Çocuk istismarına 12 yaş ayrımı getiren yasaya kadın örgütlerinden itiraz

Çocuk istismarına 12 yaş ayrımı getiren yasaya kadın örgütlerinden itiraz

TCK 103 Kadın Çalışma Grubu, çocuğa yönelik cinsel istismarın cezalandırılmasında 12 yaş öncesi ve sonrasının birbirinden ayrı değerlendirilmesini öngören düzenlemeye itirazlarını sıraladı. Tasarının kadın ile çocuk hakları örgütlerinin görüşü alınmadan hazırlandığı belirtilen açıklamada, böyle bir yaş kademelendirmesinin kabul edilemez olduğu, bu kademelendirmenin 12-15 arasındaki çocuklarda rıza aranması ve erken evliliklerin önünü açma riski olduğu vurgulandı.

Anayasa Mahkemesi bir süre önce çok tartışılan bir karar vererek, Bafra'da bir Ağır Ceza Mahkemesi'nin başvurusu üzerine, "15 yaşını tamamlamamış her çocuğa karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranışın cinsel istismar sayılacağına" ilişkin hükmü iptal etmişti. Böylece 15 yaş altı her çocuğa yönelik cinsel davranışın cinsel istismar sayılmayabileceği hükümlerin kapısı aralanmıştı.

Anayasa Mahkemesi, kararının gerekçesinde "söz konusu suçlarda mahkemelere olaya özgü takdir marjı tanımaması ve onarıcı hukuk kurumları ön görmemesini" göstermişti.

Genel Kurul'a gönderilen yasa tasarısının gerekçesinde de Anayasa Mahkemesi'nin bu kararlarına atıfta bulunarak, yüksek mahkemenin cezalandırmada kademe öngördüğünü ve "farklı yaş gruplarındaki mağdurlara karşı bir ayrım gözetmeyen mevcut hüküm düzenlenmektedir" denilmişti.

 

TCK’nın 103. Maddesi ne diyor?

 

Madde 103 - (1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Cinsel istismar deyiminden;

a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,

b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar, anlaşılır.

 

Yeni düzenleme ne getiriyor?

 

Tasarı Türk Ceza Kanunu'nun çocuklara yönelik cinsel şiddet ve istismar suçlarını düzenleyen ve Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen 103. maddesine dair düzenlemeler içeriyor.

“Yeni tasarıda 103. maddenin, 1. fıkrasının iptal edilen 1 ve 2 numaralı cümlelerinin yeniden düzenlenerek, cezaların yaşa göre kademelendirildiği ve ‘mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması halinde verilecek ceza istismar durumunda 10 yıldan, sarkıntılık durumunda 5 yıldan az olamaz’ cümlesinin eklendiği belirtilmiştir.

"Ayrıca 103. maddenin 2. fıkrası da eski şekliyle aynen korunmuş ancak sonuna ‘mağdurun 12 yaşını tamamlamamış olması halinde verilecek ceza 18 yıldan az olamaz’ ibaresi eklenmiştir.”

 

İtirazlar

 

Açıklamada, yeni düzenlemenin eksiklerinin ve yanlışlarının olduğu ifade edildi.

12 yaş kademelendirmesinin gerekçesini anlamıyoruz. Böyle bir yaş kademelendirmesi kabul edilemez, zira bu kademelendirmenin 12-15 arasındaki çocuklarda rıza aranmasının ve erken evliliklerin önünü açma riski olduğunu düşünüyoruz.

"Ayrıca, maddenin 1. cümlesinde sözü geçen “çocuk” kelimesinden neyin anlaşılması gerektiğinin açıkça ifade edilebilmesi için maddenin başına çocuğun tanımı ile ilgili, ‘TCK’nın 6/1-b’ maddesine atıfta bulunan bir cümle eklenmelidir. Böylece çocuk deyiminden, uluslararası sözleşmelerde de belirtildiği gibi ‘18 yaşını doldurmamış kişi’ net anlaşılacak ve olası yanlış kararların önüne geçilebilecektir.

“Yine aynı maddede hâkimlerin verdiği kararların çocuğun dezavantajına sonuçlanmaması için rıza yaşının 15 olduğu mutlaka belirtilmelidir. Böylece N.Ç. davasında olduğu gibi, 25 kişi tarafından tecavüze uğrayan 13 yaşındaki bir kız çocuğunun rızası olduğu gerekçesiyle sanıklara alt sınırdan ceza verilmesi gibi utanç verici kararların önü kanunen kesilmiş olacaktır.

"Ayrıca bu maddeye bağlı olarak, imam nikâhı yoluyla erken evliliklerin önüne geçebilmek için,  TCK’nın iptal edilen  104/2 maddesinin yeniden düzenlenmesi gerekmektedir ve faille mağdur arasındaki yaş farkının 5 yaştan büyük olması durumunda şikâyet koşulu aranmaksızın bunun cinsel istismar olduğunun açıkça belirtilmesi ve cezanın artırılması gerekmektedir.”

 

Talepler

 

Çalışma grubu yeni yasa sürecinin katılımcı ve şeffaf bir şekilde yürümediğine dikkat çekerek görüşlerini Adalet Komisyonu’nda anlatmak istediklerini söyledi.

Kanunların mutlaka koruyucu ve önleyici tedbirlerle desteklenmesi gerektiğini de vurguladı ve taleplerini belirtti.

“Bu bağlamda 6284 sayılı Ailenin korunması ve Kadına Yönelik şiddetin Önlenmesi yasası gereğince çocukların cinsellik ve cinsel dokunulmazlık haklarıyla ilgili farkındalıklarını erken yaşta artıracak eğitimlerinin okul müfredatlarına dâhil edilerek etkin bir şekilde uygulanmasını talep ediyoruz. “Çocuk ve kadına yönelik şiddet ve cinsel saldırı suçlarının Türkiye’nin de taraf olduğu İstanbul Sözleşmesi’nde de açıkça belirtildiği gibi uzlaştırma ve arabuluculuk kapsamına alınamayacağı da yasalarda açıkça belirtilmelidir.”