CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, çocuk istismarları ile ilgili TBMM Başkanlığı’na dilekçe göndererek, Meclis araştırması açılmasını istedi. Dilekçesinde, Şiddeti Önleme ve Rehabilitasyon Derneği’nin 2016 Çocuk İstismarı Raporu’na dikkat çeken Tanrıkulu, verilere göre, son 10 yılda çocuk istismarı vakalarının yüzde 700 arttığını kaydetti. Tanrıkulu, çocuklara cinsel istismarda bulunanlara takdir indirimi uygulanmaması ve cezaların caydırıcılığının artırılması konusunda etkili önlemlerin alınması amacıyla Meclis araştırması açılmasını talep ettiklerini bildirdi.
Dernek ile Acıbadem Üniversitesi Suç ve Şiddetle Mücadele Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan raporun, çocuklara yönelik istismarın geldiği boyutları gözler önüne seren çarpıcı veriler içerdiğini belirten Tanrıkulu, rapora göre, dünyada son 4 yılda çocuklara yönelik taciz veya şiddet uygulamalarının yüzde 90 arttığını, tecavüzcülerin tahminen yüzde 5’inin ortaya çıkarken, yüzde 95’inin gizli kaldığını kaydetti.
Verilere göre, ensest ilişkilerin binde birinin ortaya çıktığını belirten CHP’li Sezgin Tanrıkulu, dilekçesinde şöyle dedi:
“Adliyelerdeki 4 tecavüz davasından birinin çocuklarla ilgili olduğu, Adalet Bakanlığı 2014 verilerine göre, her ay Adli Tıp Kurumu’na 650 çocuk cinsel istismarı vakasının gönderildiği, gerçekleşmiş vakalardan yüzde 50’sinde, zihinsel engelli çocuğa istismarda bulunan kişiye mahkemenin indirim uyguladığı, iyi hal ve saygın tutum indirimlerinin devam ettiği, açılan toplam dava sayısının 40 bin 266, karar çıkan dava sayısının 24 bin 825 ve mahkûmiyet kararının 13 bin 968 olduğu ifade edilmektedir. Ayrıca raporda, istismarcıların yüzde 66’sının akraba, komşu gibi çocuğun tanıdığı kişiler olduğu, istismarcıların yüzde 9’unun ise çocukla aynı evde yaşadığına yer verilmiştir.”
Çocukların cinsel istismar, tecavüz ve her türlü sapkınlıktan etkin olarak korunması gerektiğini ifade eden Tanrıkulu dilekçesinde, çocukların cinsel istismara uğramasının önüne geçilmesi, mağduriyetlerin bir an önce giderilmesi, çocuklara cinsel istismarda bulunanlara takdir indirimi uygulanmaması ve cezaların caydırıcılığının artırılması konusunda etkili önlemlerin alınması amacıyla Meclis araştırması açılmasını talep ettiklerini bildirdi.
Diyarbakır'ın Lice ilçesinde ailesi ile birlikte yaşayan K.İ. (20), polise başvurarak, babası M.İ.’nin (53) kendisine ve ablalarına cinsel tacizde bulunduğunu söyledi. Şikayet üzerine gözaltına alınan baba M.İ., tutuklanarak cezaevine gönderildi. Tutuklamanın ardından savcılığa ifade veren K.İ.’nin ablaları, babalarının kendilerine cinsel saldırıda bulunmadığını söyledi. Bunun üzerine M.İ., 24 gün tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakıldı.
Lice ilçesinde ailesi ile birlikte yaşayan K.İ., geçen yıl 9 Ekim’de polise başvurarak, öz babası olan M.İ.’nin geçmişten beri kendisine ve kardeşlerine tacizde bulunduğunu ve bir kez kendisine tecavüz etmeye kalkıştığını söyledi. Genç kadının ifadesi üzerine olayla ilgili soruşturma başlatılırken, şüpheli baba M.İ., 2 gün gözaltında kaldıktan sonra, 11 Ekim 2017 tarihinde çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Şikayetin ardından Aile ve Sosyal Politakalar Bakanlığı tarafından koruma altına alınan K.İ., yurda yerleştirildi. K.İ. savcılık ifadesinde, “Aynı şeyleri ablalarıma karşı da yapıyordu. Küçük kardeşime de cinsel istismarda bulunduğuna şahit oldum. Bu yaşananları kardeşlerim de biliyor. Babamdan şikayetçiyim” dedi.
İfadesinde suçlamaları kabul etmeyen baba M.İ., “Zaman zaman baba şefkati ile kızımı öpüyordum. Ancak, cinsel amaçlı bir eylemim olmadı. 7-8 yıl önce de E.İ. isimli kızım aynı şekilde hakkımda şikayetçi oldu. Ancak yargılama sonucunda beraat ettim” dedi.
Babalarının tutuklanması üzerine savcılığa giderek ifade veren ailenin diğer bireyleri, K.İ.’nin ifadesinde bahsettiği olayların yaşanmadığını söyledi. Aile bireylerinin ifade vermesi üzerine şüpheli baba M.İ., 24 gün tutuklu kaldıktan sonra 3 Kasım 2017 günü Lice Sulh Ceza Hakimliği kararıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Soruşturmayı bir süre önce tamamlayan savcılık, şüpheli M.İ. hakkında ‘kızına karşı basit cinsel saldırı’ iddiasıyla 3 yıldan 10 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırladı. İddianamede, şüphelinin mağdura karşı cinsel saldırı eyleminde bulunduğunu belirten savcı, M.İ.’nin Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanarak, cezalandırılmasını istedi.
İzmir'de 2014 yılında tanıştığı, olay tarihinde 14 yaşında olan E.A.’yı, kendisine gönderdiği çıplak fotoğraflarla tehdit edip cinsel istismarda bulundu. E.A. durumu ailesine ya da polise anlatmaması için tehdit edildi. Şantajlarını sürdüren Cihan Kara’nın arkadaşları Yılmaz Çelik ile Nazif Sert de aynı yöntemi kullanarak, 2016 yılında E.A.’ya cinsel istismarda bulundu. İzmir 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın son duruşmasına mahkeme heyeti, ‘tehdit ve şantajla cinsel istismarda bulundukları’ gerekçesiyle sanıklardan Cihan Kara’ya 132 yıl, Yılmaz Çelik’e 39 yıl, Nazif Sert’e ise 52 yıl hapis cezası verdi.