Avrupa Birliği (AB) şu an geçerli anlaşmaların aşılama kampanyasını yavaşlattığını ve Avrupa'daki fabrikalardan İngiltere'ye Oxford-AstraZeneca aşısının ihracını bloke edebileceğini söyledi.
AB, şu ana kadar yaklaşık 450 milyonluk nüfusunun yalnızca yüzde 12'sine yakın bir bölümüne birinci doz aşıyı yapabildi. Bu nedenle de AB liderlerine yönelik sert eleştiriler yapılıyor.
Buna karşılık İngiltere, Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda'dan oluşan yaklaşık 68 milyonluk Birleşik Krallık'ta, nüfusun yaklaşık yüzde 40'ı aşılanmış bulunuyor.
ABD'de nüfusun yüzde 37'si aşılanırken Rusya ve Çin'de aşılama oranı henüz yüzde 5 ile 6 arasında.
Son anlaşmazlığın sebebi ne?
AB, bazıları kendi topraklarında üretilen aşılar için yaptığı sipariş anlaşmalarının, İngiltere'ye adil olmayan bir avantaj sağladığından kaygı duyuyor.
En son anlaşmazlık, Hollanda'da üretilen AstraZeneca aşıları konusunda yaşandı. Bir AB yetkilisinin, bu aşıların İngiltere'ye gönderilmeyip üye ülkeler arasında dağıtılması gerektiğini söylediği bildirildi.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB'nin, Avrupa topraklarında üretilen aşılardan İngiltere'ye 10 milyon doz ihraç ettiğini ama İngiltere'de üretilen aşılardan AB'ye gelen olmadığını söyledi.
Ursula von der Leyen AB'nin eline geçen aşıda artış olmazsa, AstraZeneca'nın İngiltere'ye ihracını durdurmayı düşünebileceklerini de kaydetti.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson'un şimdi Avrupa liderlerini arayarak onları böylesi bir karardan caydırmaya çalışması bekleniyor.
Geçen yaz Haziran ayında AB'nin 27 üyesi aşı alımı konusunda AB'ye merkezi yetki veren bir oluşuma onay verdiler.
Bununla birlikte AB'nin aşıyla ilgili kurumu AstraZeneca şirketiyle, aşı sipariş anlaşması yapmakta İngiltere'den çok daha yavaş davrandı. Bu da aşı tedarikinde önceliği alamamaları anlamına geldi ve sıkıntı yarattı.
AB ayrıca Pfizer-BioNTech ve Moderna ile de anlaşmalar yaptı ama bu aşıların üretimi ve sevkiyatı konusunda da geçici bazı sıkıntılar yaşanıyor.
Şubat ayında AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen AB'nin aşı konusundaki başarısızlığını kabul ederek "Aşıları onaylamakta geciktik. Büyük miktarda aşı üretimi konusunda fazla iyimser davrandık ve belki de siparişlerimizin zamanında teslim edileceğine fazla güvendik" diye konuştu.
Bu arada AB, klinik deneme süreçleri tamamlandığında almak üzere üç diğer aşıyla daha anlaşma yaptı: Sanofi-GSK, Johnson & Johnson ve CureVac.
Ocak ayında Avrupa İlaç Kurumu (EMA), Oxford-AstraZeneca aşısının bütün yaş grupları için onaylandığını duyurdu. Ancak bazı Avrupa ülkeleri bu tavsiyeye uymayı reddetti ve aşının sadece 65 yaşın üzerindekilere vurulmayacağını açıkladı.
Fransa ve Almanya daha sonra Mart ayı başlarında bu kararlarını gözden geçirip AstraZeneca aşısının 65-74 yaş grubuna uygulanmasına onay verdiler.
Fakat bundan kısa bir süre sonra Fransa, Almanya, İtalya ve İspanya'nın da aralarında olduğu 13 AB üyesi , aşıyı olan az sayıda kişide kan pıhtılaşması görülmesi üzerine AstraZeneca'nın kullanımını geçici olarak durdurdu.
Geçen hafta Perşembe günü Avrupa İlaç Ajansının konuyu inceledikten sonra, kan pıhtılaşması vakalarına aşının yol açtığına dair bir kanıt bulunmadığını açıklaması üzerine bu ülkelerin bir çoğu aşılamaya yeniden başladı.
Ne var ki Fransız makamları bu kez de sadece 55 yaşın üzerindekilere AstraZeneca aşısı yapılabileceğini söylüyor.
Oxford-AstraZeneca aşısının olası yan etkileriyle ve güvenliğiyle ilgili haberlerin çokluğu AB içinde kamuoyunun aşıya güvenini de sarstı.
YouGov anket şirketi Almanların üçte birinin, Fransızların ise sadece dörtte birinin AstraZeneca'nın güvenli olduğuna inandığını bildiriyor.
Üye ülkeler isterlerse, AB merkezi kurumlarıyla anlaşma yapmamış şirketlerle birlikten ayrı anlaşmalar yapmakta özgür.
Örneğin Macaristan ve Slovakya Rusya'dan Sputnik aşısı aldılar ve Çek Cumhuriyeti de bu yola gitmeyi düşünüyor.
Avusturya ve Danimarka ise koronavirüsün mutasyonlarına karşı ikinci nesil aşıların üretilmesi için İsrail ile işbirliği yapacaklarını açıkladılar.
Buna karşılık AB içinde varılan merkezi aşı programı anlaşması, üye ülkelerin, bu program çerçevesinde anlaşma yapılan şirketlerle kendi ayrı anlaşmalarını yapmalarına izin vermiyor.
Ama Almanya buna rağmen Pfizer-BioNTech ile Eylül ayında teslim edilmek üzere 30 milyon dozluk ayrı bir anlaşma yaptı.
Birleşik Krallık Pfizer aşısının kullanımını geçen Kasım ayında, AB İlaç Kurumu'ndan neredeyse üç hafta önce onayladı.
Hükümet AB dışında olmanın bu konuda hareket kabiliyetini artırdığını söylüyor.
Ancak AB yasaları İngiltere'ye, birlikten ayrılmasa da kendi aşısını onaylama imkanı veriyordu. Bunu İngiltere İlaç Güvenliği Kurumu'nun başkanı açıkça ifade etti.
Ama İngiltere o tarihte henüz birlikten resmen çıkmamış olduğu için geçen Sonbahar'da AB aşı programına katılabilirdi, katılmamayı tercih etti.
Eğer bu programa katılmış olsaydı İngiltere büyük olasılıkla aşı şirketleriyle bu kadar çabuk bu kadar çeşitli anlaşmalar yapamayacaktı.