Bilim insanları Covid önlemleri hafifletildikçe, özel eğitilmiş köpeklerin virüsün yayılmasını önleyici tedbirlerden biri olarak gündeme gelebileceğini söylüyor. Köpekler havaalanlarında ya da büyük kalabalıkların katıldığı etkinliklerde faydalı olabilir.
Bu amaçla yapılan bir denemenin bir parçası olarak, köpeklere, Koronavirüs'lü insanların salgıladığı, insan burnunun alamayacağı özel kokuyu ayırt etme eğitimi verildi.
Ama öncelikle köpeklerin deneyde ulaştıkları bulguların laboratuvar testleri ile de doğrulanması ve isabet kaydettiklerinin anlaşılması gerekiyordu.
Yapılan deneyde köpekler Koronavirüs vakalarının yüzde 88'ini tespit etti.
Köpekler, koku alma duyularının insanınkinin 100 bin misli gelişkin olması nedeniyle uzun yıllardan patlayıcı madde, para, ya da uyuşturucu madde aramalarında, kayıp kişilerin aranmasında kullanılıyor.
Yakınlarda yapılan araştırmalar köpeklerin, özellikle de spaniel ve av köpeği cinslerinin, kanser, Parkinson ve sıtma gibi hastalıkların kokusunu ayırt edebildiklerini ortaya koymuştu.
Son deneyde 6 köpeğe koronavirüse yakalanan insanların kokusu, giydikleri çoraplar, yüz maskeleri, tişörtler koklatılarak öğretildi.
Bu kokuyu tanıdıkları ve kendilerine gösterilen giysilerin hasta birinden mi sağlıklı birinden mi geldiğini doğru bildiklerinde ödüllendirildiler.
Üstelik köpeklerin sıradan griple Covid'i ayırt edip edemediğini görmek için, gripli ve diğer solunum yolları hastalıkları geçiren insanlardan da örnekler alındı.
Köpekler, koronavirüslü kişileri, farklı varyantları dahi olsa ve o kişi hiçbir hastalık belirtisi göstermese de, sisteminde virüs düzeyi çok düşük bile olsa kokusundan tanımayı başardı.
Köpeklerin eğitimini üstlenen görevli Claire Guest, sonuçların "köpeklerin insanların hastalıklarının kokusunu tespit etmekte en güvenilir biyo-algılayıcı olduklarınin yeni bir kanıtı" olduğunu söyledi.
Köpekler her 100 Covid vakasından 88'ini buldu. Fakat diğer yandan hasta olmayan her 100 kişiden 16'sını da gösterdiler.
Dolayısıyla bir uçaktaki 300 yolcudan biri koronavirüs taşıyorsa, köpeklerin bu kişiyi tespit etmesi büyük bir olasılık. Fakat aynı zamanda hasta olmayan 48 kişiyi daha yanlışlıkla seçme riskleri var.
Bu da bir kısım hastanın ayırt edilmeyip daha çok sayıda bir kısım insanın da yanlış bir şekilde virüslü diye ayırılmasına sebep olabilirler.
Aslında belli bir yanılma payı laboratuvar testleri için de söz konusu. Fakat köpeklerin özellikle hasta olmayanı hasta diye seçme oranı, burundan sürüntü alınarak yapılan testlerden daha yüksek.
Bu yüzden deney ekibi köpeklerin tek önlem olarak kullanılmamasını tavsiye ediyor.
Ama köpeklerin geleneksel testlerin yanında ek bir tarama işlevi için kullanılabileceğini düşünüyorlar.
Örneğin köpeklerle tarama yapıldıktan sonra seçilen kişilere sürüntü testi yapılması yöntemiyle vakaların yüzde 91 oranında tespit edilebileceğini söylüyorlar.
Fakat köpeklerin asıl avantajı sürat. En çabuk test bile 15 dakikada netice verirken köpekler hastalığın kokusunu birkaç saniyede alabiliyor.
Araştırmacılar iki köpeğin yarım saat içinde 300 kişiyi tarayabildiğini söylüyor.
Bu da Londra Hijyen ve Tropik Hastalıklar Okulu'ndan Profesör James Logan'a göre köpek kullanmayı, en iyi kitlesel tarama yöntemi yapıyor.
Teorik olarak insanlar uçağa biniş sırasında ya da bir etkinliği giriş için kuyruğa girdikleri sırada, köpekler tarafından taramadan geçirilebilir ve köpeklerin işaret ettiği kişilere daha güvenilir bir yöntem olarak PCR testi yapılabilir.
Bu da özellikle İngiltere'de otellerde karantinaya girme zorunluluğu konan kişilerin sayısını epey azaltabilir.
Köpekler ayrıca şu anda pek tarama imkanı olmayan kalabalık tren istasyonları gibi yerlerde de kullanılarak salgının yayılmasını engellemede rol oynayabilirler.
Araştırmalar henüz başlangıç aşamasında dolayısıyla bulguların yayınlanmadan önce başka bilim insanları tarafından da incelenmesi ve bunun ardından ikinci aşamaya geçilerek, deneylerin giysilerle değil doğrudan insan grupları üzerinde yapılması gerekiyor.