T24- CNN Türk'te sabahları Bilal Çetin'in yüzünün, Metehan Demir'i dinlerken aldığı ifadeyi izlemediyseniz kaçırmayın. Vatan'ın deneyimli Ankara Temsilcisi, Hürriyet'in taze temsilcisini dinlerken zaman zaman azap çekiyor sanki.
Bu sabah da öyle oldu. Demir, Başak Şengül'den izin alarak Kemal Kılıçdaroğlu'nun gecekondu ziyaretine “isyan etmek” istediğini belirtirken Çetin'in gözleri “bir tuhaflığı izleme” ifadesi kazanıverdi. Artık “isyan etmek” için izin istenmesini mi tuhaf buldu... Yoksa “devletten elektrik çalan gecekonducular”a öfkesini dile getiren Demir'e “Evladım devlette elektrik mi kaldı, bütün dağıtım şirketleri satıldı” demeyi içinden geçirdiği için mi bilinmez, Bilal Çetin'in ıstırabı izlenmeye değerdi.
Başak Şengül ve Ebru Baki İstanbul'dan “Ama gecekondu yapılmasına göz yuman, teşvik eden ve hizmet götüren de siyaset” gibilerinden ortalığı toparlamaya çalıştılarsa da, Demir'e pis gecekonducuları affettirmek mümkün olamadı...
CNN Türk'te daha sonra Haber Toplantısı'nda Demir'e şöööyle bir değinildi, ama haliyle pek üzerinde durulmadı.
Uğur Dündar'ın Öcalan kriteri olmadı
Medya Mahallesi'nde Ayşenur Arslan'ın konuğu Uğur Dündar'dı. Dündar'ın, “terör örgütü elebaşının açıklamalarını vermek bazen terör örgütünün propagandasını yapmaktır” türünde ifadelerini T24'te kulaklarımıza inanamayarak dinledik. Yıllardır gazetecileri sorgulayan polisten, askerden, yargıdan gelmesine alışık olduğumuz bu iddiayı deneyimli bir gazetecinin savunması nahoş oldu. “Savcılar da duydumu acaba” diye kaygılanarak zapladık...
Politikacı yazar yazacak mı?
NTV'de Ruşen Çakır'ın konukları, yazı işleri toplantısını Diyarbakır'da yapan Radikal'cilerdi; Eyüp Can, Binnaz Toprak ve Murat Yetkin. Ancak Prof. Toprak iki gün önce CHP Parti Meclisi'ne girerek siyasete büyük bir adım da attığı için sadece Radikal yazarı olarak bulunmuyordu orada.
Ruşen Çakır, hazır genel yayın yönetmeni ile politikacı-yazarı aynı kadraja girmişken, bir soru atladı burada: Binnaz Toprak'ın “CHP PM üyesi olarak” Radikal'deki yazılarını sürdürmesi konusunda Eyüp Can ne düşünüyordu?
Politikacı yazarlık meselesi Cumhuriyet'in de gündeminde. CHP Genel Sekreteri Süheyl Batum Cumhuriyet'te köşe yazarı olduktan sonra bu göreve seçildi. Bakalım Cumhuriyetçiler ne yapacak?
Bu tartışmada iki taraf da haklı
Yazarlık ile siyasetin birlikteliği konusunda “olabilir” diyenler de var. Peki, gazete yöneticiliği ve politikacılık bir arada olur mu?
İşte bu mesele de, CNN Türk'te, kanalın yeni Ankara Temsilcisi Hande Fırat'ın (kutluyoruz kendisini) yönettiği tartışmada çok yararlı bir kavga çıkardı. CHP kurultayının tartışıldığı programda, Yeni Şafak'ın Ankara Haber Müdürü Abdülkadir Selvi, Hürriyet Yazı İşleri Müdürü Tufan Türenç'in bir dönem Parti Meclisi üyesi olacak kadar CHP'nin içinde olduğunu belirterek “kendisinin sadece gazetecilik yaptığını, bir siyasi partiyle organik bağı bulunmadığını” söyledi.
Türenç'in buna cevabı “Arkadaşlarımızın yaptıkları gazeteler her gün önümüze geliyor. Bana göre Yeni Şafak, Akit, Zaman gazete değil, AKP'nin misyoneri. Yaptığınız mal ortada, olayları nasıl çarpıttığınız ortada” oldu.
Derken programa Akit'ten Mustafa Karahasanoğlu katıldı. Karahasanoğlu “orada bulunmayanlar için söylenen sözlerin ayıp, çirkin, yakışıksız” olduğunu söyledikten sonra ekledi:
“Ben Hürriyet gazetesinin gazete olduğunu biliyorum. Ama Tufan türenç'in CHP'nin Hürriyet'teki amigosu olduğunu düşünüyorum...”
Hangi ceride gazetedir, hangisi değildir, hangisi ne ölçüde gazetedir bir yana...
Ama CNN Türk'teki tartışmaya katılan üç kişiden hangisinin görüşü için “tamamen yanlış” diyebilirsiniz!