Clinton'ın e-posta skandalı: Zamanlama manidar mı?

Clinton'ın e-posta skandalı: Zamanlama manidar mı?

ABD'de Demokrat Parti'nin başkan adayı Hillary Clinton'ın elektronik postaları aylardır tartışılıyor. Son olarak Federal Soruşturma Bürosu (FBI) elektronik postalarla ilgili olarak yeni bir soruşturma açma kararı aldı ve konu ülkede yeniden gündemin ilk sıralarına oturdu.

Cumhuriyetçi başkan adayı Donald Trump, Clinton'ın suç işlediğini söylüyor ve kamuoyu yoklamalarına göre Clinton'l arasındaki farkı kapanıyor.

Ancak Clinton'ın kampanya ekibi, başkanlık seçimine bu kadar kısa bir süre kalma FBI'ın elektronik posta soruşturmasını kamuoyuna açıklamasının yasalara aykırı olduğunu söylüyor.

Peki Clinton tam olarak ne yaptı ya da yapmadı? İşte elektronik posta skandalıyla ilgili tüm bilinmesi gerekenler.

Mesele, Hillary Clinton'ın Dışişleri Bakanı görevine geldiği 7 yıl öncesine dayanıyor. Clinton, .gov uzantılı resmi bir elektronik posta adresi açmak yerine, işle ilgili ve kişisel elektronik postalarını [email protected] adresinden gönderdi.

Clinton'ın New York'taki evinde özel bir sunucusu vardı. Clinton, görev süresi boyunca 62 binden fazla elektronik posta aldığını söylüyor. Bunların yarısının resmi, yarısının ise kişisel olduğunu belirtiyor.

Kişisel elektronik postaları arasında kızının evlilik planları, annesinin cenazesi ve yoga dersleri gibi konuların olduğunu ifade ediyor.

Hillary Clinton bir seferinde gazetecilere "Tek bir cihaz kullanmanın daha basit olduğunu düşünmüştüm ama açıkçası öyle olmuyormuş" dedi.

En basit haliyle söylemek gerekirse, Clinton Amerikan halkından hiçbir bilgi saklamadığına inanmalarını istiyor.

Hillary Clinton'ın kendi sunucusunu ve elektronik posta adresini kullanmasının, mesajları üzerinde tam bir kontrole sahip olması anlamına geldiğine dikkat çekiliyor.

Yani hangi bilgilerin resmi kayıtlara girip girmeyeceğine kendisi karar veriyor.

Clinton yapılması gerekenleri "fazlasıyla" yaptığını söylüyor.

Tabii bir de güvenlik meselesi var. Kendi sunucusunu kullanmasının bilgisayar korsanları ve casusların işini kolaylaştırdığını söyleyenler var. Elektronik postalara sızılıp sızılmadığını kanıtlamanın imkânı yok.

Ancak hükümete ait resmi sunucuların da her zaman güvenli olmadığını biliyoruz. Amerikan Dışişleri Bakanlığı 2014'te bilgisayar korsanlarının siber saldırısına uğramıştı.

Burası biraz gri bir bölge ama muhtemelen ihlal yok. O dönemdeki yasalara göre kişisel elektronik posta hesaplarını kullanan tüm yetkililer resmi yazışmalarını hükümete göndermek zorundaydı.

Hillary Clinton bunu yaptığını söylüyor çünkü işle ilgili gönderdiği elektronik postaların çoğu hükümete ait hesaplara gitti ve otomatik olarak arşivlendi.

Amerikan Dışişleri Bakanlığı Mayıs 2016'da Clinton'ın şahsi elektronik posta adresini kullanmak için izin istemediği için hükümetin politikalarına aykırı davrandığını söyledi. Ancak bu bir suç da değil.

Araştırma yapılmıştı ve geçen Temmuz'da Clinton'ın suç işlemediğine karar verilmişti.

Ancak Clinton bu soruşturmadan tamamen de aklanmadı.

FBI Direktörü James Comey, Clinton'ın "aşırı derecede dikkatsiz" davrandığını ama hiçbir makul savcının adli soruşturma başlatmayacağını söylemişti.

FBI ayrıca Hillary Clinton'ın işle ilgili binlerce elektronik postayı teslim etmediğini belirtti.

Ancak bunların skandal kamuoyuna yansımadan önce silindiğine dikkat çekilerek, kasten saklanmadıkları sonucuna varıldı.

Clinton'ın kampanyası dikkatleri elektronik posta tartışmalarından uzağa taşımaya çalışsa da, Trump "sahtekâr Hillary" diyerek meseleyi sürekli gündemde tuttu.

FBI Direktörü James Corney, Kongre'ye yazdığı mektupta soruşturmayla bağlantılı yeni elektronik postalar bulduklarını söyledi.

Daha önceki soruşturmada FBI mahkeme emri gerektiği için elektronik postaları okumamıştı.

Şu anda FBI ajanları 650 bin elektronik postayı inceliyor ve seçimden önce bitirmeleri de çok düşük ihtimal.

Bu elektronik postaların Anthony Weiner adlı bir siyasetçiyle ilgili başka soruşturma kapsamında bulunduğu sanılıyor.

2011'de evli siyasetçi kazayla iç çamaşırlı bir resmini Twitter'da paylaşmıştı.

Başta hesabının ele geçirildiğini iddia etti ancak daha sonra kadınlara cinsel içerikli mesajlar attığını kabul etti.

Birkaç yıl sonra Wenier'ın, Carlos Danger takma adıyla cinsel içerikli mesajlar attığı tespit edildi.

Weiner Huma Abedin adlı bir kadınla evli ve Abedin Clinton'ın en yakın danışmanlarından biri. O kadar ki, Clinton'ın Huma Abedin'i ikinci kızı olarak gördüğü belirtiliyor.

FBI'ın soruşturması Trump için erken Noel hediyesi gibi oldu ve hakkındaki cinsel taciz iddialarının gündemden düşmesini sağladı.

Trump olayın "son 40 yılın en büyük siyasi skandalı" olduğunu söylüyor.

Donald Trump "Çok büyük bir suç olmasaydı FBI bu soruşturmayı asla yeniden açmazdı" dedi.

Clinton, FBI'ın mümkün olan en kısa sürede daha fazla bilgi vermesini istedi.

Elektronik postaların Temmuz'daki FBI soruşturmasından farklı bir sonuç vermeyeceğinden emin olduğunu söyledi.

Ayrıca karşı saldırıya geçip, FBI soruşturmasının "benzeri görülmemiş ve çok rahatsız edici" olduğunu da vurguladı.

Clinton'ın ekibi kesinlikle böyle düşünüyor. ABD Adalet Bakanlığı'nın FBI Direktörü James Comey'i seçime bu kadar kısa süre kala Kongre'ye mektup yazmamasını tavsiye ettiği ortaya çıktı.

Clinton'ın kampanyası Comey'in yasaları ihlal ettiğini söylüyor.

Comey uzun süre Cumhuriyetçi Parti üyesiydi ancak şimdi değil.

Senato'nun Demokrat Partili lideri Harry Reid Comey'e bir mektup yazdı.

Reid mektubunda, FBI'ın yasaları çiğnemiş olabileceğini söyledi.

Seçimler yapılana dek bu sorunun kesin bir yanıtı yok. Ancak kamuoyu yoklamaları büyük bir etkisi olduğunu gösteriyor. Geçen hafta Clinton rakibinin 12 puan önündeydi. Şu anda bu fark yüzde bire kadar indi.

Her şekilde, Hillary Clinton'ın aylar önce kapanmış olmasını dilediği mesele seçime dek gündemde kalacak ve Clinton kazansa bile başkanlığının ilk günleri elektronik postlarla ilgili sorulara yanıt vermekle geçecek.