. Bu liderlik, diğer ülkelerdeki sonraki nesil liderlere destek olmalı ve yol göstermelidir.''Libya Temas Grubu'nun toplantısı, Suriye'deki durum, Afganistan'daki gelişmeler ve Türk askerlerinin Afgan güvenlik güçlerine kendi güvenliklerini sağlayabilmeleri için eğitim vermeleri ve PKK dahil terörle ortak mücadele konularında da görüştüklerini aktaran Clinton, Bakan Davutoğlu'na konukseverliği nedeniyle teşekkür etti.Soruları yanıtladılarKonuşmasının ardından soruları da yanıtlayan Hillary Clinton, ABD'nin Suriye ile ilgili nasıl bir süreç izleyeceğine ilişkin bir soru üzerine, Davutoğlu ile şiddetin son bulmasıyla ilgili ortak isteklerini paylaştıklarını belirtti. Clinton, şöyle devam etti:''Suriye halkının siyasi ve ekonomik reform iradesini konuştuk. Dün, bugüne kadar en büyük protestolara şahit olduk ve doğrudan hükümete Suriye halkının reform arzusunu dile getirme çabasıydı bu. Aynı zamanda hükümetin barışçıl protestoculara karşı gerçekleştirdikleri şiddeti gördük elbette. Suriye'nin geleceği, Suriye halkına bağlıdır. Ancak muhalefetin bir araya gelme çabası ve bir gündem oluşturma çabası, siyasi reformun çok önemli bir parçasıdır. İnanıyoruz ki her ülke bu tür düzenlemelere, bu tür muhalefete izin vermelidir. Bunun daha sorumlu, daha hesap verilebilir hükümetlere yol açtığını düşünüyoruz.Dolayısıyla Suriye halkının kendileri için yaptıklarını görmek burada önemlidir. Muhalefet oluşturmaya çalışıyorlar. Hükümetle daha güzel bir gelecek için barışçıl işbirliği içerisinde bir yol düzenlemeye çalışıyorlar.''''2012 yılı başında Kıbrıs'ta bir referandum yapılması konusunda ülkenizin duruşu nedir?'' şeklindeki soru üzerine de Clinton, ABD'nin çok aktif bir şekilde Kıbrıs halkına 2004 yılında sunulan referandumu desteklediğini ancak bunun sonucunun kendilerini hayal kırıklığına uğrattığını söyledi. Clinton, şunları söyledi:''Şu anda ki Kıbrıs'taki statükonun hiç kimsenin yararına olduğunu düşünmüyoruz. Gereğinden fazla süredir devam ediyor. İki tarafın da bir anlaşmadan yararlanabileceğini düşünüyoruz. Yenilenmiş ve yeniden enerji kazanmış BM'nin çabalarını destekliyoruz ve Kıbrıslılar'ın kendileri bundan sorumlu. Çözüm ile ilgili olan kararları onların vermesi gerekiyor. Biz 2012 yılına kadar iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyon görmeyi arzu ediyoruz. Bunun, BM'nin söylediği, Türkiye'nin inandığı, ABD'nin inandığı bir şey olduğunu biliyorum. Biz bu süreci desteklemeye çalışacağız ve sonuç görmeye çalışacağız.''