Gazeteci-yazar Faruk Balıkçı ve gazeteci-yönetmen Ruhi Karadağ tarafından kaleme alınan ve Ozan Yayıncılık'tan çıkan kitap; uzun ve titiz bir çalışmanın ürünü olarak okurlarıyla buluştu.
Uzun bir süredir ülkemiz gündeminden düşmeyen ve ikinci yılına giren “Çözüm Süreci” hakkında neredeyse herkes konuştu ve konuşmaya da devam ediyor. Sürecin politik tarafları, aydınlar, akademisyenler yani sorunun çözümüne ilişkin kafa yoran herkes, kendi politik duruşu ve perspektifi doğrultusunda savlar geliştirip öne sürümlerde bulundular. Dolayısıyla “Kürt Sorunu” dediğimiz bu can yakan sorun, bu tartışmalar düzleminde derinlemesine irdelenme imkânına kavuştu. Zira silahların susması, akan kanın durması bile sürecin olumluya evrildiği yönündeki umutların pekişmesine katkı sundu/sunuyor… Bu noktada, “Yaralı Yonca/Nefel a Birîndar” da bir kitap olarak çözümün parçası olacak ve herkesin birbirini daha kolay anlamasını sağlayacak bir alan çalışması…
Faruk Balıkçı ve Ruhi Karadağ; üç farklı zaman aralığında Kandil’e gidip, bizzat oradaki yaşama dokundu ve “Çözüm Süreci”nin dağdan nasıl göründüğünü anlamak/anlatmak adına gözlem yaptılar. Çözümün asıl tarafı ve bu güne kadar hiç konuşmamış olanlara hem süreci sordular hem de dağlardaki hayatı ve hayata dair her şeyi konuştular… - Öcalan’ın “Silahlara Veda” deklarasyonu onlar için ne anlam ifade ediyordu… - Bu deklarasyonun ardından geri çekilme süreci nasıl gerçekleşti, neler yaşandı… - Medya Alanlarına dönerken kadrolar nelerle karşılaştılar, tavırları ve ruhsal şekillenmeleri nasıldı… - Sürecin geldiği aşamayı nasıl değerlendiriyorlar, ne bekliyorlardı… - Süreç Barış’la sonuçlanırsa neler yapmayı planlıyorlardı… - Savaş ne?.. Barış ne?.. Özgürlük ne?.. Aile ne?.. Aşk ne?..
Kandil’de görüşülen kadın militan Beritan; “Kadın savaşırken bile düşü barıştır, bunca yıl dağlarda savaşmamın sebebi savaşa âşık olmamdan kaynaklanmıyor” derken ne anlatmaya çalışıyordu? Ozan Yayıncılık kitapla ilgili olarak “Yaralı Yonca/Nefel a Birîndar” bütün bu soruların yanıtı olacak bir kitap ve bu düzeyde kapsamlı ilk çalışma. Otuz yılı aşkın bir zamana yayılan bu can yakıcı sıcak savaşın, kanla örülüp duvar çekilen ve görünmez kılınan tarafındakilerle, sözlü tarih söyleşmelerinin yanı sıra, sorunsalın sosyolojik ve psikolojik boyutunu da irdelemeye çalışan bu kitap; dağdakilerin hayat hikâyelerine dalarak duygulara da dokunuyor. Kitap; bilmediklerimizi anlatmanın yanısıra, önyargılarımızı kırma ve duygularımızı esnetme noktasında da önemli mesajlar içermektedir. Dolayısıyla, bu güncel/belgesel çalışma, Mart 2013 Newroz’unda Öcalan’ın “Silahlara Veda” deklarasyonuyla yeni bir Paradigmaya dönüşen “Çözüm Süreci” olgusunun, “Silahlara Elveda”ya dönüşmesine önemli katkılar sunacaktır” açıklamasını yaptı.