CMK'NIN 102. MADDESİNİN YÜRÜRLÜĞE GİRMESİ İSTANBUL (A.A) 

-CMK'NIN 102. MADDESİNİN YÜRÜRLÜĞE GİRMESİ İSTANBUL (A.A) - 11.01.2011 - İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, ''çıkar amacıyla suç örgütü kurmak'' ve ''örgüte üye olmak'' gibi suçlardan 2002, 2003 ve 2006'dan bu yana tutuklu yargılanan 10 sanığın, Ceza Muhakemesi Kanununun (CMK) 102. maddesi kapsamında tahliye edilmesi talebini, ağır ceza mahkemesinin görev kapsamına giren birden çok suç nedeniyle reddetti. Mahkeme heyeti, CMK'nın 102. maddesi kapsamında tahliye edilmeleri yönünde talepte bulunan tutuklu 10 sanıkla ilgili başvuruyu değerlendirdi. Heyet, ''çıkar amacıyla suç örgütü kurmak'', ''suç örgütü üyesi olmak'', ''adam öldürmek'' ve ''yağma'' gibi suçlardan 2002'den itibaren tutuklu yargılanan sanıklar Ali Kartal, Bestami Öcal, Ömer Öcal, Ejder Çetinkaya, Önder Çalım, Murat Genç ve Osman Topuz, 2003'ten beri  tutuklu yargılanan Ömer Çılgın ve Mesut Askar ile 2006'dan bu yana tutuklu yargılanan Mehmet Gemicioğlu'nun taleplerinin savcıdan mütalaa alınarak da incelendiğini belirtti. -''HER EYLEM İÇİN AYRI AYRI DEĞERLENDİRME''- CMK'nın 102. maddesine göre, zorunlu uzatmayla birlikte tutukluluk süresinin 5 yıl ile sınırlandırıldığı bilgisini veren heyet, 5 yıllık sınırın uygulanması hususunda yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı: ''Farklı ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren yerlerde ayrı ayrı suç işlenmesi halinde ayrı mahkemelerde yapılacak yargılamada ayrı tutuklama müzekkerelerinin düzenleneceği, her eylem nedeniyle mahkemesince bu 5 yıllık süreye riayet edileceği dikkate alındığında, CMK'nın 250. maddesi ile görevli mahkememizde örgüt kapsamında ya da CMK'nın 8 ve devamı maddelerindeki bağlantı nedeniyle farklı mahallerde ya da farklı şahıslara karşı işlenen birden fazla ağır cezalık suçların yargılaması yapılmaktadır.  Farklı suçlara tek tutukluluk müzekkeresinin düzenlendiği, ancak bu tutuklama müzekkeresindeki her eylem ayrı ayrı infaza verildiğinden 5 yıllık zorunlu sürenin ağır cezalık her eylem için ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir. Aksinin düşünülmesi halinde farklı mahallerde işlediği ağır cezalık suçlar nedeniyle ya da farklı ağır cezalık suçlara dayalı olarak ayrı tutuklama müzekkerelerine bağlı olarak tutuklanan sanıkların her eylem nedeniyle 5 yıllık tutukluluk süresine riayet edilerek daha uzun süreli tutuklu kalmaları gerekir.'' -''KISA SÜRELİ AĞIR SUÇ TUTUKLULUĞU, YASANIN RUHUNA AYKIRIDIR''- Özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren örgütlü ''suç işlemek için örgüt kurma'' suçunun, toplum düzenini tehlikeye soktuğunu, suç işlemede kolaylık sağladığını, kamu güvenliği ile hak ve özgürlükleri tehdit ettiğini, suç işleme amacı etrafında bir araya gelen bireylerin daha nitelikli, planlı ve toplum vicdanında derin yaralar açan eylemleri planlayıp işleyebileceklerini belirten heyet, örgüt kapsamında kaldığı için birden fazla ağır cezalık suçların bir mahkemede ve tek tutuklama yazısına bağlı olarak infaz edilen tutukluluk hallerinin her suç için ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini dile getirdi. ''Aksi halde daha nitelikli ve ağır sonuçları olan bağlantılı suçlarda, basit suçlara göre daha kısa süreli tutukluluk hali, eşitlik ilkesine, yasanın ruhuna ve kamu vicdanına aykırı düşer'' ifadesini kullanan mahkeme heyeti, söz konusu yasanın eşitlik ilkesine uygun olarak yorumlanması gerektiğini aktardı. -''TOPLUM VİCDANI'' VURGUSU- Heyet, yasanın, eşitlik ilkesine aykırı olarak, toplum vicdanında telafisi imkansız yaralara neden olacak şekilde yorumlanmasının, hukukun özüne ve adalet anlayışına uygun düşmeyeceği vicdani kanaatine varıldığını kaydederek, mahkemenin görüşüne göre tek tutuklama yazısına dayalı olsa bile ayrı ayrı suçlar nedeniyle düzenlenen müzekkerelerde her suç için ayrı ayrı infaz yapıldığını ve 5 yıllık zorunlu sürecin buna göre değerlendirilmesi gerektiğini aktardı. Mahkeme heyeti, bu nedenlerle tutuklu sanıklar Ali Kartal, Bestami Öcal, Ömer Öcal, Ejder Çetinkaya, Önder Çalım, Murat Genç, Osman Topuz, Ömer Çılgın, Mesut Askar ve Mehmet Gemicioğlu'nun tahliye taleplerinin, ağır ceza mahkemesinin görev kapsamına giren birden çok suç nedeniyle reddini kararlaştırdı. -DAVANIN SANIĞI, SAVCIYI YUMRUKLAMIŞTI- İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinde 23 Kasım 2009'da görülen duruşmada, Cumhuriyet Savcısı Nuri Ahmet Saraç, bu davanın tutuklu sanıklarından Ejder Çetinkaya tarafından, sanıkların tutukluluk durumunun devamına yönelik mütalaa verdiği için yumruklu saldırıya uğramıştı. Ejder Çetinkaya hakkında savcı Saraç'ı darp ettiği için Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmuş, yaralanan Saraç, rapor alarak bir süre tedavi görmüştü.