'Çocuklarını okula göndermeyen ailelerin kapısına gidip hesap soracağız'

'Çocuklarını okula göndermeyen ailelerin kapısına gidip hesap soracağız'

 

T24 - Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer 4+4+4 eğitim sisteminin ayrıntılarını açıkladı. İlkokula bu yıl başlayacak çocuklarla, mevcut eğitime devam eden çocukların farklı müfredatları olacak. Dinçer, mevcut din dersi eğitiminin ‘zorunlu değerler’ adı altında genel kavramların anlatılacağı bir ders, din dersinin ise seçmeli olabileceğini söyledi.
 
İşte Dinçer’den A’dan Z’ye 4+4+4 sistemi:
 
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 4+4+4 sistemine ilişkin bilgilendirme toplantısı düzenledi. Gazetecilerin sorularını bazen yerinden, bazen de elinde tebeşirle tahta başında yanıtlayan Dinçer, teklifin önümüzdeki hafta Genel Kurul’a geleceğini söyledi. Dinçer, basın toplantısında yeni sisteme ilişkin şu bilgileri verdi:
 
SORUNLARI ÇÖZEN BİR KANUN DEĞİL: Bu kanun eğitim sisteminin sorunlarını çözen bir kanun değil, sadece yapısal düzenleme yapan bir kanun. Sorunlar bugünkü kanunu çıkartmasak da vardı, çıkarttığımızda da devam edecek. Başka kategorilerde çözülmesi gereken bir sorun. Bu açıdan bakıldığında, ben zaten o nedenle gel git yaşıyorum. Bu kanunu tartışıyorsak, fen lisesinde veya imam hatip lisesinde matematik dersinin az olduğuna dair bir tartışma açmanın ne gereği var? Bunun anlamı yok. Toplum bunları tartıştığı zaman bunlarla kanunla bağlantı kuruyor, halbuki bu söylenenlerin bunlarla hiç alakası yok. Bunlar diğer sorunlarımız, yeri geldiğinde çözeceğiz.
 
60-72 AY: Tek bilmeniz gereken, 72 ay alt limitti üst limit yaptık. Alt limit ise 60 ay olacak. 48-60 ay aralığı da okul öncesi. Şu anda mevcut uygulamada 68 aylık okula giden de var, 84 aylık giden de. Bunlar aynı sınıfta oluyor da, 60 aylık ile 72 aylık mı aynı sınıfta olmayacak? Çocukların ömründen bir yıl kazanacağız. Ayrıntılı düzenlemeleri yönetmelikte yapacağız.
 

Antalya’da ön çalışma

 
GEÇİŞ SÜRECİNDE ÇİFTE MÜFREDAT: İlkokula bu yıl başlayacak çocuklar ile mevcut eğitime devam eden çocukların ayrı müfredatı alacak. Bu geçici bir süre böyle devam edecek. Geçiş sürecinde çifte bir müfredat uygulanacak. Bu yıl birinci sınıfa başlayanların alacağı müfredat ile mevcut okuyanların müfredatı farklı olacak.
 
İDARECİ ODALARI GİDİYOR: Yerel düzeyde derslik belirleme çalışmaları yapılması gerekiyor. İl müdürlerine talimat verdik. İnceleyip hazırlık yapıyorlar. Sadece Antalya’da çalışma yaptık. Okul müdürleri ve müdür yardımcılarının kullandıkları odaları gözden geçirdik, binanın resmi projesinde derslik gözüken, ancak idareci odası yapılmış olan bölümleri projeye uygun hale getirdik ve 470 derslik kazandık. Türkiye çapında bir uygulama yapıyoruz. Her il düzeyinde görevliler okul okul geziyor. Okul idarecileri için ayrılmış yerler varsa, orjinal projesine uygun hale getirerek, derslik kazanacağımız bir çalışma yapıyoruz.
 
ÖĞRETMENLER TEDİRGİN OLMASIN: Öğretmenlerde, 4-5’i okutanlar seneye 1. sınıfa geçecek, yığılma olacak diye tedirginlik var. Mevcut öğrenciler için müfredatta herhangi bir değişiklik yok. Bu yıl 4’te okuyan çocuk, gelecek yıl 5’nci yılda okuyacak, 5’nci sınıf müfredatıyla tedirgin olacak bir durum yok. Bu yıl 4’ü okuyanlar gelecek yıl ortaokul olacak. Mevcut müfredat neyse ona devam edecek. Biz zaten şu anda ilk 4 yıl sınıf öğretmenleriyle 5. sınıfta da sınıf öğretmenleri ve bazı alan öğretmenleriyle eğitim götürüyorduk. Mevcut çocuklarımızın üzerinde herhangi bir program değişikliği yapmak konumuz değildir. Biz yeni eğitim döneminde hem 6’ncı yaştan hem 7’nci yaştan öğrenci alacağız öğrenci sayısı artacak böylelikle 5. sınıfı okutmadan 1. sınıfı okutacak öğretmen sayısı da artacak, öğrenci sayısı da birbirini dengeleyecek. Her yıl 1 milyon 200 bin çocuk okula başlıyor. Bir yaş altta da 1.1 milyon nüfus var. Toplamda 2.5 milyona yakın bir yaş aralığı nüfusu olacak. Tabi 1.1 milyon nüfusun hepsi gelecek anlamına gelmiyor.
 
DERSLİK VE ÖĞRETMEN SIKINTISI OLMAYACAK: Okula başlama yaşı düşeceği için öğrenci sayısında bir artış olması halinde zaten 5’nci sınıfı okutmayacak sınıf öğretmenleri 1’e dönecek ve bu fazlalık böyle karşılanacak. Ancak yine de beklenenden fazla öğrenci gelmesi ve sınıf öğretmeni açığının doğması durumunda, okul öncesi öğretmenlere yaz aylarında eğitim verilerek, sınıf öğretmeni yapılabilecek. Derslik ve öğretmen sıkıntısı olmayacaktır. Öğretmenlere esnek eğitim vererek, bir alt, bir üste kaydırabiliriz.
 
ÇOCUKLARIN KAPILARINA GİDECEĞİZ: Bakanlar Kurulu’nun uygulamayı bir yıl erteleme yetkisi var. Bakanlar Kurulu ertelemezse başlıyoruz. Çocukların kapılarına gideceğiz, “Haydi kaydınızı yaptırın” diyeceğiz. Eğer Bakanlar Kurulu ertelerse önümüzdeki yıl kapılarına gideceğiz. Bu yıl da çalışmamızı yapacağız. Çocuklarını göndermeyen ailelere de hesap sormaya başlayacağız. 
 

Yazları din eğitimi

 
HAFIZLIK EĞİTİMİ: Hafızlık eğitiminde bir takım yasaklar vardı. İlkokulu okurken Diyanet’teki bir kursa öğrenciler katılamıyordu. Okul öncesi döneminde bir dini eğitime katılamıyordu. Bir kanun düzenlemesi yapıldı ve yaz döneminde din eğitiminin önü açıldı. Hafızlık eğitimi almak isteyen çocuklar, lise çağındayken okula kaydolmak şartıyla ama dışarıdan eğitimini alarak bu işi yapma imkanına kavuşacak. Bu düzenleme daha önceki şartlardan bir eksiklik taşımıyor, hatta daha fazla imkan veriyor. Yapılan, hafızlık eğitimi düzenlemesine engel oluşturmuyor. Buradaki temel eleştiri, lise çağının geç olduğu, isteyenin ilkokuldan sonra olmasıydı. Mevcut uygulamada ilköğretimden sonra bu tür eğitimleri alabiliyor çocuklar. Yine eğitimi alabilecek, üstelik bir yıl daha önce almak gibi bir şansları olacak... 
 
DİN DERSİ ZORUNLU OLACAK MI?: Din dersini sadece imam hatip okulları almıyor. Tüm öğrencilerin aldığı bir eğitim. Bugün okutulan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi gerçek anlamda bir din dersi değil. AB uygulamalarına bakınca, Türkiye AİHM’de zorunlu din dersi konusunda sıkıntılı. AİHM’de esas sorun, din dersinin varlığı değil, çoklu, objektif ve eleştirel düzeyde verilip verilmediği meselesiydi. O açıdan bakıldığında din kültürünün aslında verilmesi gerektiğine inanıyorum. Bu gerçek anlamda bir din dersi değil. Eğer gerçek anlamda bir din dersinden bahsediyorsanız, çocuklara kendi dinlerini öğreteceği, kendi inanışlarını öğretebileceği bir bilginin verileceği ders anlaşılmalıdır. O yüzden de Müslüman çocuklar İslamı, Hıristiyanlar Hıristiyanlığı, Musevilerin Museviliği, Alevilerin Aleviliği öğrenecekleri bir din dersi konulursa onun isteğine bağlı olarak verilebileceği kanaatindeyim. Şu anki din dersinin daha çok genel dini kavramların ve ahlaki kavramların öğretildiği, toplumsal sorumlulukların açıklandığı bir değerler eğitimi mantığı üzerinde kurgulanabileceğini ve verilebileceğini düşünüyorum. Bu kararı Talim Terbiye verecek. Zamanı gelince konuşuruz.
 

İsterse değiştirebilecek

 
HERKESİN KENDİ RENGİNE GÖRE: Zorunlu değerler eğitimi, yanına da seçmeli din dersi olabilir, Alevilik de bunun içinde olabilir. Türkiye çok kültürlü, çok sesli, çok renkli bir ülke. Çocuklarımıza tüm dünyanın ihtiyaç duyduğu temel dersleri vereceğiz. Bu dersleri aldıktan sonra, üstüne herkes kendi rengine, beklentisine, sesine, uygun bir eğitim alabilecek. Bunun ne mahsuru var? Biz o zaman normalleşeceğiz, demokratik Türkiye olmaya başlayacağız. Dünya ile aramızdaki mesafe belirli bir tip adam yetiştirmemiz nedeniyle açıldı. Bu sistemden vazgeçiyoruz. Düzenlemenin imam hatipliler için yapıldığı yönündeki eleştirilere katılmıyorum. Sadece din eğitimi değil, spor ve güzel sanatlar eğitimi de bu kapsamda değerlendirilmesi gerekiyor. İkinci dört yılda öğrenciler seçmeli aldığı derslerden memnun olmazsa başka seçmeli dersler de alabilecek.