https://www.youtube.com/watch?v=EK8ZtkcwvHE
Türkiye, koronavirüs salgınına karşı üçüncü kapanma ve tedbir döneminden geçiyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ramazan ayının ilk iki haftasında "kısmî kapanma" uygulanacağını söyledi.
Türkiye daha önce de 2020 yılının Mart ve Kasım aylarında çeşitli tedbirler uygulayarak, salgının yayılma hızını kontrol altına almaya çalışmıştı.
Alınan bu önlemler, 2020 yaz döneminin başında ve Mart 2021'de hafifletilmeye başladı.
Bununla birlikte, özellikle Nisan 2020'de alınan önlemlerin bazıları hafifletilme dönemleri de dahil olmak üzere yaklaşık bir senedir yürürlükte bulunuyor.
Bunlar arasında, 65 yaş üzerine uygulanan sokağa çıkma kısıtlamaları ve seyahat izni uygulaması, maçların seyircisiz oynanması, eğitimin büyük oranda uzaktan devam etmesi ve bar gibi bazı işletmelerin kapalı kalması yer alıyor.
İktidar, son dönemdeki vaka artışını alınan önlemlere yeterince uyulmamasına bağlıyor. Yapılan resmî açıklamalarda, halkın önlemlere uyması gerektiği, aksi halde salgının devam edeceği uyarıları yapılıyor.
Türkiye'de açıklanan son veriler, günlük vaka artışının 60 binin üzerine çıktığını; 250'nin üzerinde seyreden can kaybının da rekor seviyelere yakın seyrettiğini gösteriyor.
Ancak sağlık meslek örgütleri ve bazı bilim insanları, önlemlerin yeterli olmadığı ve ülkenin "tam kapanmaya" girmesi gerektiği görüşünü savunuyor.
Ayrıca, iktidara, alınan tedbirlerin net bir şekilde aktarılmadığı ve kafa karışıklığına yol açtığı eleştirileri de yöneltiliyor.
Türkiye'nin bir yıllık pandemiyle mücadelesinde ne zaman hangi önlemler alındı?
Türkiye, Aralık 2019 sonunda Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan yeni tür koronavirüsün, dünyanın farklı yerlerinde hızlı bir şekilde yayılmasına karşı harekete geçerek, ilk tedbirleri yürürlüğe koyan ülkeler arasında yer alıyor.
Türkiye, 2020 Şubat ve Mart aylarında ilk etapta vaka artışlarını görüldüğü ülkelerle seyahatleri durdurdu ve ülke dışından yapılan tahliye uçuşlarıyla gelenleri yurtlarda karantinada tuttu. Ayrıca Ocak ayında Bilim Kurulu oluşturuldu.
Türkiye'de ilk vaka 11 Mart 2020'de tespit edildi, ilk can kaybı da 17 Mart'ta yaşandı.
Mart ayının sonlarına doğru vaka sayıları önce 1000'in, kısa bir süre sonra da 2000'in üzerine çıktı. Vaka sayılarında görülen hızlı yükselişle birlikte, Mart ve Nisan aylarında iktidar da devreye girerek, "toplumsal hareketliliği" azaltmak amacıyla bir dizi kısıtlayıcı önlem aldı.
Alınan önlemlerin tanıtımı için "Evde Kal" ve "Hayat Eve Sığar" kampanyaları düzenlendi.
Bu dönemde, ilk etapta okullar önce tatil edildi, sonra uzaktan eğitime geçildi, maçların seyircisiz oynanmasına karar verildi ve kamuda esnek çalışma düzeni başlatıldı. Özel sektörde de birçok şirket, evden çalışmaya geçti.
Seyahatle ilgili alınan önlemler kapsamında da yurt dışı uçuşlar tamamen durduruldu ve şehirlerarası seyahatler de valilik iznine bağlandı. 30 büyükşehir ile akciğer hastalıklarının sık görüldüğü Zonguldak'a giriş ve çıkışlar yasaklandı.
Kapalı mekanlarda maske takma zorunluluğu getirildi, halka ücretsiz maske dağıtımı yapıldı.
Ayrıca, güzellik salonu, kuaför, berber, tiyatro, sinema, restoran, gece kulübü, bar ve spor salonu gibi mekanlar kapatılırken, alışveriş merkezlerinin açık kaldığı saatler de sınırlandı.
Türkiye'nin en büyük kenti İstanbul'da toplu taşıma kullanımı yüzde 80'e varan oranlarda düşüş kaydetti.
Yine bu dönemde Türkiye'de yaş gruplarına göre kısıtlamalar uygulanmasına başlandı. 65 yaş üstü ve 20 yaş altındakilerin sokağa çıkması yasaklandı.
Toplu ibadetlere ve Cuma namazının toplu kılınması gibi uygulamalara ara verildi.
İktidar, hafta sonu sokağa çıkma yasağı uygulamasına da bu dönemde başladı ve Mayıs 2020'nin sonuna kadar 31 şehirde hafta sonu sokağa çıkma yasağı uygulandı.
Türkiye, 2020'nin Haziran ayıyla birlikte "yeni normal" adı verilen sürece geçirilerek, kısıtlamaların önemli bir bölümü kaldırıldı.
Şehirlerarası seyahatler ve uluslararası uçuşlar yeniden başladı. Restoran, kafe ve AVM'ler hijyen artırıcı önlemler alarak yeniden faaliyete geçti.
65 yaş üstü ve 20 yaş altına uygulanan sokağa çıkma yasağı gevşetilerek, belli saatlerde sokağa çıkma serbestisi tanındı. Ayrıca kısıtlamalara tabi olan alt yaş grubu da 20'den 18'e indirildi.
Türkiye'de yaz aylarında hem önlemler gevşetilirse hem de günlük vaka sayıları da düşüş eğilimine girdi.
Temmuz ayı sonunda Sağlık Bakanlığı, koronavirüs verileri açıklamasında değişikliğe giderek, vaka sayısı yerine PCR test sonucu pozitif çıkan ve semptom gösteren kişiler olarak tanımladığı "hasta" sayısını açıklama başladı.
Buna rağmen, Ekim sonundan itibaren hasta sayısı da yükselişe geçti. İktidar bir kez daha kısıtlayıcı önlemlere başvururken, Sağlık Bakanlığı da Kasım ayı sonundan itibaren günlük tablolarında yeniden vaka sayılarına yer verdi.
Kasım ayı ortasında alınan kısıtlayıcı önlemler kapsamında, restoran, kafe, AVM, market, berber ve kuaför gibi işletmelerin çalışma saatleri sınırlandırıldı. Restoran ve kafelerin akşam saatlerinde kapalı olması ve sadece paket servis sunmasına karar verildi.
Yine bu dönemde alınan kararlar uyarınca, Aralık başından itibaren hafta içi 21.00-05.00 saatleri arasında; hafta sonunun da tamamında sokağa çıkma yasağı getirildi.
Taziye, mevlit ve cenazelere katılabilecek kişilerin sayısı sınırlandırılırken, temas-takip sistemi için AVM gibi yerlere girişlerde Hayat Eve Sığar (HES) uygulamasından alınan HES kodu gösterilmesi uygulamasına başlandı.
Türkiye, Aralık ayı sonunda yurtdışından gelenlerin 72 saat önce alınmış negatif PCR testi ibraz etmelerini zorunlu hale getirdi. Ayrıca, bu dönemde yeni varyantların ve yüksek vaka sayılarının görüldüğü başta Birleşik Krallık olmak üzere, Güney Afrika ve Brezilya gibi yapılan gelen uçuşlar durduruldu.
Yeni vaka sayılarının açıklanmaya başlandığı Kasım ayı sonunda 30 bin civarında seyreden günlük vaka sayısı, alınan önlemlerin de etkisiyle Aralık'ın ikinci yarısında 20 binin; Ocak başında da 10 binin altına geriledi. Bu dönemde can kayıpları da 100'ün altında kalırken, pandemi başlangıcından bu yana en düşük seviyelere geriledi.
İktidar, vaka sayıları, can kaybı ve hastane doluluk oranlarının düşük seyretmesi üzerine Şubat ayından itibaren kısıtlamaların gevşetilmesi için çalışmalara başladı ve Mart ayı başında da "yerinde karar" adını verdiği bir sürece geçti.
Bu kapsamda, Türkiye'deki iller günlük vaka sayısı, hastane doluluk oranı, ağır hasta sayısı ve can kaybı gibi bir dizi kriter göz önüne alınarak dört farklı risk grubuna ayrıldı. Her bir kategori için de farklı kısıtlamaların uygulanması planlandı.
Kısıtlamaların gevşetilmesi ve başta Adalet ve Kalkınma Partisi olmak üzere bazı partilerin kongrelerinin kapalı mekanlarda çok sayıda kişinin katılımıyla yapılması ve Nevruz kutlamalarına izin verilmesiyle birlikte vaka sayıları da hızlı bir şekilde yükselişe geçti.
Mart ayı içerisinde günlük vaka artışı yeniden önce 10 bin, daha sonra 20 binin üzerine çıkarken, günlük can kaybı da 200'ü aştı.
Nisan ayına gelindiğinde ise günlük vaka sayıları 40 bini de aşarak, rekor seviyelerde seyretmeye başladı.
Yaşanan bu gelişmeler üzerine iktidar bir kez daha kısıtlayıcı önlem almak durumunda kaldı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, salgının yeniden şiddetlenmesinin nedeninin halkın alınan tedbirlere uymaması olduğunu söyledi.
Koca, "Vakaların artmasından hepimiz sorumluyuz, 84 milyon" diye konuştu.
Bu açıklamadan bir gün sonra, Salı günü Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplanan kabine, bir kez daha Kasım ayındakine benzer kısıtlayıcı önlemler aldı.
Erdoğan'ın "kısmi kapanma" olarak nitelendirdiği bu dönemde Kasım ayındaki tedbirlere ek olarak kamuda mesai saatleri yeniden düzenlendi ve Mart 2020'deki gibi esnek çalışma sistemine geçildi. Bankalar gibi bazı özel şirketler de çalışma saatlerini yeniden düzenledi.
Alınan yeni önlemler il bazında değil, Türkiye genelini kapsıyor.
Bu kapsamda, sokağa çıkma yasağı süresi uzatılarak, başlama saati 21.00'den 19.00'a çekildi. Hafta sonu da bu uygulamanın devamına karar verildi. Yine bu saatler arasında şehirlerarası seyahatler de belli istisnalar dışında yasaklandı.
Restoran, kafe, spor salonları, güzellik merkezleri, lokal ve eğlence merkezleri kapatıldı. Restoranlar yeniden paket servis uygulamasına geçti.
Şehir içi ulaşımda da toplu taşıma araçlarına kapasite sınırlaması getirilirken, 65 yaş üstünün toplu taşıma kullanması yeniden yasaklandı.
Söz konusu kısıtlamaların iki hafta geçerli olacağı açıklandı.