Diyarbakır 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi 45 sayfalık kararda; beraatın gerekçelerini, mağdur ve Kayaalp’in ifadelerine ayrıntılı bir şekilde yer verdi. Mahkeme, Kayaalp’in beraatinde; 'cinsel saldırıda' mağdurun olayı yönetmesinin mümkün olmadığına; bu nedenle mağdur E.A.’nın ifadelerinin çelişkili olduğuna dikkat çekti.
Mahkeme, mağdur çocuk E.A.’nın ifadelerine dikkat çekerek, 'istismar olayının doğru kabul edilmesi' durumunda dahi, E.A.’nın rızası olabileceğini söyledi.
Mahkemenin gerekçeli kararında şu ifadeler yer aldı:
“Somut olay yönünden bir an için iddianameye dayanak yapılan ve sanığın işlediği iddia edilen suçlara konu eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiği kabul edilse dahi, suç tarihi itibarıyla 15-18 yaş grubu içerisinde yer alan ve sanığa isnat edilen eylemlere karşı rızası, mutlak surette tasarruf yetkisi kapsamında kabul edilen mağdurun, kovuşturma aşamasında Adli Görüşme Odasında teknik kayıt cihazı ile kayıt altına alınan ve sonrasında tutanağa bağlanan, ‘Bir kere de şöyle bir şey söylemişti, ımmm, demişti biraz daha devam edersen biraz sıvı akacak gibi bir şey söylemişti bana. Sıvı akabilir diye, gülmüştüm ona, kahkaha atmıştık. Bunu da zaten bir kere söyledi, zaten bir kere oldu. Bir defa kurdu ve onu ben demiştim aynaya bakınca kendimi beğenmiyorum demiştim. Çirkin demiştim. Yani ona razı gibi göründüm, çünkü ben şikayet ettiğim zaman bana karşı bir şey sunamasın, (anlaşılamadı). Şikayet etmem gerekir diye düşündüğüm için aldım’ şeklindeki beyan vermişti.
İçerikleri birlikte gözetilerek, rızasına aykırı olarak kendisine cinsel istismara konu eylemler gerçekleştirilen kişinin eylemin gerçekleştiği sırada eylemde bulunan kişi ile birlikte kahkaha atması, razı olmaması halinde herhangi bir kötülüğe maruz kalacağı yönünde delil ve emare bulunmaması ve bu yönde bir kaygısı da olmamasına rağmen eylemi gerçekleştirene rızası varmış gibi kendisini göstermesi ve eylemler sırasında beğenilme isteğini açıkça ortaya koyar sözler sarf etmesinin olağan yaşam koşullarına aykırıdır. Rızasına aykırı şekilde cinsel eylemlere maruz kalan bir mağdurdan beklenilebilecek bir davranış şekli değil. Bu haliyle sanığa isnat edilen ve mağdura karşı gerçekleştirildiği iddia edilen eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin kabulünde dahi somut olayda sanık tarafından cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak eylemde bulunulduğuna, bu suretle sanığın üzerine atılı suçların kanuni unsurlarının oluştuğuna ve atılı suçlardan cezalandırılmasına karar verilmesine yeter nitelik ve derecede her türlü şüpheden uzak , kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı yönünde hukuki ve vicdani kanaate varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”
Öte yandan ailenin avukatı Metin Arkaş, karara itiraz edeceklerini söyledi.