ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, dün, Başbakan Recep Erdoğan ve Dışışleri Bakanı Ali Babacan’la yaptığı görüşmenin ardından, Ankara Kalesi’ndeki Rahmi Koç Müzesi'nde çekilen “Haydi Gel Bizim Ol” programının özel bölümüne konuk oldu. Hillary Clinton: PKK ortak düşmanımızObama Türkiye'ye geliyorAnaliz: Obama gelecek ama ne getirecek? Müjde Ar, Çiğdem Anad, Pınar Kür ve Aysun Kayacı’nın birlikte sunduğu program, yarım saat kadar sürdü. Sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin de katıldığı programda, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’a 11 soru soruldu. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın geçtiğimiz günlerde yayınladığı raporda, Türkiye'ye yönelik çeşitli eleştiriler yer almıştı. Raporda “Türkiye’de yolsuzluk ve işkence var, insan hakları ihlal ediliyor, basına baskı var” şeklinde görüşlere yer verilmişti. ‘Başbakan Erdoğan’a basın ve ifade özgürlüğüne verdiğimiz önemi anlattık’ Başbakan Erdoğan, söz konusu raporu ABD Dışişleri Bakanı’na soracağını açıklamıştı. Hilllary Clinton, “Haydi Gel Bizimle Ol”da Erdoğan’ın raporu kendisine sorduğunu açıkladı. Clinton, programda Erdoğan’a “ABD’nin düşünce, basın ve ifade özgürlüğüne ne kadar önem verdiğini anlattığını” söyledi. Programda ayrıca Clinton’a “AKP iktidarıyla Türkiye nereye doğru gidiyor? Ilımlı ıslam Cumhuriyeti mi kurulacak, yoksa demokrasi yolunda mı ilerliyor?” sorusu da yöneltildi. Clinton, bu soruya Türkiye’nin demokrasi yapısının sağlam olduğunu belirterek, “Ilımlı İslam Cumhuriyeti kurulması yolunda ilerlemiyor” diye yanıt verdi. Sempatik tavırlarıyla dikkat çeken Amerikan siyasetinin en güçlü kadını, ABD dış politikasından özel hayatına kadar birçok soruya yanıt verdi. Kim daha güçlü figür?Clinton, Michelle Obama mı yoksa kendisinin mi daha etkili bir figür olduğu sorusunu, "Michelle Obama gibi ben de bir başkan eşiydim ve başkan eşi olmanın ne kadar önemli bir rol olduğunu da biliyorum. Bu çerçevede Michelle Obama’nın mükemmel bir iş çıkarttığını da düşünüyorum. Aynı zamanda sorumluluklarını da çok iyi dengeliyor. İki çocuğu var ve önceliği çocuklarının iyi durumda olmasına veriyor. Çünkü gayet iyi biliyorum, babanız başkan seçildiğinde ve siz hala çocuksanız, gerçekten de zor bir durumdur. O iki küçük çocuğun ev hayatlarının düzenli devam etmesini sağlamak çok önemli. Michelle Obama’nın bu yolda çok etkin bir şekilde çalıştığını görüyorum. Ülkesini etkili bir elçi olarak temsil ediyor" diye yanıtladı. 'Çok sıradışı bir hayatım var'Pınar Kür'ün "İlk günden beri eşinizin politik kariyerine her aşamada destek oldunuz. Ama kendi politik kariyerinize başlamadan önce onun başkanlığının son dönemini, hatta son yılını beklediniz. Yani önceden erkekler gitsin de kadınlar sırasını mı beklesin; böyle bir zorunluluğumuz mu var? sorusuna, "Bence her kişinin kendisi için doğru olan kararı vermesi gerekiyor. Benim eşim siyasette vali olarak görev yaptığı dönemde ben de hep oradaydım ve pekçok sivil toplum kuruluşuyla beraber çalışıyordum; kadın hakları ve çocuklarla ilgili çalışmalar yapan sivil toplum kuruluşlarıyla çalışıyordum. Hiç siyasete girmek gibi bir fikrim yoktu. Eşim başkan olduğunda başkan eşi olarak yapılması gereken o kadar çok şey vardı ki ve bunların manevi tatmini de çok yüksekti. Ve dönemin sonuna doğru pek çok kişi seçimlere New York Senatörü olarak katılıp katılmayacağıma dair sorular yöneltmeye başladılar. Ben dedim ki; “Hayır, insanlara yardım edip politika geliştirmeye çalışmalarını istiyorum ama ben kendi adıma bir yarışa girmek istemiyorum.” Ama daha sonra gerçekten de deneme kararı verdim. Senatör olarak görevlerimden memnundum; başkanlık yarışına da girdim ve çok çekişmeli bir süreç geçti biliyorsunuz Obama ve benim aramda. Ve tekrar Senatör olarak rolüme geri döndüm. Tamamen beklenmeyen bir şekilde Sayın Obama beni arayıp Dışişleri Bakanı olmak isteyip istemediğimi sordu. Böyle bir şeyi tahmin edemezdim. Benim hayatım aslında tahmin edilmezlerle dolu. Sabah kalkıp şunu yapacağım diye emin olarak başlamıyorum. Kalkıyorum, ‘bugün ne olacak acaba’ diye bekliyorum ama gerçekten de çok şanslı olduğuma inanıyorum düşünüyorum. Çok sıradışı heyecan verici manevi tatmini yüksek ve zorlukları başarma mutluluğu ile geçen bir hayatım var." cevabını verdi.Hillary Clinton, 'En son ne zaman aşık oldunuz' sorusunu ise 'Eşime aşık olduğum' zaman diye cevapladı. Anti- Amerikancılığı nasıl kıracaksınız?Çiğdem Anat, Clinton'a Irakta'ki çocuk ve insanlara kendi insanlarınıza gösterdiğiniz hasasiyeti göstermenizi bekliyoruz. Dünyada yükselen Anti-Amerikancılığı kırmak için ne yapacaksınız sorusunu yöneltti?Ortak insanlık için beraber çalışılması gerektiğini söyleyen Clinton, "Farklı renkten ve dinden insanların daha az insan olduğunu düşünemeyiz. Evrensel bir dil kullanmalıyız. Kadınlar ve çocuklar benim özel ilgi alanım. 6 haftadır görevdeyim. Mevkimi bu alanda kullanmak istiyorum. Askeri güçlerimizi Irak'tan çıkaracağız. Ama Iraklılarla beraber aynı Türkiye gibi çalışmaya devam edeceğiz" diye yanıtladı. 'Acıların üstesinden aşkla geldim'Clinton, Müjde Ar’ın “Acıların üstesinden siyasetin gücüyle mi yoksa aşkın gücüyle mi geldiniz” sorusunu 'aşkla' diye cevapladı. “Ve aşk her şeyden önce gelir’ dedi. Pınar Kür: Sesimizin kesilmesi isteniyorPınar Kür’ün “Eskiden kadınlar ABD’de sekreter, hostes, manken olurdu. Şimdi yönetici kadrosunda. Türkiye’de ise tam tersi oldu sesimizin kesilmesi isteniyor. Bu konuda ne önerirsiniz sorusuna, “Türk kadınlarını çok takdir ediyorum. Birbirimizi desteklemeliyiz. Annemin yaşadığı dönemden çok farklı bir dönemdeyiz. Mücadele vermeliyiz. Bilim zekası olan bir kadın neden bilim kadını olmasın. Artık ülkelerin hemen hiçbiri kadınların katılımını engellemek istemiyor” diye cevapladı. 'Ben hiç sizin gibi olmadım'Kendinden beklenen soruyu sormakta gecikmeyen Aysun Kayacı ise çok şık bulduğunu belirttiği Clinton'dan Michelle Obama'nın giyimini değerlendirmesini istedi. Clinton: "Michelle Obama'da tarzıyla çok güçlü bir figür. Ve şık. Sizlere bakıyorum. Çok hoş bir stiliniz var. Sizlerde çok şıksınız. Ama ben hiçbir zaman böyle biri olmadım" diye cevapladı.
Programın tekrarı yarın saat 15.10'da ve 23.10'da.