Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 7'si çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği ve 300'den fazla kişinin yaralandığı tren faciasına ilişkin 13 sanığın yargılandığı davada eski TCDD 1. Bölge Müdürü sanık Nihat Aslan savunma yaptı. Aslan, "Bana bağlı 11 tane servis müdürlüğü vardır. Ve bunların da alt birimleri vardır. Bunların hepsinin koordinasyonunu sağlamaktayım. Benim görevim servis müdürlerine müdahale etmek değildir, birimler arası koordinasyonu sağlamaktır. Benim denetleme yetkim de yoktur. Balast tutucunun yapılmamasıyla suçlanıyorum. Bu da teknik bir iştir, benim işim değildir. Bu suçlamaları kabul etmiyorum. Personel eksikliği vardı. Bu konuyla ilgili gerekli yerlere yazı da yazıldı" dedi.
Sanıkların savunmaları ve avukatların sorularının ardından mahkeme heyeti, duruşmaya saat 21.00’e kadar ara verildi. Ara sonrası adliye koridorunda gerginlik çıktı. Aranın ardından mahkeme heyeti kararını açıkladı. Sanıkların tutuklu yargılanması talebini reddeden mahkeme, bir sonraki duruşmanın tarihini 21 Mart olarak belirledi.
Tekirdağ’ın Çorlu ilçesine bağlı Sarılar köyü yakınlarında 8 Temmuz 2018 tarihinde 7’si çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği, 300’den fazla kişinin yaralandığı tren faciasına ilişkin 13 sanığın, "taksirle bir veya birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan yargılandığı davanın 13. duruşması Çorlu 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nce Çorlu Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonu'nda başladı.
Mahkeme, TCDD Bölge Demiryolu Bakım Müdürü sanık Mümin Karasu, duruşmalara katılmayarak ifade vermediği için hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarmıştı. Bu kararın ardından tutuklanan Karasu'nun avukatları, mahkemeye itiraz dilekçesi sunmuştu. Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi, itirazı reddetmiş, itirazın değerlendirilmesi için üst mahkeme olan Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmişti. 2. Ağır Ceza Mahkemesi, itirazı yerinde görerek 23 Kasım 2022 tarihinde sanık Karasu'nun adli kontrol şartıyla tahliyesine karar vermişti.
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada, sanık Mümin Karasu, halen TCDD'de görev yaptığını ve aylık kazancının 15 bin 900 TL olduğunu belirtti.
Kimlik tespitinin ardından, Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve mahkemece kabul edilen ek iddianame okundu. Mahkeme başkanı, ek iddianamenin devam eden yargılama dosyasıyla birleştirildiğini belirtti. Mahkeme, savcının iddianameyi hazırlarken sehven eklemeyi unuttuğu sanıklar hakkında başka bir ek iddianame hazırlandığını ve bu iddianamenin de devam eden dosyayla birleştirildiğini kaydetti.
Mahkemede savunması alınan dönemin TCDD 1. Bölge Müdürü sanık Nihat Aslan da şunları söyledi:
"Ben bir bölge müdürüyüm. 2016 yılının aralık ayında atandım. Her bölgenin bir sınırı vardır. Bana bağlı 11 tane servis müdürlüğü vardır. Ve bunların da alt birimleri vardır. Bunların hepsinin koordinasyonunu sağlamaktayım. Benim görevim servis müdürlerine müdahale etmek değildir, birimler arası koordinasyonu sağlamaktır. Meteoroloji ile bir protokol yapmamakla suçlanıyorum. Bu benim görevim değildir. Müdürlüklerin görevidir. Bizim kamu kurumlarıyla sözleşme yapmaya yetkimiz yok. Sadece araç kiralama gibi işlerde sözleşme yapma yetkimiz var. Benim denetleme yetkim de yoktur. Balast tutucunun yapılmamasıyla suçlanıyorum. Bu da teknik bir iştir, benim işim değildir. Bu suçlamaları kabul etmiyorum. Her servis, kendi bütçesini ayarlar. Servis müdürleri de daire başkanıyla bütçe görüşmeleri yaparlar. Bütçe, her yıl başında bize gönderilir."
Mahkemenin, 2018 yılında yapılan ihale iptaline ilişkin sorusuna, "Hatırlayamadım" diye cevap veren Aslan, "Bu ihale iptal edildiyse mutlaka ek ödenek istenmiştir" dedi. Mahkeme, sanığa imzaladığı ihalenin iptaline ilişkin belgeyi gösterince, "Şimdi hatırladım. İptal edilmedi. Ek ödenek istenince ertelendi. Ödenek, benim dönemimde verilmedi" diye konuştu. Personel eksikliği olup olmadığına ilişkin soruya ise "Personel eksikliği vardı. Bu konuyla ilgili gerekli yerlere yazı da yazıldı" yanıtını verdi.
Facianın yaşandığı dönem 1. Bölge Müdür Yardımcısı olan sanık Levent Meriçli, mahkemede kendisini şöyle savundu:
“Bölge müdür yardımcılığı idari bir makamdır. Mahal listeleri denetleme yetkimiz yoktur. Yazılar, bizim tarafımızdan genel müdürlüğe gönderilirken, yalnızca 'Görüldü' olarak paraflanır ve gönderilir. Savcılık ifademizdeki bütün beyanlarımız dosyaya geçmedi. Ben Jeoloji Mühendisliği mezunuyum. Emlak İnşaat Müdürlüğü'nde çalıştım. Kamulaştırma-imar konularında görev aldım. Marmaray’dan sorumlu Servis Müdür Yardımcısıydım. Sonrasında da bina bakım onarım işleri yaptım. Uzmanlığım olmadığından kaza yerinde denetim yapacak bilgim yok.
İhalelere ilişkin ise harcama yetkileri şöyledir: İhale yapılacak işlerle ilgili ödenek alınır. Bakım onarım işleri ile ayrıca ödenek olur. Miktarına biz karışmayız. Alt ve üst yapı tadilatları büyüklüğüne, ihtiyaca, aciliyete göre olur. Bölge müdürlüğüne ihale yetkisi verilir, ancak onayı tekrar genel müdür yapar. Benim dönemimde büyük bakım onarım işi yapılmadı.
Çerkezköy-Kapıkule hattının kapatılarak alt yapı çalışması yapıldığını hatırlıyorum. Kaza yeri sicilli bölge sayılır, inceleme o şekilde yapılır, doğrudan teminle yapılır. Daireye gönderilmek üzere idari işlem olarak onayımıza gelir, teknik denetimi biz değil ilgili servis yapar.
2018'de başlayan ihale süreci bitseydi, mart-nisan gibi ödenek gelir sonra ihale haziranın ortası ya da sonuna doğru biterdi. İdari süreçler iki ayı bulurdu, kazadan öncesine yetişmezdi. Kazadan sonra personel talebimiz oldu, kazadan önce Marmaray kapsamında birleştirilerek istenmiş olabilir, emin değilim. Ben üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, beraatımı talep ediyorum." (ANKA)